On Gözlü Köprü’de ‘yapılaşma’ alarmı: Kolektif akılla çözüm geliştirilmeli 2025-08-11 09:09:45 AMED - On Gözlü Köprü'deki yapılaşmanın “kırmızı alarm” seviyesinde olduğunu söyleyen Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Dönem Sözcüsü Mahsum Çiya Korkmaz, “Bütün kurumlar kolektif akılla çözüm önerileri geliştirmelidir" dedi.  Diyarbakır'ın Sur ilçesinde Dicle Nehri üzerinde bulunan tarihi ve turistik On Gözlü Köprü, çevresindeki yapılaşma nedeniyle tehlikede. Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan On Gözlü Köprü'ye dönük tehlike, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Reaktif İzleme Misyon raporunda da yer aldı.       Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu Dönem Sözcüsü aynı zamanda Amed Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurullu (İKK) Sekreteri Mahsum Çiya Korkmaz, yapılaşmanın verdiği zarar ve çözümüne dair konuştu.    KAÇAK YAPI   Nehrin kıyısında kaçak yapılar olduğunu belirten Korkmaz, bu kaçak yapıların birçoğunun imar affından aldıkları bir takım ruhsatların olduğunu söyledi. Her ne kadar etik, kanuni olmasa da bunların yerlerinin hukuken olduğunu ifade eden Korkmaz, “Mevcut durum böyle iken bunlara yönelik çalışmanın da sadece belediyelere topu atmak doğru bir yaklaşım olmaz. Kentte kendini sorumlu hisseden bütün kurumların bu işe kafa yormaları ve dert etmeleri gerekir. Başta valilik ve DSİ olmak üzere bu işe yoğunlaşmalı. DSİ’nin belirlediği kıyı imar çizgisinin belirlenmesinden sonra oraya bir yaptırım gücü olması lazım. Bütün bunlarla beraber ilgili kurumların el birliğiyle, toplumun geri kalanı bizim gibi meslek odaları, hukukla ilgili olan dernekler, kentin bir bütününün ortak hareket etmesi, kimseyi kırmadan, incitmeden müzakere ile çözmesi gereken bir mesele” dedi.    'MESELE BİR DEMLİK ÇAY FİYATI DEĞİL'   Son zamanlarda “Demlik çay” üzerinden çıkan bir tartışmanın olduğunu ama meselenin “demlik çay” meselesi olmadığını belirten Korkmaz, “Oradaki yapılaşmanın kente ve kentin en güzide alanı, dünya miraslar listesinde olan bir yerin listeden çıkarılmaya götürülecek bir durum söz konusu. Kırmız alarm verilmiş bir konu” diye aktardı.    ATIKLAR NEREDE?   Oradaki işletmelerin birçoğunun atıklarının nereye gittiğinin meçhul olduğunu söyleyen Korkmaz, “O atıklar Dicle Nehri’ne mi götürülüyor. Oraya mı boşaltılıyor, yoksa başka bir çözüm arayışı içine girip girmediklerinin hepsi halen daha cevabı bilinmeyen ya da cevabı bilinipte müdahale edilmeyen konular. Ama gerçek şu ki hem orada görüntü itibariyle hem statü itibariyle yapılmaması gereken alanlar. Kayyım döneminde bu yapılaşmaların önü açıldı. Son 10 yılda Dicle Nehir etrafında yapılan yapılar neredeyse tamamı kayyım döneminde yapıldı. Hal böyle iken, kendi elleriyle sistem oluşturduğu bir düzensizliğin bütün faturasını sadece birkaç kuruma indirgemek doğru bir yaklaşım olmaz. Birde orada halkla karşı karşıya gelme olayı var. Binlerce insan orada etkileşime girmişken bütün kurumların seferberlikle hem orada hukuksal haklarıyla hem de kanuni haklarıyla oraya bir müdahalesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.    ‘KOLLEKTİF AKILLA ÇÖZÜM MÜMKÜN'   İşletmelerin başka yere taşınması, yıkım kararı çıkarılması gibi kararların kollektif akılla yapılması gerektiğini belirten Korkmaz, “Mesela UNESCO’nun Dicle Nehri’ni ve Hevsel Bahçeleri’ni kırmızı listeye almasındaki en büyük sebeplerden biri de oradaki yapılaşmaların olmasıdır. İkincisi hal böyle iken, bunların hiçbiri olmazken bile bir yerin imara açık olması demek oraya sınırsız yapı yapma hakkını doğurmaz. Burada mesele sadece kanunda hakkı var denilerek işin içinden çıkılacak bir konu değil. Olayın kültürel, sosyolojik, ekonomik, toplumsal boyutu var. Birçok dalda etki eden bir mesele. En büyük realite şudur ki; Dicle Nehri’ni özellikle kum ocakları ve oradaki bütün işletmelerin zarar verdiğidir. Halk tarafından çok benimsenmediği bir gerçek var ortada. Mesele böyle ise ilgili bütün kurumların kolektif akılla hareket edip çözüm önerilerini geliştirmektir” diye konuştu.    MA / Fethi Balaman