WAN - Abdullah Öcalan'ın çağrısına herkesin destek vermesi gerektiğini belirten KURDÎGEH Eşbaşkanı Mesut Kertiş, “Devlet acilen adım atmalıdır. Önemli adımlardan biri Kürt diline statüdür” diye belirtti.
İmralı F Tip Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta kamuoyuna deklare edilen "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın üzerinden 46 gün geçti. Birçok kesim tarafından sahiplenen çağrıya dair ise iktidar ve devlet kanadından henüz somut bir adım atılmadı.
Devletin acil adım atması gerektiğinin altını çizen Komeleya Pêşvebirina Çand û Ziman (KURDÎGEH ) Eşbaşkanı Mesut Kertiş, bu çağrının gerekliliği olan anadil konusunun da ivedilikle yerine getirilmesinin gerektiğinin altını çizdi.
‘ÇAĞRI HALKTA UMUT UYANDIRDI’
Çağrının halkta büyük umut uyandırdığını belirten Kertiş, “Devlet gerekli adımı atmalıdır. Eğer adım atarsa süreç ilerler. Devletin çağrıya samimi yaklaştığını görmüyoruz. Halk somut bir adım atılmasını istiyor. Atılacak adımların en önemlisi ise Kürt diline statüdür. Kürt dilinin; eğitim, sağlık ve akademi dili olması gerekiyor. Yaşamın neresine bakarsanız bakın Kürt dilinin zenginliğini göreceksiniz. Kürtçe eğitim veren okullar açılmalı. Her dilde olduğu gibi Kürt dilinde de araştırma ve eğitimler yapılmalı ve bunu verecek yerler olmadır” dedi.
‘HALK ÇAĞRIYI SAHİPLENDİ’
Çağrının halk tarafından sahiplenildiğini anımsatan Kertiş, “Kürtler kendi dillerinde statü istiyor. Bu yüzden de Kürtçe eğitim yerleri açılmalıdır. Kürtçe eğitim veren kurumlar ‘terörize’ edilerek kapatılıyor. Tarih boyunca birçok kez şahit olduk, Kürtçe kurumlar ‘terör’ diye kapatıldı. Bizler bu durumu kabul etmiyoruz. İnsanlar özgürce dillerini yaşamalıdır” diye konuştu. Tarih boyunca Kürtlerin zulümlere uğradığını söyleyen Kertiş, “Cumhuriyetten sonra Kürtleri her şeyden kısıtladılar. Devletin artık barış için çalışması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTÇE’YE STATÜ’
Kürt diline statü verilmesi gerektiğinin altını çizen Kertiş, “Kürtçe yaşamın dili haline gelmelidir. Ana dilimizin seçmeli ders olarak görmek istemiyoruz. Kendi dilimizde eğitim alıp dilimizi ve kültürümüzü ilerletmek istiyoruz. Kürtçeye yönelik baskılar devam ediyor. Kürtçe tiyatro yapılmak istendiğinde Valilik ve ya devlet kurumlarından yasaklar gelmemelidir. Kısacası Kürtlerin kendi dillerini özgürce yaşayabilecekleri bir yasal ortamın oluşması gerekiyor” diye belirtti.