İzmir'de 20 yıllık kadın dayanışması! 2025-03-02 09:06:45 İZMİR - İzmir'de 20 yıldır kadına yönelik şiddetle mücadele eden İzmir Kadın Dayanışma Derneği, belediye, baro ve diğer kadın örgütleriyle kurduğu ağ ile şiddeti önlemenin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele veriyor.  İzmir'de 2 Mart 2005 tarihinde kuruluşunu ilan eden İzmir Kadın Dayanışma Derneği 20 yaşında. Kadına karşı şiddeti önlemek, şiddet gören kadınlarla dayanışmak ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi vermek amacıyla kurulan dernek 20 yılda binlerce kadına destek verdi. Dernekten önce platform çatısı altında bir araya gelen kadınlar, Medeni Kanun'un değiştirilmek istenmesinden İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına kadar birçok gündem için sokaklarda oldu. Kurulduğu dönem kentte kadın danışma merkezi olmamasından kaynaklı ilk kampanyasını kadın sığınma evinin açılması talebiyle yapan dernek, daha sonra kentte sığınma evi ve danışma merkezlerinin kurulmasına öncülük etti.    Hafta içi 10.00 ile 16.30 saatleri arasında açık olan danışma hattı ile hem yüz yüze hem de telefondan başvuru alan dernek, gönüllü psikolog ve avukat ağıyla destek veriyor. Yapılan başvuruları, ayrıca ihtiyaç bağlamında belediye, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ve İzmir Barosu’na yönlendiriyor. Kentte kurulan yerel kadın dayanışma ağı ile hareket eden dernek, aynı zamanda Eşitlik İçin Kadın Platformu ve (EŞİK) ve Kadın Koalisyonu'nun bileşeni.   22 BELEDİYE İLE İŞBİRLİĞİ YAPILIYOR    Sığınaklar Kurultayı'na İzmir'de ev sahipliği yapan dernek, toplumsal cinsiyet eşitliği seminerleri düzenliyor. İzmir'de 22 belediyede kurulu 24 kadın dayanışma merkezinin içinde de yer alan dernek, buradaki çalışanlarla aylık olarak bir araya gelip, kadın eğitimleri düzenliyor.    İlk genel kuruldan itibaren dernekte çalışan İzmir Kadın Dayanışma Derneği Yöneticisi Zeynep Tuna ile derneğin 20 yılını ve önümüzdeki dönem çalışmalarını konuştuk.   20 YILLIK TECRÜBE    20 yılın nasıl geçtiğine kendilerinin de şaşırdığını belirten Zeynep Tuna, "Bu süre kendi yağında kavrulan bir dernek için uzun bir zaman. Kuruluş amacı bağlamında birçok işe imza attık. Gönüllü olarak yapabildiğimizi yapıp yolumuza devam ettik. Kadın danışma merkezleri ve sığınak açılması, danışma merkezlerinin içeriğinin fiziki koşullardan çalışan personele kadar nasıl olması gerektiğine dair bir çalışmamız var. Kadına yönelik şiddetle mücadele çok ince bir çizgi. Bakış açısı olmadan bu işi yürütmek çok olanaklı değil. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği olan bir dünyada bakış açısı yoksa yapılan işler tersine dönebiliyor. O nedenle dernek olarak bugüne kadar mümkün olduğu kadar yapmaya çalıştığımız şeyi feminist bakış açısıyla yaptık" dedi.    ‘DAYANIŞMA GÜÇLENDİRİYOR’   Şiddetsiz bir dünya temenni eden Zeynep Tuna, kadın örgütleriyle bir arada durup, dayanışmayı güçlendikleri oranda var olduklarını dile getirdi. Dayanışmanın önemine vurgu yapan Zeynep Tuna, 2025'in “Aile yılı” ilan edilmesine değinerek, ekledi: "İlan edilen her şeyden korkar hale geldik. Kadınların en güvende olması gereken aile olmalıyken, kadınlar ve çocuklar kendi ailelerinde daha fazla şiddete uğruyor ve katlediliyor. Bir zamanlar yasalar nezdinde elde edilen 'erkek reisliğini' tekrar gündeme getiren bir şeye dönüşüyor. Çünkü kadını her yerden çıkarıp aile içinde sınırlayıp,  hapsetme durumu var. Söyledikleri yaptıkları her şey kadının kamudan çekilmesine neden oluyor. Biliyoruz ki bu iktidarın kadını görmek istediği tek yer,aile. Meclis’te, sokakta, çalışırken görmek istemiyor. Bu nedenle de güçlerimizi birleştirip kadın dayanışmasına devam etmemiz gerekiyor. Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması.”    MA / Tolga Güney