‘Her bir kilimin bir adı ve bir tarihi var’ 2025-02-09 09:08:26   WAN - Wan’da belediye bünyesinde 13 yıl önce kurulan kilim atölyelerinde çalışan kadınlar, “Her bir kilimin bir adı ve bir tarihi vardır. Dolayısıyla anne ve ninelerimizden gelen bu kültürü yaşatacağız” vurgusu yaptı.    Wan Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 13 yıl önce kurulan kilim atölyesinde dokuma yapan onlarca kadın, hem ekonomik kazanç elde ediyor hem de unutulmaya yüz tutan dokumacılık sanatını sürdürüyor. Kürdistan’ın önemli kültürlerinden kilim dokuma sanatı, kadınların el emeğiyle geleceğe taşınıyor. Kilimlere işlenen her motif bir duygu ve anlamı temsil ederken, kadınlar mutluluklarını, hüzünlerini, acılarını ve duygularını kilimlere dokuyor. Yapılan kilimlerde kullanılan yün ipler ise yine kadınların eliyle, kök boyalar kullanılarak renklendiriliyor ve işlenmeye hazır hale getiriliyor.   Kilim atölyesinde eğitim veren ve çalışan kadınlar yaptıkları el emeği ürünleri ve çalışmalarını anlattı.   EN AZ 50 KADINA İSTİHDAM   Atölyede kilim dokuma eğitimi veren Nazan Bağlan, faaliyette olan 5 kilim atölyelerinin olduğunu söyledi. Daha çok şehir merkezleri yerine mahallelerde çalışma yürüttüklerini ve bu noktada atölyeleri mahallelerde açtıklarını vurgulayan Nazan Bağlan, kentin en ücra köşesinde bulunan kadınlara da el uzatacaklarını kaydetti. Nazan Bağlan, “Birçok mahallede atölyemizi açtık. Bunun yanı sıra birçok ilçeye de destek oluyoruz. Atölyeyi ilk açtığımızda gelen kadın sayısı 3-4’tü. Şu an da kadın sayısı çok arttı. Kadınlar bu kilim atölyeleri sayesinde kendi ayaklarının üstünde durabiliyorlar. Amacımız kadınları hapis oldukları evlerden çıkarmak ve toplumla bütünleştirmektir” dedi.   Temel amaçlarının kadının emeğiyle Kürt kültürünü yaşatmak olduğunu sözlerine ekleyen Nazan Bağlan, “Kültürümüzün yok olmaması için mücadele ediyoruz. Buradaki her motifin bir anlamı ve bir hikayesi vardır. Bu anlamların ve hikayelerinin kaybolmaması için bizler bunu geleceğe taşıyoruz. Bu atölyelerde aktif olarak çalışan kadınların sayısı en az 50 kişi. Burada çalışan her kadın bu kültürü yaşatmak için mücadele ediyor. Kilim atölyelerini çoğaltmak için de talepler hızla artıyor. Yine kadınlara dönük birçok proje devam ediyor. Bu kapsamda; Savat işlemlerini yapacağız ve seralar kuracağız. Bunun gibi elimizde birçok proje var. Kadınları yaşamın her alanında var etmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye belirtti.    ‘HER BİR KİLİMİN BİR ADI VAR’   Gülizar Gümüştaş (35) yaklaşık 16 yıldır kilim dokuduğunu belirterek, “Küçükken annem bize öğretirdi. Zaten hep ilgim vardı ve hala da var. Bu işi çok severek ve sahiplenerek yapıyoruz. Burada sadece kilim dokumuyoruz aynı zamanda farklı kadınlarla diyaloglar kuruyoruz ve birbirimizi tanıyoruz. İşimizi severek yapmamızın nedeni kültürümüzün bir parçası olmasıdır. Bizler bu kültürün devamıyız ve bunu yaşatmalıyız. Her kilimdeki motifin bir hikayesi var. Şu an yaptığım kilimin adı ‘Gulsaye.’ Bu ismi bir kadın koymuş ve kendi hikayesini yansıtmış. Bunun gibi birçok hikayeyi anlatan kilimler var. Her bir kilimin bir adı her birinin ise bir tarihi vardır” diye konuştu.   ‘DAHA ÇOK ALAN YARATILMALI’   Bir ayda bir kilim yapabildiklerini aktaran Gülizar Gümüştaş, “Bundan bir iki yıl önce onca emeğimize rağmen bize bir iyi bir ücret vermiyorlardı. Mevcut belediye başkanları bize çok yardımcı oluyor. Emeğimizin karşılığını veriyorlar ve bize destek oluyorlar. Bu atölye gibi farklı farklı çalışma alanların kurulmasını istiyoruz. Kadınların evlerden çıkıp iş hayatına girmeleri için bunlar atılan iyi adımlardır. Kadınlar için yeni alanların açılmasını istiyoruz” dedi.    ‘KÜLTÜRÜ DAİMA YAŞATACAĞIZ’   Behiye Çiçek (70) genç yaşta köyle yaşadığı sıralarda kilim dokumayı öğrendiğini söyleyerek, “Bu işi köyde öğrendim şimdi ve merkezde de devam ettiriyoruz. Evde nefes alamadığımız zamanlar oluyordu. Şimdi buraya geliyoruz ve burada vakit geçiriyoruz. Bizlere güzel ve iyi bir imkan sağlanmış durumda. Kültürü daima yaşatmaya çalışacağız” dedi.   Cemile Okan (48), “Yıllardır kilim dokuyoruz. Genelde evde canım sıkıldığında atölyeye gelip kilim dokuyorum. Hem çalışıyoruz hem de emeğimizin karşılığını alıyoruz. Babalarımızın, dedelerimizin ve nenelerimizin kültürünün kaybolmasını istemiyoruz. Bizler de nesilden nesille bu kültürü aktaracağız” diye belirtti.