Rojin Kabaiş dosyası: Soruşturmanın genişletilmesini talep ettik 2025-10-23 09:10:43 WAN - Rojin Kabaiş dosyasının avukatlarından Zeynep Demir, bütün delilerin bütüncül bir şekilde tekrar değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Rojin’in telefonunun açılması dosyanın aydınlatılması için önemli bir noktada” dedi.  Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü ve soruşturma dosyası kamuoyunda en çok tartışılan gündemlerin başında gelmeye devam ediyor. Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuyla tespit edilen iki erkeğe ait DNA’ların açıklanmaması ve soruşturmadaki ihmaller toplumun tüm kesiminin tepkisine neden oldu.    Rojin Kabaiş dosyasında gelinen son aşamayı dosya avukatlarından Zeynep Demir değerlendirdi.   ATK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU   Rojin Kabaiş’in kaybolduğu ilk günden itibaren ihmallerin olduğunu belirten Zeynep Demir, “Dosyada ilk günden beri ihmaller olduğunu defalarca belirttik. Sürecin geç işlemesi, şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren bir kadın hakkında cinsel saldırı ihtimalinin gözetilmediğini, elde edilen DNA’ların kamuoyu ve avukatlarla paylaşılmadığını raporla tespit ettik” dedi.   ATK’nin Rojin Kabaiş dosyasında “görevini ihmal ve kötüye kullanma” suçu işlediğini, bu yüzden suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Zeynep Demir, “Elinde mevcut olan raporu bizlere 10 Ekim tarihinde sundu. Dolayısıyla burada Adli Tıp’ın ciddi bir şekilde görevini ihmal ettiği ve bu ihmal gelinen bir yıllık süreçte birçok delilin zarar görmesi ve birçok delilin belki artık ulaşılamayan düzeyde olduğu sonucuna sebebiyet verdi. Bu tür dosyalarda Adli Tıp Kurumu’nun en başından itibaren titizlikle görevini ihmal etmeyecek şekilde süreci yürütmesi gerekiyor” diye belirtti.    CİNSEL SALDIRI İHTİMALİ   Birçok şüpheli kadın ölümünde olduğu gibi Rojin Kabaiş dosyasında da cinsel saldırı ihtimalinin gerçekliğini koruduğunu kaydeden Zeynep Demir, hem Adli Tıp Kurumu hem de savcılığın Rojin Kabaiş’in cinsel saldırıya maruz kalıp kalmadığı yönünde değerlendirme yapması gerektiğini dile getirdi. Gelinen aşamada dosyadaki mevcut tüm delillerin yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Zeynep Demir, “Bu noktada ‘tevsii tahkikat’ (kovuşturmanın genişletilmesi) talebimizi dosya içerisine sunduk. Adli tıp raporu ile ilgili gerekli uzman görüşmelerimizi de sürdürmekteyiz. Rojin‘nin vücudunda elde edilen DNA’ların hangi araştırmalar yapılarak tespit edilebileceği noktasında da süreç devam etmektedir. Bu anlamda sürecin titizlikle devam etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.   ‘GİZLİLİK KARARI KALDIRILMALI’   Dosyadaki gizlilik kararının kaldırılarak, ihmallerin soruşturulması gerektiğini belirten Zeynep Demir, iyi bir takibin yapılması gerektiğini vurgulayarak, ekledi: “Mevcut haliyle Rojin‘nin telefonunun halen açılmadığı, dolayısıyla bir tespitin yapılmadığı ve Adalet Bakanı’nın açıklamasında yurt dışından teknik desteğin alınacağı belirtildi. Ancak bu teknik testin ilk günden itibaren yapılması gerekiyordu. Telefonun bir yıl boyunca bekletilmesi içindeki verilerin zarar görebilme ihtimalini doğuruyor. İlk aşamada yurt içi ve yurt dışı tekniklerin değerlendirilmesi gerekiyordu.”   Telefonun açılmasının dosyanın aydınlatılması konusunda önemli bir husus olduğunu belirten Zeynep Demir, bir an önce verilerin tespit edilmesi gerektiğini vurguladı. Dosyanın sivil toplum örgütleri, Amed ve Wan baroları tarafından titizlikle takip edildiğini söyleyen Zeynep Demir, “Yine kamuoyu tarafından da dosyanın bir an önce aydınlığa kavuşturulması için ciddi bir mücadele yürütülmektedir. Rojin ve şüpheli şekilde yaşamını yitiren tüm kadınların dosyaları gerekli özen gösterilerek aydınlatılması gerekiyor. Bu anlamıyla dosyanın gerekli özenin gösterilerek aydınlatılması için tüm çaba ve mücadelemize devam edeceğiz” dedi.   ATK RAPORLARINDAKİ ÇELİŞKİLER    ATK raporlarındaki çelişkilere dikkat çeken Zeynep Demir, “Kendi içerisinde bile ciddi bir çelişki barındıran açıklamalar yaptı. Raporlarda da aynı şekilde bir çelişki ortaya koydu. Dolayısıyla buna bir açıklık getirmek zorunda. Mevcut DNA’ların bulaş olduğunu bertaraf edilme ihtimalini ortaya koyduktan sonra halen neye dayanarak bunların bulaş olma ihtimalini belirtiyor. DNA’ların bulunduğu bölgeler itibariyle de bu bulaş riski ihtimalinin hala mevcut olup olmadığı noktasını aydınlatması yönünde de bir rapor sunması gerekiyor. Bunlar halen aydınlatmamış çelişkiyi ortaya koyan sonuçlardır. Bunlarla ilgili uzmanlarla görüşmelerimiz devam etmekte ve bu doğrultuda dosyaya taleplerimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandı.   13 ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ   Kentte bir buçuk ayda 13 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirmesinin nedeninin cezasızlık olduğuna dikkat çeken Zeynep Demir, devletin sorumlulukları gereği etkili soruşturma süreci ve önleyici mekanizmaları devreye koyması gerektiğini söyledi. Zeynep Demir, şöyle devam etti: “Dosyaların hızlı bir şekilde takipsizlikle sonuçlanarak kapatıldığını görüyoruz. Mevcut cezasızlık ve yargı politikaları faillerin delilleri nasıl karartacağını sağlıyor. ‘İntihar’ denilerek dosyaların kapatılamaması için tüm kamuoyunun Rojin dosyasında olduğu gibi mücadele etmesi gerekiyor. Çünkü hemen hemen her gün şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınlarla karşılaşıyoruz. Her kadın için bu mücadelenin devam etmesi gerekiyor. Mevcut sebeplerin sonuçları ve faillerin ortaya konulması gerekiyor. Faillerin yargılanması ve şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması için mücadeleye devam edeceğiz.”   MA / Özlem Yacan