'Savaşa ve kimyasala karşı sokaklarda olalım' 2022-11-24 09:20:04   AMED - Savaşa ve kimyasal silah kullanımına karşı halkları sokağa çağıran TİP Amed İl Başkanı Salih Sargın ve EMEP İl Yöneticisi Nurgül Deniz, AKP-MHP iktidarına karşı ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı.   Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan Bölgesine yönelik kimyasal saldırılarda yaşamını yitiren gerillalara ait görüntülerin ortaya çıkmasına rağmen söz konusu silahlar kullanılmaya devam ediliyor. Amed’de bulunan siyasi parti temsilcileri, gündeme düşen görüntülerin tarafsız kurumlarca incelenmesi, araştırılması gerektiğini ve Türkiye’nin bu saldırılarının durdurulması gerektiğini ifade etti.   ‘İDDİALAR SORUŞTURULMALI’   Hükümet yetkililerinin iddiaları soruşturmak ve objektif bilgi vermek yerine baskı politikasını sürdürdüğüne dikkati çeken EMEK Partisi (EMEP) Amed İl Yönetim Kurulu Üyesi Nurgül Deniz, “İnsan hakları savunucusu ve adli tıp uzmanı TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, iddiaların soruşturulması yönünde açıklama yaptı ve uluslararası sözleşmelerin hükümleri doğrultusunda, bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapması için çağrıda bulunmuştu. Fincancı’nın çağrısı tutuklanmasıyla cevaplandı. Gösterilmesi gereken tutum, iddiaları soruşturmak , bağımsız heyetlerin incelemesinin sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmak ve soruları cevapsız bırakmamaktır. Kimyasal silah, uluslararası hukuk ve devletlerin altına imza attığı sözleşmelerde de ciddi karşılığı olan bir suçtur. İddialar ciddiyetle soruşturulmalı, konunun uzmanları ve bağımsız heyetlerce incelemeler yapılmalı ve sonuçlar kamuoyuyla paylaşılmalıdır” dedi.   ‘MİLLİYETÇİ DALGAYI PÜSKÜRTMELİYİZ’   AKP iktidarının yaklaşmakta olan seçimler dolayısıyla baskı ve korkuyla egemen olmaya çalıştığını vurgulayan Deniz, “İktidar geçmişte olduğu gibi bugün de savaş kaygılarını yaygınlaştırıp, milliyetçi bir atmosferden seçimlerden yararlanıyor. Tek adam yönetiminin iktidarı bırakmamak için her şeyi göze alan tutumu, ülkenin içine sürüklendiği felaketi her geçen gün daha da büyütüyor. İç politikada yararlı olacağı düşünülerek yaratılan çatışma ortamı, Kurdistan açısından savaş kışkırtıcılığından başka bir anlam taşımıyor. Savaş, ölüm, yoksulluk, sömürü ve soygun ortamıdır. Kimyasal silah kullanımına dair iddialarının soruşturulması ve Kürt halkı başta olmak üzere, Kurdistan halklarını hedef alan sınır ötesi operasyonlara karşı, emekten, barıştan, demokrasiden yana almamız gereken tavır, şoven ve milliyetçi dalgayı püskürtmektir” diye konuştu.     ‘OPERASYONLAR AKP’Yİ GÜÇLENDİRMEK İÇİNDİR’   Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik hava saldırılarına da tepki gösteren Deniz, şöyle devam etti: “YPG kontrolündeki bölgelere, hava harekâtı sürüyor. Yaşanan bombalı saldırı konusunda bu kadar çok soru işareti karşısında saldırının arkasındaki güçleri, gerçekleri açığa çıkarması gereken ve bunun siyasi sorumluluğunu taşıyan tek adam yönetiminin sınır ötesi operasyonları yoğunlaştırmasının, kendisini güçlendirmek dışında hiçbir amacı ve anlamı yoktur. Barış ve özgürlük çağrılarını büyütmek için savaşa karşı, barıştan yana mücadelemizi büyütmemiz gerekiyor. ”   ‘SOKAKLARA ÇAĞRI YAPIYORUZ’   Kürdistan ve Kürtler üzerinde yoğun bir saldırı olduğunu ifade eden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Amed İl Başkanı Salih Sargın da şunları dile getirdi: “Kimyasal silah kullanmak insanlık suçudur. Kimyasal silah kullanımı insanlık tarihinde yok edilmeli. Bağımsız heyetlerin alana gidip inceleme yapması gerekir. Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın, kimyasal silaha karşı durmalıyız. Şebnem Hocanın tutuklanmasından sonra, kimyasal silaha dair haber yapan gazeteciler işkence edilerek tutuklandı. AKP- MHP iktidarı istiyor ki, kimse konuşmasın doğruları söylemesin. AKP- MHP rejiminin yaptığı tek şey insanları korkutmak ve yıldırmaktır. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Eğer bir suç yoksa bağımsız heyetler gider oraya ve araştırma yapar. Şu anda Türkiye'de bir kaos ortamı yaratılıyor. AKP iktidarı, 20 yıldır ülkeyi yönetiyor. Her türlü yolsuzluğu, adaletsizliği yapıyor. Ortak mücadeleyle bunlar yenilebilir. Halkı, kimyasal silah kullanımına dair sokaklara çağırıyoruz. İşçiler, emekçiler ve halklar yan yana gelerek mücadeleyi büyüteceğiz.”