Kırmızıgül: Nagihan yeniyi yaratmaktan korkmazdı

img
AMED - Nagihan Akarsel’in “acaba nasıl olur” diye düşünmeden yeniyi yaratmaya odaklanan bir tarzı olduğunu belirten Jineolojî Komite üyesi Haskar Kırmızıgül, “Başarısının sırrı buydu; inanmak, bunu anlamlı kılmak ve bunun için pratiğe geçmek” dedi. 
 
Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi akademisyen ve gazeteci Nagihan Akarsel, Federe Kurdistan Bölgesi’nin Silêmanî (Süleymaniye) kentinde 4 Ekim 2022’de evinin önünde uğradığı suikast sonucu katledildi. Aynı gün katil, Hewlêr’e kaçmak isterken, YNK denetimindeki son asayiş noktasında yakalandı. Aradan geçen 1 yıla rağmen ne soruşturma ne de katilin akıbetine ilişkin herhangi bir gelişme sağlanmadı. 
 
‘TETİKÇİ ANKARA DOĞUMLU’ 
 
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, 25 Aralık 2022’de Stêrk TV’de katıldığı bir programda, Akarsel’in katilinin adının İsmail Peker olduğunu belirtti. Aydar, Ankara Mamak doğumlu olduğunu belirttiği Peker ile ilgili şu bilgileri verdi: “… Bu kişi ifadesinde, ‘Ben zaten bunun için geldim. (Nagihan Akarsel’i öldürmek için) Bana, para verdiler, her şey verdiler’ diyor. Yani plan yapıp oraya göndermişler. Yine diyor ki, ‘Beni aradılar, Nagihan’ın evden çıktığını söylediler. Ben evi tespit etmiştim ve yakın bir yerde duruyordum. Nagihan’ın yürüdüğünü gördüm ve sokak başında öldürdüm. Sonra Hewlêr’e kaçmanın planlarını yaptım’ diyor. Çünkü Hewlêr’e kaçarsa kurtulacağını düşünüyor. Ona da bu söylenmiş.”
 
TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ’NDEN İTİRAF 
 
Cinayetten 5 gün sonra (9 Ekim 2022) Federe Kurdistan Bölgesi Başkanı Mesrur Barzani ile görüşen Türkiye Irak Büyükelçisi Ali Rıza Güney, daha sonra Hewlêr’de katıldığı bir açılış töreninde Akarsel’in Türkiye tarafından katledildiğini itiraf eden bir açıklama yaptı. Gazetecilerin Akarsel’e ilişkin sorduğu bir soru üzerine Güney, “PKK odaklı ve PKK ila iltisaklı odaklar hedeftir” ifadelerini kullandı. 
 
KDP’NİN SESSİZLİĞİ 
 
Katilin gözaltına alındığı bilgisi dışında hiçbir gelişme sağlanmazken, KDP’nin bugüne kadar sessiz kalması ve cinayetle ilgili hiçbir çaba göstermemesi, MİT ile işbirliğini gözler önüne seriyor.
 
İLK GAZETECİLİK DENEYİMİ 
 
Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Gölyazı köyünde 24 Haziran 1977 tarihinde dünyaya gelen Akarsel, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kadın Çalışmaları Anabilim dalında bir yıl yüksek lisans yaptı. “Hayallerimin peşinden koşacağım” diyerek, gazeteciliği tercih eden Akarsel’in ilk gazetecilik deneyimi 2009 yılında Dicle Haber Ajansı (DİHA) ile başladı. Özgür Basın tarihinde önemli bir yere sahip olan DİHA’da kadın haberciliğinin gelişmesinde önemli bir rol oynadı. DİHA’da 2014 yılına kadar muhabir ve editör olarak çalışan Akarsel, Özgür Gündem, Günlük, Yeni Özgür Politika gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Özgür Kadın dergisinin kuruluş çalışmalarında yer aldı.
 
KADININ İZİNİ SÜRDÜ 
 
Gazetecilik yaptığı yıllarda Suriye’de başlayan iç savaşta yükselen kadın devrimine kayıtsız kalmayan Akarsel, Jineoloji alanında akademik çalışmalar yürütmek üzere yönünü Kuzey ve Doğru Suriye’ye çevirdi. Gittiği her coğrafyada tarihte kadının izini süren Akarsel, bir süre sonra DAİŞ’in işgal saldırılarının ardından direnişle özgürleştirilen Şengal’e gitti ve Êzidî kadınlarla buluştu. Aynı dönemde Êfrin’de de bulunarak, çalışmalarını sürdürdü. Efrîn’deki çalışmaları sırasında Ruta köyünde sadece kadınların konuştuğu özel bir dilin olduğunu öğrendi ve o köyde yaşayan kadınların ses kayıtlarını alarak, araştırmalarına konu yaptı.
 
KÜRT KADIN KÜTÜPHANESİ 
 
Kürt Kadın Eserleri Kütüphanesi ve jineoloji çalışmalarını kadın örgütleriyle birlikte yürüten Akarsel, kadınların saklı hakikatini, yazılmayan tarihini açığa çıkarmak için büyük emekler verdi. Kürt ulusal birliğinin acil bir ihtiyaç haline geldiği dönemde Kürt Kadın Eserleri Kütüphanesi projesiyle, tüm Kürt kadınların etrafında buluşacağı ortak bir çalışma yürüttü. Bu proje için 3 yıl emek veren Akarsel’in ardından projeyi yarım bırakmayan kadınlar, 24 Haziran’da “Hayallerimizi yazdıkça, kaydettikçe ve paylaştıkça gerçekleştiriyoruz, geleceğin harmanına hafızamızı taşıyarak, Nagihan Akarsel’in anısına” şiarıyla Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi’nin kapılarını açtı. Kadınlar, ayrıca Akarsel’in kaleme aldığı şiirleri kitaplaştırma çalışması yürütüyor.
 
Akarsel ile tanışmadan önce haberlerini takip eden ve 2015 yılında yolları kesişen Jineoloji Komite Üyesi Haskar Kırmızıgül ile Akarsel ve mücadelesini konuştuk. 
 
Nagihan Akarsel ile nasıl tanıştınız? İlk izleniminiz ne oldu?
 
Nagihan ile tanışmadan önce yaptığı haberleri takip ediyordum. 2015 yılında tanışma fırsatım oldu. İlk kez Jineoloji Konferansı'nda kendisi ile tanıştık. O dönemler Jineoloji’nin yarattığı heyecan, çizdiği rota ve yapılabilecekler, taşıdığı potansiyel herkeste heyecan yaratıyordu ama heval Nagihan'da çok daha farklı bir heyecan yaratıyordu. Neleri yapabiliriz? Nereden başlayabiliriz? Bir kadın bilimini inşa etmeye dönük heyecanı vardı. Yaşamında da her zaman güler yüzlü ve sakinliğiyle çok sağaltıcı bir insandı. Benim onunla tanıştığım dönemde kişisel açıdan krizli bir dönemdi ama onun sakin ve umutlu bir duruşu, bir yoldaşlık ilişkisi vardı. Böyle bir yakınlaşma çabası ve iyimserlik insanı, büyük bir enerji olarak kendine çekiyordu. Böyle tanıştık ve daha sonra da Jineoloji çalışmalarında birlikte yer aldık. Tanışmadan önce de çokça ismini duymuştum. İyi bir gazeteciydi aynı zamanda. Yaptığı haberlerle her zaman dikkati çekerdi. İnsanın bir haberi okuduğunda öğrenmeyi istediği her şeyi haberin içeriğiyle gösteren bir arkadaşımızdı. Ama tabi ki birebir yoldaşlık yapmak, birebir tanışmakta başka bir hissiyat veriyor insana. 
 
Jineoloji bilimine dair Akarsel’in de çok heyecanlı olduğunu söylediniz. Akarsel, kadın haberciliği ve kadın hakikatine dair önemli katkılarda bulundu. Kürt kadın hareketi açısından katkıları nelerdi, mücadelesine nasıl yansıyordu?
 
 
 Heval Nagihan’ın, mücadelenin tüm alanlarına kattığı en güzel özellik buydu. Bizlere tanımlama gücü verdi. Yaptıklarımızın muazzamlığını, olağanüstülüğünü her bir Kürt kadında gerçekleşen özgürlük anının, olağanüstülüğünü heval Nagihan hem hissetti hem de bunu çok iyi hissettirdi. Bunu bilimin gücüyle hissettirdi. 
 
Heval Nagihan'ın kendinde başlatarak toplumsallaştırdığı en güzel özelliklerinden birisi buydu. Kişiler yaptıklarının anlamını, geleceğe nasıl bir miras bırakacağını, nasıl değerleri birlikte süreceğini çok fazla bazen hesaplayamıyor. Kürt özgürlük hareketi geçmişini sahiplenerek, bugüne geldiyse bir o kadar da yaratılan değerleri, yaşanılanları bazen durup dinlemek, bazen hissin, anlamın sana yön vermesiyle birlikte tanımlamak lazım. Heval Nagihan’ın, mücadelenin tüm alanlarına kattığı en güzel özellik buydu. Bizlere tanımlama gücü verdi. Yaptıklarımızın muazzamlığını, olağanüstülüğünü her bir Kürt kadında gerçekleşen özgürlük anının, olağanüstülüğünü heval Nagihan hem hissetti hem de bunu çok iyi hissettirdi. Bunu tanımlama gücüyle hissettirdi. Bilimin gücüyle hissettirdi. Baktığı hiçbir şeyi, günlük yaşamın en ufak bir şeyinden, konuştuğu çocuğa, baktığı bir çiçeğe ya da çok büyük bir işe giriştiği zaman anlam gücünden yoksun olarak hareket etmedi. Bunun yarattığı büyük dönüşümü çok somut olarak, çok hızlı şekilde gördü. Anlamın, düşüncenin ve bilimin gücüne sığındı. En güzeli de bunu toplumsallaştırabildi. Sadece kendisinde var olan bir özellik olarak değil ama çevresiyle paylaşarak, çevresine de bu güzellikleri göstererek, bu anlamı hissettirerek yaptı. 
 
Nagihan çalışma alanında nasıldı? Jineoloji çalışmaları kapsamında neler yaptı?
 
Nagihan’ın yaşamının her zerresinde Reber Apo’nun “Anlamın ve gücün yaşattığı insan en güçlü insandır” sözünü insan çok iyi görebiliyor. Yaşamımızın olağanüstülüğünü hissettiği için ona yaptığı hiçbir çalışma zor gelmiyordu. Bir tespit yapılıyorsa hemen o tespitin ardından harekete geçen ilk kişi oydu. Rojava'da Jineoloji çalışmalarına başladığı zaman Efrîn’de çok fazla imkânlar yoktu. Çünkü özellikle Rojava'daki hat kapalı olduğu için gidiş geliş imkânları çok zordu ama heval Nagihan, Efrîn'e “gitmemiz gerekiyorsa oraya ben giderim' diyendi. Orada yürüttüğü çalışmalarla birlikte kadınlara verdiği eğitimler, orada yaptığı araştırmalar, oradaki tarihsel hafızayı günümüzle, jineolojiyle bağlantılandırarak anlattığı yazılar, bunların hepsi büyük bir katkı sundu. En güzel özelliklerinden biri de buydu. Bir şey yapılması gerekiyorsa, bir tespit varsa o tespitin ilk uygulayıcısı oydu. “Bir yerden başlarsam mutlaka sonuç alırım” dedi ve gittiği her yerde de, hiç imkânın olmadığı yerlerde de istem ve irade onu yürüttü. En son Başur'daki Jineoloji çalışmaları içinde öyleydi. Başur'a da kendisi “Orada bir eksiklik var, oraya gitmemiz gerekiyor” diyerek, gönüllü olarak gitti. Ve çok kısa süre içerisinde de bunu başardı. Heval Nagihan'ın, yeniliklerden, yeni bir şey yaratmaktan asla korkmayan “Acaba nasıl olur” diye düşünmeden direk yaratmaya odaklanan bir tarzı vardı. Başarısının sırrı buydu; inanmak, bunu anlamlı kılmak ve bunun için pratiğe geçmek. Bu üçünü hep birlikte yürütebildiği için gittiği her çalışmada somut kazanımlar ve somut ürünlerle döndü.   
 
Ömrünü kadın mücadelesine adayan Nagihan’ın kadınlara dair hayalleri vardı. Ne yapmak istiyordu?
 
 
Bu belki soyut gibi gelebilir ama her kadının içinde var olan, saklı olan özgürlük iradesini ona hissettirmek heval Nagihan için en büyük başarıydı ve yaşamındaki temel amaçtı.
 
Nagihan her kadının özgürlüğü duyumsamasını isterdi. Bu belki soyut gibi gelebilir ama her kadının içinde var olan, saklı olan özgürlük iradesini ona hissettirmek heval Nagihan için en büyük başarıydı ve yaşamındaki temel amaçtı. Belki çoğumuzun özgürlük potansiyeli görmediği her alanda heval Nagihan kadınlarda o potansiyeli görüyordu. Bu sistemin bütün etkilerini yaşayan genç kadın da olabilirdi. Bir yaşlı anada da bu potansiyeli görebilirdi. Sıradan bir kadında, bir feministe görebilir. Bu özgürlük iradesini, bu potansiyeli açığa çıkarmak temel çalışmalarından biriydi. Bir sürü amacı vardı, kadınlar için yapmak istediği çok şey vardı. Bunlardan bir kısmını gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Bunu Rojava'da verdiği yüzlerce eğitimde başardı. Her kadının belleği ve yüreğinde “Aslında bunlar benim kaderim değil” duygusunu oluşturdu. Yüzlerce eğitim, yüzlerce seminer verdi. Bunun dışında da Jineoloji Akademileri, Jinwar onun hayallerinden biriydi. Nasıl bir kadın köyü, nasıl bir kadın mekânı olabilir onun hayallerinden biriydi. Rojava'daki Jineoloji Fakültesi onun hayallerinden biriydi. Bir yerlerden başladı ve en son Güney Kurdistan'da sınırların, sömürgeci devletlerin yarattığı ön yargılardan bağımsız bir şekilde oradaki güçlü potansiyeli gördü. Oradaki toplumsal hafızayı çok iyi gördü ve bu toplumsal hafızanın bir yerde birikmesini istedi. O yüzden Güney'deki amacı da orada bir kadın kütüphanesi açmaktı. Edebiyat, sanat, bilim, kadın hakları, tarih konusunda kadınların çok fazla yaratımı olduğunu, potansiyeli gördü. Bu potansiyelin somut bir şeye dönüşmesini istedi. Heval Nagihan, gittiği her yerde o özgürlük potansiyelini açığa çıkartacak projeleri vardı. Bir şekilde bu projeleri gerçekleştirmek için ilk adımları attı ve arkasında da bu projelerin sürdürücüsü olan kadınlar yarattı. Bu açıdan hem hayallerinin hepsini gerçekleştirdi, çünkü nereye el attıysa orada bir başarı vardı. Aynı zamanda onun hayalleri sınırsızdı. Bu potansiyelin bir limiti yoktu. O yüzden de hem yaptıkları hem de yapamadığı binlerce şey vardı. 
 
Jineoloji çalışmaları kapsamında nasıl bir arayışı vardı. Yazılarına, makalelerine baktığımızda tarihsellikle günümüz arasında kurgulanan ürünler ortaya çıkıyordu. Buna dair izlenimiz nelerdir?
 
Baktığı her şeyde kadın hakikatini aradı. Bir köyü ziyaret ettiğinde orada dinlediği hikâyelerde, sıradan gözler değildi. Sadece bakan değil gören gözleri vardı. Sadece duyan değil hisseden bir hakikati, öyle bir katılımı vardı yaşama da. Kadın hakikatini dolayısıyla anlatmanın bin bir türlü yolunu arardı. Toplumun ya da Rojava devriminin tıkanma yaşadığı konularda, bizim farkında olmadığımız ya da aşamadığımız bazı toplumsal sorunların kaynağını anlamak içinde kadın hakikati eksenli bir araştırma, düşünme tarzı vardı. Bunun içinde yaptığı temel şeylerden biri de Jineoloji’nin dayanaklarını güçlendiren çalışmalardı. Diyelim ki ilk başlarda Jineoloji ortaya çıktığında “Kadın bilimine neden ihtiyaç var?” sorusuna çok güçlü cevaplayanlardan biriydi heval Nagihan. Bunu da sadece bir hissiyatta değil, yaptığı araştırmalar, okumalarla ortaya koydu. Jineoloji Dergisi'nin hemen hemen tüm sayılarında heval Nagihan konunun çerçevesini çizdi. Nasıl olabilir, bu konu nasıl işlenebilir? Bu konuların kadın özgürlük mücadelesine katkısı ne olur sorusundan ortaya çıkarak, bunları yaptı. Bunun için büyük bir emek harcadı. Her zaman yanı başımızda görünmez olan hakikati görünür kılardı, günlük mücadelenin koşturmacası içinde yeterince değer bulmayan şeyleri değerli kılmayı öğreterek, kadın hakikatinin peşinden koştu ve bunun için farklı farklı yöntemleri vardı. Bazen duygulandığında yazdığı şiirler de bunun bir parçasıydı. Çünkü hakikat bir bütündür. Yaşamın sadece teorik yanını anlatmak için değil, tüm yönleriyle ifade etmenin bütünüydü. Heval Nagihan'ın sözü, eylemi ve onda dile gelen her şey buna yönelikti.  
 
Kadın hakikatinden yola çıkarak, kadın bilimi olan Jineoloji için çalışmalar yürüten Akarsel, suikastla katledildi. Akarsel’i katledenlerin amacı neydi ve kadınlara nasıl bir mesaj verilmek istendi? 
 
 
Devrimin dayanaklarını oluşturan kimliklerden biriydi heval Nagihan. Bu devrimin belki düşünsel dayanaklarını çok güçlü oluşturduğu için bence hedef seçildi. Erkek egemenlikli sistem yani faşizm bunu açıkça ifade ediyor. 
 
Anlattıklarımın hepsiyle bağlantısının olduğunu düşünüyorum. Düşman şunu çok iyi biliyordu; Uzun vadede böyle bir bakış açısı, ele alış, yaratım tarzının bu mücadelenin yenilmezliğini gün be gün ispatlayan bir şey olduğunu biliyordu. Devrimin dayanaklarını oluşturan kimliklerden biriydi heval Nagihan. Bu devrimin belki düşünsel dayanaklarını çok güçlü oluşturduğu için bence hedef seçildi. Erkek egemenlikli sistem yani faşizm bunu açıkça ifade ediyor. Kürt özgürlük mücadelesinin temel yürütücüsünün kadınlar olduğunu biliyor. Bunun dayanaklarını güçlü oluşturan, kendindeki bu aklı toplumsal akla yatıran kimlikleri de çok daha fazla hedef aldı. Heval Nagihan'la oturup konuştuğunuzda, bir yazısını okuduğunuzda asla umutsuz olmuyordunuz. Daha fazla yapma istemi, daha fazla yaratma istemi oluşturuyordu. Jineoloji’nin kadın özgürlük mücadelesinin kalıcılaşmasında, kültüre dönüşmesinde çok büyük bir etkisi var. Onun karşısında örgütlenen sistem bunu çok iyi gördü ve bence sebebi buydu. İçte ve dışta Kürt kadın hareketinin çoktan hak ettiği değerini bulmasını sağlayan isimlerden biriydi. O yüzden bu sesi susturmak istediler. Ne kadar başardılar o da ayrı bir konu. 
 
Amaç; bir korku salmaktı. Başur'da ilk kez heval Nagihan'ın yürüttüğü çalışma hiç olmadığı kadar farklı kesimlere ulaştı, yanı başlarında seyirci kalındığı, “parçası değiliz” diye düşünülen mücadelenin ne kadar da kendilerine ait olduğunu heval Nagihan kadınlara hissettirdi. O yüzden de düşman bir korku salmak istedi. Acaba kadınları bu biçimde sindirebilir miyiz? Bu mücadelenin önünü alabilir miyiz? Ama tabi ki başaramadılar. 
 
Aradan bir yıl geçmesine rağmen neden Nagihan'ın failleri ve arkalarındaki güç bulunmadı? Sizce failler kim?
 
Bizim açımızdan ilk gün söylediğimiz gibi çok net. Bu Türk MİT'iyle birlikte organize edilen bir suikasttı. Bunun devamı da geldi. Sadece bir tetikçinin yakalanmasından ibaret olan bir şey de değildi. Bu ne bizim yüreğimize su serper ne de adalet arayışımızın önüne geçer böyle bir durum. Bu sadece Türk devleti, istihbaratıyla ilgili değil. Aynı zamanda onunla işbirliği halinde olan bütün çevrelerin, aynı zamanda bu katliama göz yuman ya da bunu olduktan sonra müdahale etmeye çalışmayan, izleyen herkes ortaktır. Jineoloji çalışmalarının yürütüldüğü kurum günlük olarak izlenen yerdeydi. Bunun izahatı yok. Bizim adalet arayışımız bu konseptin ortadan kaldırılmasına kadar sürecek. Adalet arayışımız bir katilin yakalanmasından ibaret değil. 
 
“Adalet arayışımız katil ile ibaret değil” dediniz. Bugüne kadar ne yaptınız, neler yapacaksınız? 
 
Adalet arayışımız bu konseptin yıkılmasına dönük. Konseptin geniş anlamda kırılması için bir mektup kampanyası başlattık. BM'ler Avrupa Konseyi ve Irak hükümeti nezdinde,  bu aslında bürokratik, resmi anlamda sonuç verebilir. Ama bunun dışında da bu imza kampanyasına çok kısa bir süre de 5 kıtadan akademisyenler, sanatçılar, siyasetçiler, kadın aktivistler, kolektifler ve şahıslar düzeyinde 352 imza topladık ve teslim ettik. Hem de aynı anda eş zamanlı eylemlerimiz de oldu. Bu arayışlarımız sürecek. 
 
Kadının özgürleşmesi ve hakikati için mücadele eden Nagihan Akarsel’i nasıl yaşatacaksınız? 
 
 
Özgürlük mücadelesinde bilimin gücüne dayanarak, yürüyen bir kadının ne kadar çok yönlü olabileceğini aslında göstermek istiyoruz. Söylediği her sözün tarihsel bir değeri var. Nagihan'ın toplantı ve konferans görüntülerine bakarsak, sadece günlük değil tarihsel mesajlar vermiş.
 
Düşünce ve duygunun bu kadar güçlü şekilde kendisinde yaşatan birinin toplumla buluşmaya hakkı var. Özgürlük mücadelesinde bilimin gücüne dayanarak, yürüyen bir kadının ne kadar çok yönlü olabileceğini aslında göstermek istiyoruz. Söylediği her sözün tarihsel bir değeri var. Nagihan'ın toplantı ve konferans görüntülerine bakarsak, sadece günlük değil tarihsel mesajlar vermiş. Bunu yaşatmak lazım. Onun söylediği her söz ve ürettiği her yazının topluma ulaşması gerektiğini düşünüyoruz. 
 
Jineoloji olarak da, jineoloji çalışmalarının çok yönlüleşmesi, toplumun özgürlük ihtiyacını, bu devrimin güçlü bir dayanağı olmasına dönük hem kurumsallaşma, potansiyelimizi açığa çıkarmaya çalışmalıyız. Nagihan'ın konuştuğu her kadında bahsettiğim o özgürlük potansiyeli kendisini gerçekten bir yaratılış anı olarak dışa vurduğunda heval Nagihan'ın anısına sahip çıkmış olacağız. Heval Nagihan anlatılmamış nice hikaye, tanınması gereken nice güzel kadın olduğuna inanan biriydi. Bu kadınların hikayelerini anlattığımızda onun anısına sahip çıkmış olacağız. Kadınların yaşamındaki küçük detaylar, yüreklerinde, hafızalarında sakladıkları her anı dile geldiğinde, kaleme döküldüğünde biz onun anısına sahip çıkmış olacağız. Dolayısıyla bu bizim özgürlük mücadelemizin süreklileşmesinin ve özgürlük mücadelesindeki ısrarın temeli olacak ona bağlılığımız. O’nun anısına sahip çıkmak çok yönlü bir sürdürebilirliktir. 
 
MA / Müjdat Can
 
 

Diğer başlıklar

13:05 Hasta ve tahliyesi engellenen tutsaklar için eylem
13:00 PKK'den önemli açıklama: 12. Kongremizi gerçekleştirdik YENİLENDİ
12:51 Belediye meclis toplantısını mahallede halkla birlikte alındı
12:49 31 yıl tutsaklığın ardından memleketinde
12:45 DEM Parti’den çocuklara Kürtçe kitap
12:35 Wan-Bedlîs karayolunda iki araç koyun sürüsüne çarptı
11:57 'Orhan Doğan' ismine ret kararı mahkemeye taşındı
11:35 DEM Parti Sözcüsü: PKK'nin kongresini topladığını duyurması an meselesi
11:16 Sırrı Süreyya Önder için memleketinde taziye kuruldu
11:14 Hindistan ve Pakistan’da karşılıklı saldırılar yoğunlaşıyor
11:12 Çözüm karşıtları devrede!
10:52 Ailelerden İmralı'ya gitmek için başvuru
10:37 Gardiyan saldırısından şikayetçi olunca sanık durumuna düştü
10:00 Koçerlerin zorlu yolculuğu başladı
09:55 Gazeteci Kanbal hakkında dava açıldı
09:23 Kürt sorununun çözümünde heba edilen süreçler
09:08 Gabar'da orman kıyımının yeni görüntüleri
09:07 Semt pazarındaki yurttaşlar: Çözüm Öcalan’ın çağrısında
09:06 Dicle Anter: Sırrı gerçeklerle yüzleşilmesi için savaştı
09:05 Antalya'daki cezaevlerinde 90 hasta tutsak var: Serbest bırakılmalılar
09:04 Şirnex’te öldüren sağlık hizmeti: Ekipman ve doktor yok
09:03 Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali: Dayanışma güçlendiriyor
09:02 Tutsak yakınları: Gözümüz televizyonda büyük barışı bekliyoruz
09:01 ‘Umut hakkı düzenlemesi tartışmasız atılması gereken adımdır’
09:00 09 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:30 31 yıl sonra memleketinde coşkulu karşılama
08/05/2025
23:44 ‘Suriye’de 5 ayda 5 bin 500 sivil öldürüldü’
22:48 SOHR: Silahlı gruplar Şam’da yurttaşların evlerine el koydu
22:07 Birçok kentte Abdullah Öcalan posterleri asıldı
21:34 Êlih’te kadınlar buluştu: Kayyım zihniyetine karşı dayanışacağız
21:22 Wan’da Kürt Dili Bayramı şöleni
21:08 Yeni Papa Robert Francis Prevost oldu: Barış sizinle olsun
21:02 Federe Kürdistan’da yaşamını yitiren Işık’ın taziyesine kitlesel ziyaret
20:57 Sırrı Süreyya Önder anısına Beynelmilel gösterimi
20:54 ‘Kürtçe hukuk literatürünün oluşturulması gerekiyor’
19:32 15 yaşında girdiği cezaevinden 46 yaşında çıktı
19:21 Eskişehir'de kadın katliamları protesto edildi
19:15 Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan davasında karar
19:03 Türkiye ile Irak arasında 11 anlaşma imzalandı
18:55 Taciz failine verilen cezanın bozulması protesto edildi
18:45 Şarbajêr’de bir kolber katledildi
18:10 ‘Cezaevinde kalamaz’ raporu dikkate alınmadı: Elisa Ayık tahliye edilmedi
17:44 Qoser Meclisi: Zeyni İpek, araçları yandaşlara peşkeş çekmek için istedi
17:36 Qoser’de bir öğretmen öldürüldü
17:21 Pasûr Belediyesi eşbaşkanları halk buluşması düzenledi
17:12 DEM Parti’den kayıt dışı çalışma koşullarının tespiti için önerge
17:01 Ankara'da bir kadın katledildi
16:54 Wan'da Kürt Dili Sempozyumu düzenleyecek
16:33 Arınç’tan taziye ziyareti: Süreçte yer alanları devlet korumalı
16:01 Amed’de hukuk öğrencileri Önder’i andı
15:51 9 kadın tutsağa ‘sarılma’ ve ‘zılgıt’ cezası
15:39 CHP İl Başkanı Çelik ve 25 kişi hakkında iddianame
15:28 Mersin’de ağaç katliamına karşı nöbet
15:19 Zirai don için 'özel afet bölgesi' çağrısı
14:50 Nisan ayında 8'i çocuk, 152 işçi hayatını kaybetti
14:49 Özel’den İmamoğlu’na ziyaret
14:21 124 isimden Önder’e veda: Hepimizin yüreğine barışı yazdın
14:12 'Çocuk Hastanesi'nin deprem raporu 27 aydır gizleniyor'
14:12 Zırhlı araçla katledilen Öner davası istinafa taşındı
13:31 Hastane yolunda tutsaklara saldırı
13:12 Tutsaklara hücre cezası
12:55 Cezaevindeki şiddet davasında görüntüler istenecek
12:45 Erdoğan: Bizi kolay bir süreç beklemiyor
12:29 TBB'den avukata saldırıya tepki
12:25 Werîşe Muradî’nin tedavi hakkı engelleniyor
12:19 Avukatlardan İmralı başvurusu
12:18 Gazeteci Güneş davasında emniyetten 'bilgi' istenecek
12:14 Amed’de tutsaklar için yapılacak açıklamaya çağrı
12:05 DEM Parti'den Önder'e suikast iddialarına dair açıklama
12:02 Amed'de ArtTigris Sanat Fuarı'nın lansmanı yapıldı
11:08 Hasta tutsak Karatay'ın yeniden yargılanmasına devam edildi
11:03 Serê Gulanê etkinliklerinin startı verildi
10:57 Hindistan-Pakistan çatışmasında en az 43 ölü
10:52 'Kuyu tipi' cezaevlerine karşı açlık grevi başlatılıyor
10:43 Gazeteci Zeynep Kuray hakkında beraat kararı
10:28 Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden İmamoğlu açıklaması
10:16 İşçiler greve gitti, çöp yığınları oluştu
10:14 GES'e karşı direnenler: Göç etmek istemiyoruz
10:05 DAİŞ’in Dêrazor’a saldırıları sürüyor
09:26 Hasta tutsak Ayık’ın annesi: Barış için önce hasta tutsaklar bırakılmalı
09:25 ‘Sürgüne’ karşı oturma eylemi başlattı
09:13 ‘Sırrı’nın cenazesine katılanlar barış mücadelesi sözünü verdi’
09:12 ‘Şiddetin son bulması için sorumluluk alınmalı’
09:08 30 yılın ardından tahliyesi ertelendi: Ölsem de pişmanlığı kabul etmem
09:06 Amed’de halk ulaşım zammına tepkili: Geri çekin
09:05 'Önder'e sözümüz; bu topraklara onurlu barışı getirmektir'
09:04 33 yıllık sürgünden sonra Amed’te sahneye çıktı
09:03 Ev ev gezerek Öcalan'ın çağrısını anlatıyorlar
09:02 Ateşkese rağmen 23 bin 369 saldırı
09:02 Dünyada barış görüşmeleri: Karşılıklı adımlarla çözüm sağlandı
09:00 08 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
07:49 Amêdiyê Bölgesi’ne hava saldırısı
06:12 İmamoğlu'nun X hesabına erişim engeli getirildi
00:10 AYM'nin kararına tepki: Bu düzenlemeye boyun eğmeyeceğiz
07/05/2025
22:37 Suriye sahil kentlerinde 10 kişi kaçırıldı
21:33 'Özgür Özel'e yapılan saldırı araştırılsın' önergesine ret
21:21 Fed faiz kararını açıkladı
21:17 Tutsak kadınlardan Sırrı Süreyya Önder için taziye mesajı
20:47 AK’nin Türkiye raporu onaylandı
20:36 ÖHD ve TUHAD-FED: Hasta tutsakların yeri cezaevi değil hastanedir
20:01 Meclis’te 2025 yıllı ‘Sırrı Süreyya Önder Barış Yılı’ talebi
19:22 Mor Dayanışma: Bir üyemiz ajanlaştırılmaya çalışıldı
18:50 KHK eylemi 330'uncu haftasında: Sırrı’ya sözümüz barış olacak
18:47 Kadın katliamları ve cezasızlık protesto edildi
18:35 Mêrdîn’de köylüler direndi, kepçeler çekildi
18:20 ÇED raporundaki sahte fotoğraflara suç duyurusu
17:43 Emekliler TÜİK önünde: Maaşlarımız sadakaya dönüştürüldü
17:37 AYM’ye yürüyüşleri engellenen kitle oturma eylemi başlattı
17:33 Cenevre eyleminde Sırrı Süreyya Önder anıldı
17:13 İzmir’de 3 belediyede iş bırakma eylemi
17:02 Amik Ovası çiftçileri isyan etti
16:31 Önder için mevlit ve taziye
16:27 Oda ve borsalardan Sudani-Erdoğan görüşmesi öncesi 5 talep
16:21 TÜSİAD'ı ziyaret eden Özel: Bundan sonra yeni bir iktidar var
16:09 Dêrsim'de askeri operasyon
16:07 AYM'ye yürümek isteyen hayvan hakları savunucularına polis engeli
15:29 Meclis'te Önder anması: Eksik bıraktığı süreci tamamlamamız gerekiyor
14:59 AYM'den Hayvan Yasası’nın iptali başvurusuna ret
14:43 Sağlıkçılardan şiddete karşı eylem
14:40 Hayvan hakları için AYM önünde eylem
14:39 İHD’den gözaltılara tepki: Tutsaklarla dayanışma insanidir
14:10 Wan’da 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı startı
13:48 SGDF Eşbaşkanı Müslüm Koyun tahliye edildi
13:46 Semra Güzel davasında tanık hakkında zorla getirme kararı
13:34 Bahçeli'den Önder'in Meclis'teki taziyesine ziyaret
13:24 GES'e karşı çıkan yurttaşlar kepçeleri durdurdu
13:07 Avukat İçli'ye dönük silahlı saldırıya tepki
13:02 İstanbul’da 3.4 büyüklüğünde deprem
12:34 Almanya’da Kürt üniversitesi açılıyor
12:34 Rektörden İmamoğlu diploması açıklaması
12:26 'Örgüte yardım' iddiasının 'örgüt üyeliği' kabul edilmesinde ihlal kararı
12:25 Suriye'de 24 saate 13 kişi katledildi
11:23 Gazeteci Diren Yurtsever beraat etti
10:49 JINNEWS şiddet çetelesi: 34 kadın katledildi, 14 şüpheli ölüm
10:39 Bir yılda 6 bin kişi trafik kazalarında yaşamını yitirdi
10:29 Hilal Kar’ın katiline ağırlaştırılmış müebbet hapis
10:16 Hindistan-Pakistan arası çatışma: Onlarca ölü, 3 uçak düştü
10:01 'Kadınların Ayak İzi' yürüyüşü: İşimizi istiyoruz
09:57 Cixsêliler GES’e karşı mücadelede kararlı
09:11 Önder'i anlattı: Hayalini kurduğu Demokratik Cumhuriyet'i Öcalan’ın paradigmasında gördü
09:09 Kerboran'da 3 mahalle yolu 'güvenlik' gerekçesiyle kapatıldı
09:08 Ayla Akat Ata: Önder’in mücadelesi vasiyettir
09:07 Çilek üreticileri artan maliyetlerden şikayetçi
09:06 Zeyneb Murad: Öcalan’ın çağrısı konferansa zemin hazırladı
09:02 Barış Anneleri: Önder'in mücadelesi başarıya ulaşacak
09:00 Hasta tutsaklar için 16 kentte eylem yapılacak
09:00 07 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
06/05/2025
23:57 Yüzde 78 engelli hasta tutsak tahliye edildi
23:43 Hindistan'dan Pakistan'a saldırı
23:25 ABD ile Husiler arasında ateşkes sağlandı