Türkiye’ye ait savaş uçakları 1 Şubat’ta Şengal, Mahmur ve Dêrik’e yönelik eş zamanlı hava saldırıları düzenledi. Saldırılar sonucu Mahmur’da 2, Şengal’de 3, Dêrik’te 4 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi de yaralandı. Saldırılardan hemen sonra Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Nêçirvan Barzani, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Nusrettin Maçin, Nêçirvan Barzani’nin Türkiye ziyaretine tepki gösterdi. 

 

ROJAVA'YA SALDIRI

 

Türkiye’de her dönem “Kürt düşmanlığı üzerinden” bir politika yürütüldüğünü belirten Maçin, bu politikaların 2015’te sonra daha fazla uygulandığını söyledi. AKP-MHP iktidarının sadece Türkiye'de değil, Kürtlerin yaşadığı her yerde düşman politikası yürüttüğünü dile getiren Maçin, “Bu politika en net şekilde Rojava Devrimi'ne karşı kendini gösterdi. Kobanê direnişi döneminde bunu yakından takip ettik. Hesekê’de Sinaa Cezaevi'ne dönük DAİŞ'in saldırısı Türkiye’nin planlaması ile gerçekleşen bir saldırıdır. Bu saldırıdan 45 gün önce Şam hükümeti ile Türkiye istihbaratı görüşmeler yaptı. Bu görüşme bölgeye dönük bir saldırının planlandığını gösteriyordu. Bu saldırının 6 aylık bir planlaması vardı. Suriye hükümeti ve Türkiye'nin içinde olduğu, DAİŞ’in kullanıldığı bir saldırıya şahit olduk. Ama bu planları amaçlarına ulaşmadı” diye konuştu. 

 

AMAÇ: KÜRTLERİ TASFİYE ETMEK

 

Hesekê'de Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) “Halkların Gürzü” operasyonuyla büyük bir katliamı önlediğini hatırlatan Maçin, saldırının boşa çıkarılmasından sonra, Türkiye'nin Derîk, Şengal, Mahmur Kampı’na dönük hava saldırıları yapmasının cezaevi saldırısının bir devamı olduğunu sözlerine ekledi. Saldırıların amacının “Kürtleri tasfiye etmek” olduğuna vurgu yapan Maçin, “2014’te Çöktürme Planı devreye sokuldu, bu plan halkların direnişi ile çökertildi. Hem Türkiye hem de Suriye hükümeti açık bir şekilde ‘QSD’nin Hesekê’de DAİŞ’e karşı direnmesinin suç’ olduğunu açıkladılar. Kürtler göstermiş oldukları direniş ile insanlığı büyük bir saldırıdan kurtardı. Bölgede 4 tane devlet var; Türkiye, Irak, Suriye ve İran. Ancak Ortadoğu'da DAİŞ’e karşı sadece Kürtler savaşıyor. Din adı altında en mazlum halka saldırıyorlar, katliamlar yapıyor. DAİŞ’in bu egemen devletler tarafından desteklendiğini, kullanıldığını gösteriyor. Bu saldırılar arkasında birçok devlet var, uluslararası güçler de bu saldırıların bir parçası olabilir” ifadelerini kullandı. 

 

‘BU KABUL EDİLEMEZ’

 

Kürtlere dönük birçok alanda saldırıların olduğu bir dönemde Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Nêçirvan Barzani’nin Türkiye’ye gelmesine tepki gösteren Maçin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu görüşme sadece politik bir zaaf ile yapılan bir görüşme değil, aynı zamanda ulusal duygulardan yoksun bir görüşmedir. Bir halkın başkanının onun topraklarında yurttaşları katledildiği bir zamanda, katleden devletin lideri ile görüşmesi politika ile açıklanamaz. Hangi parti, hangi güç Kürtlerin çıkarlarını kendi parti ya da gücü için kullanırsa buna Kürtlerin örgütlü bir şekilde tepki göstermesi, kınaması gerek. Bu görüşme milli duygulara vurulan bir bıçaktır. Bu kabul edilemez. Ulusal birlik sağlanması gerekirken bu denli görüşmelerin yapılması açıklanamaz. Bu ulusal birlik çalışmalarına da zarar veriyor.”

 

‘KÜRTLER BİRLİK OLMALI’

 

KDP güçlerinin Federe Kürdistan Bölgesi'nin Xelîfan bölgesinde 28-29 Ağustos'ta kurduğu pusuda 5 YJA-STAR ve HPG’linin yaşamını yitirmesi sonrası cenazeleri almak için ailelerin 111 gün Sêmalka Sınır Kapısında eylem yaptığını hatırlatan Maçin, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye, 2 yıldır PKK’yi gerekçe göstererek Federe Kürdistan Bölgesi’ni işgal etmek istiyor. Bunun için birçok üs inşa etti ve bölgeyi bir kaosa sürükledi. İran ve Irak merkezi hükümetleri üzerinden de baskılar yapıyor. Buna karşı Kürtler birlik olmalı ve bu yürütülen kirli savaşa dur demeli. Kürtlerin birlikte hareket etmesi gerek, birliklerini güçlendirmeliler. 5 Pêşmerge yaşamını yitirdi, ardından 5 PKK’li yaşamını yitirdi. Bununla birlikte Kürtleri birbirine düşürmek istiyorlar. Yaşamını yitiren kim olursa olsun ona saygı göstermek gerek. Anneler 111 gün sınır kapısında cenazeleri istedi, ancak hem Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi hem de KDP bunu duymadı. Biran önce cenazeler ailelerine verilmeli.”

 

MA / Emrullah Acar