DEM Parti’den 25 Kasım programı: Eşitlik ve özgürlük için bir aradayız

  • kadın
  • 11:07 1 Kasım 2025
  • |

ANKARA- DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, partisinin “Şiddetin karşısında eşitlik ve özgürlük için bir aradayız” şiarıyla düzenleyecekleri 25 Kasım eylem ve etkinlik programını açıkladı.  

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Halide Türkoğlu, güncel gelişmelere ve DEM Parti'nin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü programına ilişkin konuştu. 25 Kasım kapsamında ev ev, mahalle mahalle çalışmalar yürüteceklerini aktaran Halide Türkoğlu, Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında kendilerinin üzerine düşen sorumluluğa dikkat çekti. 
 
Konuşmasına 1 Kasım Dünya Kobanê ile Dayanışma Günü dolayısıyla Kobanê’de verilen direnişi selamlayarak başlayan Halide Türkoğlu, "Halkların, kadınların, gençlerin özgürlük ve eşitlik mücadelesine umut olan, ışık olan Kobanê direnişini 1'inci yılında selamlıyorum. Selam olsun Rojava Devrimi’nin mayası olan bu direnişin öncüsü kadınlara, selam olsun dünyanın dört bir tarafından gelerek Kobanêli kadınlarla dayanışma içinde birlikte mücadele ederek enternasyonel kadın mücadelesini büyütenlere. Selam olsun tüm devrimci kadınlara. Ben bir kez daha Kader Ortakaya şahsında bu uğurda yaşamını yitiren tüm kadınları saygıyla anıyor, anıları, mücadeleleri yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor" diye konuştu.
 
‘KOBANÊ ORTADOĞU’YA MODELDİR’
 
Erkek egemen iktidarların Ortadoğu'daki savaş politikalarının kadınlara yönelik bir savaş olarak yürütüldüğünü belirten Halide Türkoğlu, "Bugün Sudan’dan Afganistan’a kadınlar ağır bir saldırı altındadır. Sudan’da yaşanan savaş ve çatışma insanlık değerlerini altüst eden bir kırıma dönüşmüştür. Pazar günü Sudanlı eski milletvekili ve insan hakları savunucusu Silham Hassan RSF’nin El-Feraşer’i işgali sırasında idam edilmesi savaşın, işgalin kadınları nasıl hedef aldığının göstergesidir. Yaşamını adalet, kadın hakları ve insan onuru için mücadeleye adamış, hiç bir baskıya biat etmeyen bir kadın siyasetçi ve aktivist Silham Hassan’ı katleden zihniyete karşı mücadelemizi büyüteceğiz. Ortadoğu’nun barışa ve onurlu bir yaşam modeline ihtiyacı var. Ancak böyle bu kadın kırımı durdurabilir. Bugün Kobanêli kadınların direnişi ve oluşturdukları model Ortadoğu coğrafyasına barışı getirecek modeldir. Demokrasi, eşitlik, özgürlük eksenli bir model bütün halkların barış içinde yaşamasının teminatıdır" ifadelerini kullandı.
 
‘ÇAĞRIYI TOPLUMSALLAŞTIRDIK’
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan Barış ve Demokratik Toplum süreciyle beraber DEM Parti Kadın Meclisi'ne düşen sorumluluğu hatırlatan Halide Türkoğlu, "Kadın meclisimiz çağrının sorumluluğu gereği barışın toplumsallaşması çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir. Hepinizin bildiği gibi Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıyla kadınların, gençlerin, halkların barış umudunu büyüten bu sürecin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Yine Kürt Özgürlük Hareketi tarafından 26 Ekim’de deklare edilen geri çekilme kararı da bu kapsamda barışta ki ısrarın göstergesi olmuştur. Halkların bir arada, özgür ve eşit yaşayacağı bir yaşamın kapısını aralayan bu tarihi adımların, fırsatların olduğu böylesi bir dönemde biz kadınlar da onurlu barıştaki ısrarımızı yineliyoruz. Bunun toplumsallaşması için üzerimize düşen sorumluluk gereği ilk günden itibaren bu çağrı toplumsallaşmalıdır diyerek çalışmalarımızı başlattık. Bu kapsam da; yüzlerce kadın buluşması gerçekleştirdik. Evlerden, mahallelere, sokaklara, kadın kurumlarından, feministlerden, inanç gruplarına, STK’ların, baroların, siyasi partilerin kadın yapılarına varıncaya dek gerçekleştirdiğimiz her buluşma bizler için barışa bir adım daha yaklaşma umudunu büyüttü" dedi.
 
'MECLİS ÇATISI ALTINDA KONUŞULMASI GEREKEN...'
 
Demokatik cumhuriyeti kadınlarla birlikte kuracaklarına vurgu yapan Halide Türkoğlu devamla şunları kaydetti: "Cumhuriyetin bir yüzyılının daha kadınların anadiline, kimliklerine, inançlarına, haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırılarla, tekçi cinsiyetçi politikalarla şekillenmesine izin vermeyeceğiz. Demokratik bir Cumhuriyetin inşasını hep birlikte yapacağız. Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin başarıya ulaşması bu açıdan büyük bir öneme sahiptir. Çünkü Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin ruhu kadınların sesinin, sözünün, taleplerini esas almaktadır. Bugün Meclis çatısı altında konuşulması gereken ne tezkerelerdir ne de savaş eksenli ayrılan bütçelerdir. Bugün Mecliste konuşulması gereken Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin başarıyla inşa edilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Sayın Öcalan’ın özgür ve eşit bir şekilde çalışabileceği koşulların oluşturulmasıdır. Kadınların iradesini gasp eden kayyım uygulamalarına son verilmesini sağlayacak, KHK mağduru kadınların, gençlerin haklarının teslim edilmesi garanti altına alınmasının düzenlemeleri yapılmalıdır. Siyasi tutsakların yaşadıkları hak gasplarının son bulması, tutsakların serbest bırakılmasıdır. Sincan Kadın Cezaevinde siyasi kadın tutsakların infazlarının keyfi gerekçelerle onlarca kez yakılırken bu hukuksuz uygulamalara Adalet Bakanlığı başta olmak üzere siyasi iktidarın sessiz kalmasını asla kabul etmiyoruz. 24 siyasi kadın tutsağın şartlı tahliye hakkının açıkça gasp edilmesinin hiç bir izahı yoktur. Yasal yetkilerini aşarak yasaları çiğneyen Sincan Kadın Cezaevi Gözlem Kurulu hakkında derhal işlem başlatılmalıdır. Bu uygulamalar son bulana dek bizler bunu hatırlatacak, bunun için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. 
 
CEZASIZLIK POLİTİKASI
 
Evet bizlerin bu ülkenin tüm gündemlerine dair sözümüz, politikamız var. Sadece Eylül ayında 19 kadın erkekler tarafından katledildi. 25 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. 
Bakın bu ülkede katillerin cezaevinde olsa dahi buradan izinli çıkıp kadın cinayetini nasıl kolay işleyebildiğini Hasret Akkuzu katliamında bir kez daha gördük. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde 12 Ekim’den beri bulunamayan 17 yaşındaki Hasret Akkuzu, Deniz Boyacı tarafından boğularak katlediliyor. Fail Deniz Boyacı, Hasreti boğarak su kuyusuna attığını itiraf ediyor. Bu ülkede kadınların yaşamlarının nasıl kolay yok edilebilir sorusunun cevabı bu cinayette gizlidir. Fail Deniz Boyacı daha önce 5 kişiyi katleden ve hüküm giyen biri. Bu kişi cezaevinden izinli çıkıyor ve geri dönmediği bilinmesine rağmen bir denetleme olmadığı için elini kolunu sallayarak bu cinayeti işleme cesareti gösteriyor. Hasret göz göre göre katlediliyor. Hasret’in ölümünden cezaevinden izinli çıkan ve geri dönmediği halde yeterli denetimi yapmayan kişiler sorumludur. Bizler defalarca söyledik. Cezasızlık politikaları, caydırıcı yasaların olmayışı kadın cinayetlerinin artmasına neden olmaktadır. Dün Eş genel başkanımız Tülay Hatimoğulları Van’da kadın meclismizle birlikte Rojin Kabaiş’in arkadaşlarının basın açıklamasına katıldı. Kolluk güçlerinin yoğun baskısı altında bu açıklama gerçekleşti. Her gün Rojin için yapılan eylemler kadınların ve gençlerin hakikat arayışı kadın cinayetlerinin nasıl üstünün kapatıldığını tüm kamuoyuna duyurmaktadır. Rojin Kabaiş cinayetinde ortaya çıkan her bir detay kadın cinayetlerinin nasıl şüpheli bir hale getirilmek istendiğinin, üstünün örtüldüğünün en somut halidir. 
 
BÜTÇEYE KARŞI GÜÇLÜ MUHALEFET
 
Kadına yönelik şiddetin, katliamın tablosu kadın yoksulluğunda da işsizliğinde de aynı şekilde kendini gösteriyor. Bakın DİSK-AR’ın Ağustos 2025 raporuna göre geniş tanımlı kadın işsizliği oranı yüzde 39,4. Yine Türkiye’de asgari ücret kapsamı yüzde 48,9 iken kadınlarda bu oran yüzde 58,4’e kadar çıkıyor. Yani ortalama 2 milyon kadın ise asgari ücrete dahi erişemiyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesi, kadınların omuzlarına yüklenen bakım emeği çoğu kadının çalışma hayatına girmesini engelliyor. Ülkede yaşanan ekonomik krizin kadınlara nasıl yansıdığını Amed’de 3 çocuğuyla yaşam mücadelesi veren Leyla Kutlay’ın ağzından çıkan şu sözlerle anlatayım. 'İnsanlar ay sonunu getiremezken, ben gün sonunu getiremiyorum.' İşte bu ülkede kadınların yaşadığı yoksulluğun, işsizliğin, geçinememenin görülmek istenmeyen resmidir bu. Kadına yönelik şiddet ve yoksulluğun birbirini beslediği herkesin malumudur. Bugün ekonomik özgürlüğü olmadığı için binlerce kadın yaşadığı şiddet ortamına mahkûm kalıyor. Sosyal yardım adı altında kadınlara sunulan 'destek' yetmediği gibi bu para çoğu zaman kadının ihtiyacına değil hane halkının ihtiyacına gidiyor. Deprem bölgesinde konteynırlarda yaşamak zorunda bırakılan kadınlar ise bu yoksulluğun, işsizliğin bedeline kat be kat daha fazla ödemektedir. Sağlıktan, eğitime, kişisel hijyen ihtiyaçlarından günlük yaşam ihtiyaçlarına kadınların yaşadığı yoksulluk her geçen gün daha vahim bir duruma gelirken 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi Meclise sunuldu. Teklifin içerisinde faize gidecek oran, sermayeden tahsil etmesi gereken vergilerden vazgeçilmesi yine bu bütçenin de kadınlara, çocuklara, bir arada özgür ve eşit yaşama değil ranta, talana, sermayedara yönelik hazırlandığını gösteriyor. Elbette ki biz kadınlar bu bütçeye karşı en güçlü muhalefeti yapacağız.
 
25 KASIM PROGRAMI
 
Önümüzdeki hafta muhalefet partilerin kadın yapıları ile bir araya geleceğiz. Kadınların demokratik siyasette birlikte mücadele alanlarını büyütmek, kadın mücadelesinin ve dayanışmasının erkek egemen siyaseti değiştireceğine inanıyoruz. Barış ve Demokratik Toplum kadınların geliştireceği politikalarla ve siyasetle mümkündür. 25 Kasım’a hazırlanırken, kasım ayında yapacağımız merkezi çalışmalarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. 'Şiddetin karşısında eşitlik ve özgürlük için bir aradayız' şiarıyla yapacağımız çalışmaların 
 
*İlk eylem takvimi 14 Kasım’da İzmir’de yoksulluk ve emek sömürüsüne karşı direnişteki kadın işçiler ziyaret edilecek ve basın açıklaması yapılacaktır. 
 
*17 Kasımda ‘kadın emeği ve yoksulluk’ başlığıyla Kocaeli’nde kadın buluşması gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda Gaziantep’te yapılacak kadın buluşmasına eş genel başkanımız Tülay Hatimoğlulları katılacaktır.
 
*18 Kasım’da Kadın parlamento grup toplantımızı tüm kadın örgütlerini davet ederek gerçekleştireceğiz.
 
*Sincan ve Bakırköy Cezaevleri önünde kadın meclisimiz ve hukuk komisyonumuz birlikte basın açıklaması yapılacaktır. 
 
*25 Kasım gününe kadar tüm il ve ilçe kadın meclislerimiz, kadın yoksulluğu, kadına yönelik şiddet ve kadınların yaşadığı sorunlara dair ev ev, mahalle mahalle toplantılar gerçekleştirecektir. 
 
*25 Kasım günü DEM Parti kadın meclisi olarak final yürüyüşümüzü, kayyıma, özel savaş politikalarına, genç kadınların yaşadığı şiddet biçimlerine karşı Hakkâri’de gerçekleştireceğiz."