Ekolojist Açıkgöz: Şirketlerin önü açıldı, maden ihracatı artacak

img
İSTANBUL - Meclis'te geçirilen maden ve iklim yasasına dikkat çeken Polen Ekoloji üyesi Medine Açıkgöz, yasalarla şirketlerin önü açıldığını ve maden ihracatının artacağını söyledi. 
 
İktidarın politikaları doğaya yönelik saldırıları artırırken, meclisten geçen yasalar ise ekolojik talanın önünü açıyor. 2 Temmuz’da mecliste kabul edilerek, yürürlüğe giren İklim Kanunu’na ilişkin tartışmalar sürerken, 19 Temmuz’da zeytinliklerin madenciliğe açılmasını öngören torba kanun teklifi de Meclis'te kabul edilerek, yasalaştı. 
 
TORBA YASADA NE VAR? 
 
Torba yasada, “madencilik faaliyetlerinin, tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlarda yapılmasına dair Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca izin verilebileceği”, “yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı ön lisans veya üretim lisansı bulunan üretim tesisleri için gerekli özel mülkiyete konu taşınmazların temini amacıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından 31 Aralık 2030'a kadar Kamulaştırma Kanunu kapsamında "acele kamulaştırma" kararı alınabileceği” gibi maddeler yer alıyor.
 
YETKİ MAPEG'DE: HER YER MADEN 
 
Polen Ekoloji Enstitüsü üyesi Medine Açıkgöz torba yasalarla doğaya yönelik saldırıların yasal zemine kavuştuğunu belirterek, buna karşı mücadelenin önemine işaret etti. Medine Açıkgöz, “Birçok yerde madencilik faaliyetleri yapılıyor. Yasa ile birlikte Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinin daha kolaylaşacağı ve bütün faaliyetlerin Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devredileceği, meraların, zeytinliklerin, yeşil alanların madenciliğe açılacağını biliyoruz" dedi. 
 
İKLİM KANUNUNDA EKOLOJİ YOK!
 
Medine Açıkgöz, “Maddelere baktığımızda kanunda ticaret gibi, tahsisat gibi kelimelerin sıkça geçtiğini ama ekoloji kelimesinin hiç yer almadığını, doğa kelimesinin ise yalnızca beş kez yer aldığını görüyoruz. Kanun dışarıdan baktığımızda bile doğa dostu bir şekilde hazırlanmamış” diye belirtti. 
 
İHRACAT ARTACAK
 
Yasanın maden ihracatını arttıracağını söyleyen Medine Açıkgöz, "Bu yasanın özellikle iklim kanunuyla çeliştiğini görüyoruz. Çünkü bu yasada madencilik faaliyetlerinin doğrudan artırılacağına dair maddeler var. Ancak iklim kanununda karbon salınımının azaltılacağı söyleniyor. Madencilik en çok karbon salınımına sebep olan sektörlerden bir tanesi, öyleyse karbon salımın nasıl azaltılacak?” diye sordu. 
 
KARBON SALINIMI 
 
Medine Açıkgöz, Linyit üretiminin arttırılacağı ve ulaşım sektörünün güçlendirileceğine dair maddeler olduğunun ifade ederek, “Bu da karbon salımının azaltılmasıyla doğrudan çelişiyor. Çünkü bu sektörlerin hepsi karbon salımına sebep olan sektörler. Dolayısıyla burada da aslında bu kanunun asıl amacının karbon salınımını azaltmak olmadığını çok net bir şekilde görebiliyoruz” diye aktardı. 
 
DENETİM MERKEZİLEŞTİ
 
Kanunda denetimin merkezileştirildiği ve sivil toplum ile ekoloji örgütlerinin denetim mekanizmasının dışında bırakıldığını dile getiren Medine Açıkgöz, “15’inci maddede karbon ticaretindeki düzenlemelerin denetiminin yalnızca İklim Değişikliği Başkanlığı yönetiminde gerçekleştirileceği söyleniyor. Burada özellikle iktidar yanlısı şirketlerin bu karbon ticaretinde kendi lehlerine hareketlerde bulunabileceğini düşünüyoruz. Denetim yeterince ve şeffaf bir şekilde yapılamayacak. Bu kanun, çözüm olarak karbon emisyon ticaretini öneriyor. Şirketler parasını verdikleri sürece istedikleri gibi karbon salımı yapabilecekler. Ve bu karbon salınımını da uluslararası alanda alıp satabilecekler, bunun ticaretini de yapabilecekler. Karbonun fiyatı da yine serbest piyasayla belirlenecek” diye konuştu.
 
Ekoloji sorunun toplumsal ve politik yönde ele alınması gerektiğinin altını çizen Medine Açıkgöz, birlikte mücadelenin ekoloji mücadelesi içinde önemli olduğunu kaydetti.  
 
MA / Yeşim Tükel