‘Saldırıları ezilen halkların birlikte mücadelesi durdurur’

AMED - Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıların amacının demokratik ulus paradigmasını ortadan kaldırımak olduğunu kaydeden siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, “Bu savaşı ezilen halkların birlikte mücadelesi durdurabilir” dedi. 

Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı paramiliter grubun Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları sürüyor. Bu saldırılarda aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu 52 sivil yaşamını yitirdi ve 28 sivil de yaralandı. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların Kürt kazanımlarını hedef aldığını kaydeden siyasi parti ve kurum temsilcileri, durdurulması çağrısında bulundu. 
 
KAZANIMLAR HEDEF ALINIYOR
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne yönelik saldırılarla Kürt halkının kazanımlarının hedef alındığı belirten Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Örgütü Eşbaşkanı Sultan Yaray, “Kürt halkı Rojava’da yeni bir sistem yarattı. Orada bulunan bütün kimlikler kendisini kolaylıkla ifade edebiliyor. Bu kazanım Kürt halkının, Kürt kadınlarının öncülüğünde gerçekleşti. Kürtlerin öncülüğünde komünal, eşit bir yaşam yaratıldı. Bu saldırıların hedefi Kürt halkının büyük mücadelelerle edindiği kazanımlardır. Bu saldırıları kınıyoruz” dedi.
 
Saldırıların paramiliter gruplar tarafından yürütülüyormuş gibi bir durum yansıtılsa arkasında devletlerin olduğunu ifade eden Sultan Yaray,  “Sanal medyada dolaşan görüntüler, insan haklarının nasıl ayaklar altına alındığının göstergesidir. Rojava’da insanlık suçu işleniyor. Bundan ötürü bu saldırıları kınıyor ve Türkiye ve diğer devletlere sesleniyorum: Kürtlere karşı düşmanlığınızdan vazgeçin. Kürtlere düşmanlık etmiş devletler, iktidarlar yok olmaya mahkûmdurlar” diye konuştu.
 
‘ORTADOĞU YA ÖRNEK OLACAK BİR YAPILANMA’
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Örgütü Eşbaşkanı Abbas Şahin de, Ortadoğu’da 4 parçaya bölünen Kürt halkının yıllarca katliamlara, baskılara ve zulme maruz kaldığını hatırlattı. Suriye’de yaşayan Kürt halkının yıllar boyu Baas rejiminin baskılarına maruz kaldığına dikkat çeken Şahin, “Baas rejimi onlarca yıl Kürt halkına kendi kimliğiyle yaşamasının önüne engel koyup kimlik dahi vermedi. Çok derin acılar yaşandı ve katliamlar yapıldı.  Bu baskılara karşı Kürt halkı Rojava'da da, Ortadoğu'ya örnek olacak bir paradigmayı hayata geçirdi” ifadelerini kullandı. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen demokratik sistemin dünya halkları tarafından da görüldüğünü anımsatan Şahin, “Suriye’de faşist bir rejim, bir diktatörlük yıkıldı. Bu diktatörlüğün yerine getirilmesi gereken rejim, demokratik bir rejim olması gerekiyor. Demokratik bir Suriye'nin oluşturulması ve Demokratik Suriye içerisinde de halkların kendi kimliğiyle var olması ve sistemin içerisinde belirleyici olması gerekiyor” dedi. Şahin, sivillere yönelik saldırıları da kınadı.
 
‘SAVAŞI EZİLEN HALKLARIN BİRLİKTELİĞİ DURDURABİLİR’
 
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) Eşbaşkanı Mehmet Emin Kılıç da, saldırıların amacının Kürtlerin oluşturduğu yeni yaşama yönelik olduğunu vurguladı. Kürtlerin ve bölge halkların kazanımlarının hedeflendiğini kaydeden Kılıç, “Huzur içinde olan Efrîn’e 2017-2018 yıllarında saldırılar düzenleyerek talan ettiler, demografisini bozdular ve tarihi yapısını bozdular. Eğitim sistemini dahi bozdular çünkü şu an da Türkçe ve Arapça dillerinde eğitim veriliyor. Kürtçe eğitim dilinden çıkarıldı. Bunun bir açıklaması olamaz. Yani Kürtlerin ve Arapların yaşadığı Efrîn’de, eğitim sisteminin Türkçe olmasının sebebi nedir? Türkçe’nin ne işi var orada” diye sordu. 
 
“Halkların huzur içinde yaşamaları kapitalist sitemin korkulu rüyasıdır” diyen Kılıç, “Bugün Suriye rejiminin düşüşü açıkça gösterdi ki; Demokratik ulus fikri tek yoldur. Demokratik ulus, Ortadoğu için derman niteliğindedir. Bu yüzden kendi kendini yönetmesi ve demokratik ulusun yayılması kapitalizme alan bırakmayacağı için korkuyorlar. Bundan ötürü Rojava’ya ve kazanımlarına saldırıyorlar. Bu savaşı ezilen halkların birlikteliği durdurabilir. Kürtlerin özelinde bütün halkların birlikte mücadelesi ancak bu savaşı durdurabilir” ifadesinde bulundu.