Gazetecilerin engellenmesine tepki: Basının birinci görevi hakikattir

 
 
İZMİR - Depremin etkilediği kentlerde ilan edilen OHAL ile birlikte engellenen gazetecilere yönelik baskılara tepki gösteren İGC Başkanı Dilek Gappi, “Basının birinci görevi kamu adına halk adına yanlış olanlara işaret etmek, halkın durumunu, beklentilerini objektif bir şekilde yansıtmaktır” dedi. 
 
Merkez üssü Mereş ve Dîlok olan depremler, Amed, Rîha, Meletî, Osmaniye, Mêrdîn, Adana, Hatay ve Semsûr'da büyük yıkıma neden oldu. 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerde enkaz altında kalan yurttaşlar için saniyeler önem kazandı. Deprem 4’üncü gününe girerken, hala ulaşılmayan çok sayıda enkaz alanı bulunmakta. Depremin ikinci günü ekran karşısına çıkan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise, depremin etkilediği 10 kentte 3 ay sürecek Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etti. 
 
Resmi Gazete’de yayımlanan OHAL kararı bugün Meclis’te görüşülecek. 
 
OHAL İLANI SONRASI 
 
OHAL kararının ardından ilk müdahale gazetecilere yönelik oldu. Amed'te enkazları takip eden ve yurttaşların durumunu aktaran gazetecileri “turkuaz kartı yok” gerekçesiyle engelleyen polis, yaşadıkları sorunları dile getiren yurttaşları da gözaltına almakla tehdit etti. 
 
GAZETECİLER GÖZALTINA ALINDI 
 
Evrensel Gazetesi’nin Adana Muhabiri Volkan Pekal’da, Adana Şehir Hastanesi’nde tedavi gören depremzedelerin ve hastanede yaşanan durumu haberleştirmek istediği sırada "izinsiz çekim yaptığı" bahanesiyle gözaltına alındı. Yine dün depremin etkilediği kentlerden olan Riha'nın Bêrecûk (Birecik) ilçesinde yıkılan ve 21 kişinin cansız bedeninin çıkarıldığı enkazda yürütülen çalışmaları takip eden Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mahmut Altıntaş ve JINNEWS muhabiri Sema Çağlak gözaltına alındı. Birecik Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen gazetecilere, “Birecik’e neden geldiniz?”, “Kurum kartını size kim verdi?” soruları soruldu. Gazeteciler, ifadelerinin ardından basın kartlarına el konulduktan sonra serbest bırakılırken, aynı saatlerde Amet’te MA muhabiri Mehmet Güleş, röportaj yaptığı arama kurtarma çalışmalarına katılan bir gönüllü ile birlikte gözaltına alındı. 
 
Yine akşam saatlerinde sanal medya hesabı Twitter'da bant daraltma yaptırımı uygulandı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) gibi örgütler, OHAL ilanıyla birlikte gazetecilere yönelik engellemelere yaptıkları açıklamalarla tepki gösterdi. 
 
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi, OHAL kararı sonrası gazetecilere yönelik baskı ve engellemelere dair konuştu.
 
'BASIN BU SÜREÇTE ÖZGÜR OLMALI'
 
Türkiye’nin zor günlerden geçtiğini belirten Gappi, özellikle bu süreçte basının özgür olmasının gerektiğini söyledi. Gappi, “Basının birinci görevi kamu adına halk adına yanlış olanlara işaret etmek, halkın durumunu, beklentilerini objektif bir şekilde yansıtmaktır. Maalesef daha sürecin acılarını yaşarken, farklı sıkıntılar hissetmeye başladık. Böylesi, bir süreçte basının önlenmesine yönelik süreçler başladı” dedi. 
 
'BASIN BİRİNCİ GÜÇ'
 
Basını regüle ederek toplumu regüle etmeye yönelik bir yaklaşımın olduğunu kaydeden Gappi, basın emekçilerinin tek isteğinin özgürce haber yapmak olduğunu söyledi. Gappi, “Sıkı yönetim dönemleri bu duruma kalkan oluyor ve karşımıza çıkıyor. Meslektaşlarımız şimdiden gözaltına alınmaya başlandı. Ya da otokontrol uygulanıyor. Bir canlı yayında gördük ki muhabir, ‘Aman bunu vermeyelim sıkıntı doğar’ demek zorunda kaldı. Türkiye bu acı süreçlerden geçerken basın bizim birinci önceliğimiz. Bundan taviz veremeyiz. Halkın gerçekliğini yansıtmak zorundayız. Yetkililere sesleniyorum; sizin sorumluluğunuz basın veya meslektaşlarımızı engellemek değil. Yaşanan sorunları çözmektir. Deprem sürecinde birçok can kaybı zamanın da müdahale edilmediği için oldu. Basının birinci görevi bunları yansıtmaktır. Sıkıyönetim dönemlerinde önce basının iş yapması engelleniyor. Bu alışkanlığın son bulması gerekiyor. Bu bölgelerde ekmek kadar basının özgürlüğü de gereklidir” diye belirtti. 
 
'OHAL BASKIYI ARTIRDI'
 
OHAL'e birlikte basına yönelik baskı ve engellemelerin katmerleşerek, devam ettiğinin altını çizen Gappi, mevcut durumda herkese akıl vermeye çalışan bir durumun oluştuğunu ifade etti. Gappi, “En küçük bir bürokrat bile basın üzerinde kendini bir güç olarak görüyor. ‘Onu çekemezsiniz, bunu yapamazsınız’ diyor. Gazetecilik çok açık ve nettir. Mesleğimizin amacı halkın gerçekliğini göstermektir. Bu konuda taviz veremeyiz. Bizim işimiz bu. Dayanışmayı artırmamız gerekiyor. Bu süreçte halka gerçeği ulaştırmaya devam edeceğimizi herkesin bilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
'ACILARA MERHEM OLSUNLAR'
 
Gerçeklerin gizlenemeyeceğini belirten Gappi, yaşanan acılara merhem sürme yollarının aranması gerektiğini ve bu yolların en önemlisinin ise basın olduğunu söyledi. Gappi, şöyle devam etti: “İşimiz her şey iyi, güzel gidiyor, şu kurtarıldı bu kurtarıldı değil. Yanlışı ve halkın zarar gördüğü noktaları işaret etmekle yükümlü insanlarız. Bunu anlatacağız. Süreç kötü ama enerjimizi artırmak zorundayız. Eğer kamu görevlileri gerçekten halkı düşünüyorsa basını engellemek gibi bir yaklaşımı olmamalı.” 
 
MA / Delal Akyüz