Gar Katliamı: 'Adalet Arayışında 10 Yıl' raporu açıklandı 2025-10-09 12:57:44 ANKARA - 10 Ekim Gar Katliamı Davası Avukat Komisyonu ve 10 Ekim Barış Derneği, katliamın 10'unu yılı dolayısıyla raporlarını açıkladı.  10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nın 10'uncu yıl dönümü dolayısıyla Mülkiyeliler Birliği'nde açıklama gerçekleştirdi. Toplantıda, 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu tarafından hazırlanan, "Katliamdan Bu Yana: Adalet Arayışında 10 Yıl - 10. Yılında 10 Ekim Ankara Katliamı Davası" raporu ve 10 Ekim Barış Derneği tarafından hazırlanan, "Katliamdan Bu Yana: Adalet Arayışında 10 Yıl - İdari Yargı Eliyle Katliam Hukuku - Adalet Arayışındakilere Yargı Ablukası" raporu açıklandı.    10 EKİM’İN HESABI HÂLÂ SORULMADI   “Katliamdan Bu Yana: Adalet Arayışında 10 Yıl” raporunda, katliama ilişkin soruşturmanın sekiz ay boyunca gizlilik (kısıtlılık) kararı altında yürütüldüğü, delillerin saklandığı ve olay yeri incelemesinin usule aykırı biçimde yapılarak delillerin “temizlendiği” belirtildi.   Raporda, katliamdan bir ay önce Ankara Emniyetine gelen “DEAŞ’ın Türkiye’de büyük bir eylem planladığı” yönündeki istihbaratın sümen altı edildiği, 10 Ekim günü alanda yalnızca 76 polis bulunduğu, toplanma noktası olan Gar önünde hiçbir arama yapılmadığı vurgulandı. Ayrıca, “Mitingden üç hafta önce hükümet destekli ‘Teröre Karşı Kardeşlik Mitingi’nde 4 bin polis görevlendirilmişken, 10 Ekim mitinginde bu sayının yarıya düşürüldüğü” tespitine yer verildi.   ‘İDARİ YARGI EYLEMİ AKLADI’   10 Ekim Barış Derneği’nin “İdari Yargı Eliyle Katliam Hukuku – Adalet Arayışındakilere Yargı Ablukası” başlıklı raporunda ise, idarenin ağır hizmet kusuruna dair somut deliller bulunmasına rağmen mahkemelerin bu iddiaları değerlendirmediği, “devlet kusursuzdur” yaklaşımıyla kararlar verildiği belirtildi. Raporda, yalnızca Ankara 12. İdare Mahkemesi’nin idarenin kusurlu olduğunu tespit eden kararının, üst mahkemece kaldırıldığı ve tüm kararların “tek tipleştirildiği” ifade edilirken, Danıştay’ın, İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği’nin verilerini esas alarak, Mülkiye Müfettişleri raporundaki ihbarları görmezden geldiği ve kimyasal gaz kullanımı dahil olay sonrası müdahalelerdeki ihmalleri incelemediği belirtildi. Raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de (AİHM)  2024’te “yaşam hakkı ihlal edilmemiştir” kararı verdiği hatırlatılarak, “adalet arayışındakilerin yargı eliyle ikinci kez cezalandırıldığı” vurgulandı.   Toplantıda konuşan komisyon üyesi İlke Işık, "Bu katliamın sorumlularının yargılanmasını istiyoruz" dedi.   '10 YILLIK KAVGA’   Ardından konuşan komisyon üyesi Gülşah Kaya, 10 yıllık ceza yargılaması sürecine değinerek, "Ne kadar basit, açık bir şekilde yaşanmış bu katliamın, 10 yıllık yargı mücadelesi içerisinde yargı eliyle karmaşık hale getirildiğini göreceksiniz" diye belirtti. Gülşah Kaya, 23 Aralık’ta yapılacak duruşmaya çağrı yaptı.   ‘IŞİD’LİLERİN SIRTININ SIVAZLANMASIYLA YAPILDI’   10 Ekim Barış Derneği Eşsözcüsü İshak Kocabıyık, mağdurların yaşadıklarını özetleyen raporu açıkladı. Katliamın 10 Ekim'de yaşanıp bitmediğini, bugüne kadar devam eden bir süreç olduğunu söyleyen Kocabıyık, "Bu katliam devletin bilgisiyle, devletin kimi kurumlarının yol vermesiyle, IŞİD'lilerin sırtının sıvazlanmasıyla yapılmış bir katliamdır" diye konuştu.   ‘KATLİAM HUKUKU’   Mağdurların yaşadığı tazminat sürecini özetleyen raporu açıklamak için söz alan Sevinç Hocaoğulları ise süreci "idari yargı eliyle katliam hukuku" diye değerlendirerek, "Alanda gaz kullanarak yaralanmaların ağırlaşmasına sebep olan tek bir polis bile yargılanmıyorsa devlet 'ben kusursuzum' demiştir. İdari yargıda da durum aynı şekilde işledi. En başından itibaren devlet kusursuzdur denildi" ifadelerini kullandı.