ÖHD'li Rezan Gezer: Karar BK'nin yapısına aykırı, hukuksal değişiklik dayatmalıydı 2025-09-25 09:07:48   İSTANBUL - Bakanlar Komitesi'nin "umut hakkı" düzenlemesinde Meclis'te kurulan komisyonu işaret etmesini eleştiren ÖHD üyesi Rezan Gezer, "Komite'nin yapısına aykırı bir karar. Komite, direkt hukuksal bir değişiklik dayatmalıydı" dedi.    Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "umut hakkının" ihlal edildiğine ilişkin verdiği kararın Türkiye tarafından uygulanmaması nedeniyle son toplantısını 15-17 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirdi. Komite, Türkiye'nin tahliye imkanı olmayan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin düzenleme planını Komite'ye sunması için yeniden süre tanıdı. Komite, Kürt sorununun çözümü amacıyla Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun yasal düzenleme için Meclis'e öneri sunma rolünü üstlenmesini istedi.    Türkiye'nin "umut hakkı"na dair Bakanlar Komitesi'ne bildirimde bulunan örgütler arasında bulunan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Rezan Gezer, Türkiye'nin "umut hakkı"na dair herhangi bir planı olmadığını bu yüzden Komite'nin eylem planı hazırlama önerisi yaptığını söyledi. Türkiye'de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilenlerin tahliyesine yönelik bir düzenleme bulunmadığını, Komite'nin de yapılmasını istediği düzenlemeye ilişkin de bir eylem planı olmadığını ifade eden Rezan Gezer, "Var olan düzenlemeler de İdare ve Gözlem Kurulları tarafından engelleniyor. Hali hazırda devam eden bir sürü infaz yakma var. Komite kararında 'Gurban' kararının hızlı bir şekilde uygulanması gerektiğini söylüyor. Bunun içinde bir yasal çerçeve düzenlenmeli. Öncelikle İdare ve Gözlem Kurulları kapatılmalı ve yerine infaz kanunun yeni düzenlemeler yapılmalı ve bu yeni düzenlemeleri inceleyecek bir mekanizma oluşturulmalı. Hali hazırdaki hak ihlalleri ve tahliyelerin engellenmesi durumunun ortadan kaldırılması lazım. Komite, burada bunlar için bir mekanizmadan bahsediliyor ve buna 'eylem planı' diyor" diye konuştu.    'KOMİTENİN KARARI HUKUKSAL AÇIDAN SIKINTILI'   Komite'nin kararının da kararın bekletilmesinin de politik olduğunu dile getiren Rezan Gezer, verilen kararın da hukuki olarak sıkıntılı olduğunu dile getirerek, "Meclis'ten çıkan kararları hükümet destekli çıktığı bariz bir şekilde ortada. Dolayısıyla bunu süreç için Meclis'te kurulan komisyona atmak aslında kendi hukuksal mekanizmasının dışında verdiği bir karar oluyor. Komite aslında var olan düzene atıf yapıyor. Bu yolla düzeltebilirsiniz, demek istiyor. Oysaki Komite'nin çerçevesini oluşturması ve değişikliklerini siz yapın demesi lazım. Bu karar manevrası aslında politik açıdan kararın etkinliği, mekanizması, işleyişi de Türkiye'ye bırakması demek oluyor" ifadelerini kullandı.    Komite'nin Türkiye'ye Avrupa Konseyi üyesi devletlerin hayat geçirmiş olduğu "umut hakkı" mekanizmalarını incelemesi ve bunlardan ilham alması gerektiğini tavsiye ettiğini hatırlatan Rezan Gezer, Almanya'da ömür boyu hapis cezasında "umut hakkının" belli bir süreden sonra şartlı tahliye imkanıyla, Fransa da 30 yıllık cezaevinin ardından şartlı tahliye imkanı sağlandığını söyledi. Komite'nin Türkiye'den benzer bir düzenleme istediğini dile getiren Rezan Gezer, "Özetle komite, 'Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar için umut hakkı getireceksin ve umut hakkı kapsamında mahpusların insan hakları çerçevesinde incelemelerin yapacaksın. Yasa değişikliğini de bu bazda yapacaksın' diyor. Komitenin 25 yıl sonra tutsakların tahliyelerinin değerlendirilmesi demek, mahpusun 25 yıl periyodik olarak dışarıya entegre olduğunun gözetlemesinin yapılması demek" şeklinde konuştu.    'KOMİTE NET BİR KANUN DEĞİŞİKLİĞİNİ BELİRTMELİYDİ'   Komite'nin net bir şekilde kanun değişikliği belirtmesi gerektiğini dile getiren Rezan Gezer, "Komite verdiği kararla tabiri caizse Türkiye'ye akıl veriyor. Yaptırımın, denetimin olmadığı bir ülkede sonucun ne olacağı konusunda soru işaretleri olur. Açıkçası biz tersini bekliyorduk. Biz Komite'nin net bir karar vermesi ve karara uymayan Türkiye'ye de bir cezalandırma yoluna gitmesini bekliyorduk. Öte yandan Türkiye'de zaten hukuki bir sistem var; ama onun da uygulanması konusunda da bir problem var. Dolayısıyla en azından uygulanmaya dair Komite'nin bir denetimi olması gerekiyordu. Komite'nin en azından hukuksal bir çerçeveden ziyade aksinin yaptırım olacağı bir karar vermesini bekliyorduk. Ama komisyona havale etmek Komite'nin kararı değil. Karardan kaçınmak ve yol göstermek oluyor, bu son karar. Süreci destekleyici bir şekilde komisyona yönlendirmiş; ancak dediğimiz gibi Komite'nin yapısına aykırı bir karar. Komite, direkt hukuksal bir değişiklik dayatmalıydı" diye belirtti.    MA / Ömer İbrahimoğlu