Peköz: Ankara’nın stratejisinde Hewlêr dahil Kürtlere yer yok

img
ANKARA - Siyaset bilimci Mustafa Peköz, Ankara'nın bölgesel stratejisinde Hewlêr dahil Kürtlere yer olmadığını söyledi. Peköz, değişen denklemler nedeniyle Türkiye'nin Irak ve Suriye’yi terk etmek zorunda kalacağını belirtti. 
 
Türkiye’nin 2021 yılının Nisan ayından bu yana Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Metîna, Zap, Xakurkê, Avaşîn, Bradost ve Heftanîn bölgelerine yönelik havadan ve karadan saldırıları sürüyor. KDP destekli saldırılar, Temmuz ayı itibariyle farklı bir boyuta evrildi. Türkiye, günlerdir Duhok'un Amêdiye ilçe kırsalına askeri sevkiyat gerçekleştirerek, bölgeyi yoğun bir şekilde bombalıyor. Birçok köy saldırılar nedeniyle boşaltıldı. Ayrıca köylere giden yollarda kontrol noktaları kuruldu. Irak merkezi hükümetinin sessiz kaldığı saldırıların önümüzdeki günlerde daha da genişletileceği öngörülüyor. 
 
Siyaset bilimci Dr. Mustafa Peköz, bölgedeki son gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Yeni saldırılar, Esad ile yakınlaşma çabaları ve Ortadoğu ülkelerine dönük verilen "barışçıl" mesajlar... Türkiye'nin Ortadoğu politikasında bir değişikliğe gittiği şeklinde yorumlanıyor. Katılır mısınız? 
 
Türkiye’nin Ortadoğu merkezli bölgesel politikasının başarısız kaldığı, belirlenen stratejik hedeflerinin hemen hemen hiç birinin gerçekleşmediği görülüyor. Özellikle son 12 yıldır devam eden bölgesel politikasının özü, sadece bölgesel güç olma değil, esasen ülkenin fiziki sınırlarının geliştirilmesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin Suriye stratejisini belirlenirken "Ya büyüyeceğiz ya küçüleceğiz" demişti. Bu yaklaşım aynı zamanda dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun belirlediği ‘strateji derinlik’ politikası ile de uyumluydu. Böylelikle Türkiye sınırsal olarak küçülemeyeceğine göre büyütülmesi gerekiyordu. Bir başka ifadeyle Suriye’nin iç krizi gerekçe gösterilip, defacto bir durum yaratılarak Suriye topraklarının bir kısmı fiilen ilhakı hedeflenmişti.
 
 
Ankara'nın Irak ve Suriye politikaları başarısız oldu. Oluşturduğu politikalardan sessizce vazgeçti. Çünkü bölgesel ilişkiler hızla değişmeye başladı. Bu nedenle bölgesel ilişkilerden izole olmak istemedi. 
 
Gelinen aşamada Ankara’nın Libya, Doğu Akdeniz, Irak, Suriye politikaları esasen başarısız kaldı. Bu alanları dair oluşturduğu politikalardan ‘sessizce’ vazgeçti. Örneğin nerede ‘Mavi Vatan’ stratejisi. Kimse konuşuyor mu? Libya konusu Ankara’nın gündeminde olduğunu kim söyleyebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012 yılında en geç 6 ay içerisinde “Şam'da Emevi Camii'nde namaz kılacağı” demişti. Şimdi Esad ile görüşmek için bütün yolları deniyor. Türkiye zorunluluktan politika değişikliğine gidiyor. Çünkü bölgesel ilişkiler hızla değişmeye başladı. Bu nedenle bölgesel ilişkilerden izole olmak istemeyen Ankara, Suriye politikasını değiştirmeye başladı. Zorunlu ve kaçınılmaz bir durumdur. Ankara, yeni bir politik denklem oluştururken ve kendisine yeni bir alan oluşturmaya çalışırken Suriye'deki güç dengelerine göre gerçekçi bir strateji oluşturmaktan halen oldukça uzaktır.
 
Türkiye, Federe Kurdistan Bölgesi'ndeki saldırılarını genişletti. Erdoğan’ın NATO Zirvesi’nde de bu saldırılara destek aldığı belirtiliyor. Böylesi bir durum söz konusu mu?
 
Ankara’nın Kürdistan Bölgesi Yönetimi sınırları içerisinde başlattığı askeri operasyon, uluslararası alanda da tartışılmaya başlandı. Bu nedenle Washington’da NATO zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın arka plan diplomasisindeki en önemli gündem maddesinin Ankara’nın Irak sınırları içerisinde başlattığı operasyona politik destek olduğu kamuoyuna yansıdı. ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Matthew Miller'in ‘Ankara, Bağdat ve Hewlêr ile koordinasyon sağlanmalıdır’ uyarısı yapması, ayrıca Bağdat’ın ‘Yeşil ışık yakılmadı’ uyarısı dikkat çekti. Washington "sınırları belirlenmiş” bir operasyona onay verileceği konusunda Türk Dışişleri Bakanı’nı uyardıklarını belirtiliyor. ABD, Türkiye’nin bölgede yapacağı askeri operasyonlarla ‘bölgede kalıcılaşmak’ gibi bir planı hiç bir şekilde düşünmemeleri ve bu yönlü girişimlere yönelmemeleri konusunda uyardığı belirtilmektedir.
 
Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı operasyonda ABD’yi hesaba katmadan hareket etmesinin askeri ve politik riskleri tahmin edilenden fazla olacaktır. Erdoğan’ın NATO’nun Rusya ve Çin’e karşı belirlediği yeni dönem askeri stratejiye onay vermesinin karşılığında, IKBY sınırları içerisinde yürütülen operasyona ‘üst düzeyde destek vermeleri’ talebi karşılık bulmadığı söylenebilir. Şu noktanın unutulmaması gerekir; Türkiye, NATO üyesi bir ülke. Bu nedenle NATO’nun özellikle de ABD’nin Türkiye’nin operasyonlarına açıktan tutum alması veya önlemler alması beklenemez. Böyle bir beklenti de son derece yanlış olur. Gerçekçi olmaz. Ancak Erdoğan’ın Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi Yönetimi sınırlarında başlattığı operasyon için NATO’dan açık destek alamadığını söyleyebiliriz.
 
Temmuz ayı itibariyle başlatılan yeni saldırıları göz önünde bulundurduğumuzda Bağdat'tan Ankara'ya yeşil ışık yakıldığını söyleyebilir miyiz?  
 
Bağdat yönetimi, Türkiye'nin PKK'ye yönelik başlattığı operasyonun uzun vadede Irak’ın çıkarlarına hizmet edeceğini biliyor. 'Medya Savunma Alanları' olarak tanımlanan bölgelerde, PKK’nin askeri güçlerinin etkisizleştirilmesi ya da buradaki kontrolünü kaybetmesi hiç şüphesiz ki Bağdat’ın işine geldiği açıktır. Bağdat'ın PKK’yi ‘terörist’ görmemesine rağmen son dönemlerde yaptığı açıklamalar dikkat çekicidir. Örneğin PKK'nin ormanları yaktığına yönelik ileri sürülen iddialar, esasen PKK'ye yönelik operasyonlara dolaylı bir meşruluk bir zemin hazırlama çabasıdır. Bu nedenle yüksek tonda bir tepki göstermemekle birlikte gelişmelerden rahatsız olmaya başladığı söylenebilir. Hatta Dışişleri Bakanlıkları ve istihbarat birimleri arasında ciddi bir koordinasyonun olduğu belirtiliyor. Bu nedenle Bağdat’ın onay vermesiyle, Ankara’nın onay aldığı algıları nispeten birbirinden farklıdır.
 
Bağdat yönetimi sürece nasıl bakıyor?
 
Bağdat yönetimi, PKK’nin bölgedeki askeri gücünden esasen rahatsız ancak bugünkü koşullarda PKK ile bir çatışmaya girmek istemediği açık. Bu nedenle Ankara'nın başlattığı sınırları belirlenmiş bir operasyonu açıktan olmasa da desteklediği anlaşılıyor. Ancak ‘sınırsız' bir operasyona karşı olduğunu ve bu konuda bir uzlaşmanın sağlanmadığına dair yapılan açıklamalar sorunun giderek ciddileştiğini gösteriyor. Asaib Ehli Hak Hareketi Şii Lideri Qeys El- Xezali; “Türk ordusu tüm Irak topraklarından çekilmeli”  açıklaması ciddi bir etki yarattı. Çünkü Şii toplumunun önemli bir kesimi, Türkiye’nin askeri operasyonuna karşı çıkıyor. Irak Başbakanı Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’ni toplayıp gerekli değerlendirmeyi yaptıktan sonra Ulusal Güvenlik Danışmanı Qasım Ereci başkanlığındaki bir heyeti Hewlêr’e gönderdi. Gelen bilgiler çerçevesinde bir durum değerlendirmesi yapılacağı açıklandı.
 
 
Bağdat'ın açıklamaları ve Ankara'nın çabaları sorunun politik bir krize dönüşmeye başladığını gösteriyor. Türkiye'nin kalıcılaşma niyeti Bağdat tarafından kabul görmeyecektir. 
 
Bağdat'ın operasyona sınırlı bir destek verdiğini ve bunun belirlenen sürede tamamlanması gerektiğine ilişkin diplomatik kanallarla yaptığı açıklama ile Ankara’nın operasyon alanını genişletme çabaları, sorunun politik bir krize dönüşmeye başladığını gösteriyor. Ankara'nın, bugünden yaklaşık 30 kilometre derinlikte bir alan kontrolü sağlamaya çalışması ve bölgede kalıcılaşmaya yönelik niyetleri, Bağdat tarafından kabul görmeyecektir. Bu nedenle Bağdat'ın askeri ve politik yetkililerinin arka arkaya yaptığı açıklamalar, Türkiye'ye bir uyarı niteliğinde olduğu söylenebilir.
 
KDP'nin Ankara'ya verdiği destek çokça tartışılan konuların başında geliyor. Buna dair neler söylersiniz? 
 
Türkiye'nin bu operasyonu Erbil yönetiminin aktif desteği ile yürüttüğü, askeri birliklerini Duhok ve Erbil üzerinden çatışma alanlarına sevk ettiği görülüyor. Bazı geçişlerde Türk askeri araçlara Kürdistan bayrağı arması takıldığı ve belirli yerleşim bölgelerin boşaltılması için pêşmergenin devreye sokulduğu belirtiliyor. Bu nedenle Türkiye, Bağdat'tan çok Erbil yönetimi ile hareket etmeye özel bir önem veriyor. Çünkü her dediğini yaptırma şansına sahiptir.
 
Erbil yönetimi, özellikle Barzaniler, Ankara’nın operasyonuna dahil olmadıklarını sıklıkla dile getirmelerine rağmen kimse bu tür açıklamalara inanmıyor. Halkın tepkisini çekmesine ve Amêdiyê gibi bazı bölgelerde protesto eylemleri başlamasına rağmen Erbil yönetiminin Ankara'ya sınırsız askeri ve lojistik desteğin verilmesinin bir nedeni de ‘Medya Savunma Alanları’ olarak tanımlanan bölgelerde PKK'nin askeri güçlerinin çıkartılarak kendilerine teslim edilmesi arzusudur. Ancak Ankara, bölgeyi PKK’nin askeri güçlerinden arındırabilirse, peşmergeye değil Bağdat askeri güçlerine teslim etmesi çok daha yüksek bir olasılıktır. Çünkü Ankara’nın bölgesel stratejisinde Erbil dahil Kürtlerin yeri yok.
 
Barzanilerin Ankara’ya desteğinin altında başka ne gibi nedenler olabilir? 
 
Barzanilerin Türkiye’de çok ciddi düzeyde ekonomik yatırımları bulunuyor. Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan bir haberde, Barzanilere ait -gıda, inşaat, tarım, lojistik ve akaryakıt alanında- 400’den fazla firmanın olduğu belirtilmişti. Türkiye’de kurdukları şirketlerin ortakları genellikle iktidara çok yakın kişilerdir. Barzani ailesinin 50 milyar dolarlık bir servetinin olduğu ve bunun ciddiye alınabilir bir kısmının da Türkiye’de yatırıma dönüştürüldüğü sıklıkla dile getirilir. Bu nedenle Ankara ile kopması çok zor olan çıkar birliği bulunuyor.
 
 
Barzanilerin Türkiye'de çok ciddi ekonomik yatırımları bulunuyor. Bu nedenle Ankara ile kopması çok zor. Diğer sorun ise Barzanilerin kendi aralarındaki iç iktidar çatışmasıdır. Türkiye ile olan ilişkiler Barzaniler için son derece önemlidir. 
 
Diğer sorun ise Barzanilerin kendi aralarındaki, yani Erbil’deki iç iktidar çatışmasıdır. Yani Erbil’in Ankara’yı çok yoğun olarak desteklemesinin bir başka boyutu da Barzaniler arasındaki iktidar savaşıdır. Baba-oğul Mesut-Mesrur Barzani ile yeğeni ve aynı zamanda damadı Neçirvan Barzani arasında iktidar rekabeti olduğu biliniyor. Türkiye ile olan ekonomik ve askeri ilişkiler, Barzaniler için son derece önemlidir. Bu nedenle hem Mesut-Mesrur hem de Neçirvan, Ankara’nın askeri operasyonuna aktif destek vermeleri, iç iktidar çatışmasıyla da ilişkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye’nin başlattığı operasyonda beklenilen sonuç alınmadığında Erbil’deki iç iktidar çatışması beklenilenden çok daha hızlı ve karmaşık hale gelebileceğini söyleyebiliriz. Başarısızlıkta Barzaniler kendi içinde birbirlerini suçlamaları kimseye şaşırtıcı gelmemelidir.
 
Türkiye yeni saldırılarla hedeflerine ulaşabilir mi?
 
Türkiye, yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir yığınak yapmasına rağmen stratejik bir sonuç alması konusunda ciddiye alınabilir bir veri ortaya çıkmış değil. Türkiye, tank, top, helikopter, uçak, İHA ve SİHA gibi sistemlerle çok kapsamlı bir operasyon başlatmasına rağmen halen etkili bir sonuç elde edemediği belirtiliyor. Türkiye'nin bölgede hiçbir toplumsal dinamiği bulunmuyor. Çatışma alanı içerisinde olan köyleri ve mezraların boşaltılmaya başlanması aslında Türk açısından çok ciddi bir risk oluşturduğu açıktır. Bölge halkının tepkisinin artmaya başladığı, bu tepkinin Irak geneline yayılması durumunda Bağdat ve Erbil üzerindeki toplumsal baskının artacağı anlamına gelir. Bu nedenle Türkiye’nin askeri birliklerinin belirli bölgeleri kontrol altına alarak savaşın sürekliliğini sağlaması zor olduğu görülüyor.
 
Bu saldırılarda size göre esas hedef nedir? 
 
Türkiye, Metîna-Zap-Gare arasındaki bölgeleri kontrol altına alarak, hem PKK’nin etkin olduğu Şengal ve Kuzey ve Doğu Suriye ile ilişkinin kesilmesini hem de Kandil’e geçiş bölgelerini denetim altına almayı amaçlıyor. Bugüne kadar birçok defa denenen ama başarısız olan bu askeri stratejiyle yeniden sonuç alınacağı konusunda ciddi kuşkular var. Çünkü, bölgenin bütününün kontrol edilmesi için Türk askeri birliklerinin çok büyük bir güçle orada kalıcı olması gerekiyor. ABD, İran, Suudi Arabistan gibi küresel ve bölgesel güçlerin Ankara’nın bölgedeki askeri olarak kalıcı olmasına kesinlikle karşı olduklarını açıkladılar. 
 
 
Türkiye, Kandil'e geçiş bölgelerini denetim altına almayı amaçlıyor. Bugüne kadar birçok defa denenen ama başarısız olan bu askeri stratejiyle yeniden sonuç alınacağı konusunda ciddi kuşkular var.
 
Türkiye'nin başlattığı bu operasyonda hem asker ölümlerinin hem de askeri teknik ekipman kayıplarının artması, Türkiye'nin iç dinamiklerinde de sorgulanmaya başlanacaktır. Sonuçta ekonomik krize rağmen milyonlarca doların harcanıyor ve buna rağmen beklenilen sonucun alınamamasının politik faturası iktidara çıkacaktır. Ankara, arzu etmesine rağmen bölgede istediği kadar kalamayacağını biliyor. Bunun için belirli bir zaman dilimi içinde etkili sonuç alması gerekiyor. Bu nedenle hedeflediği askeri ve politik stratejisinin başarısı sanıldığı gibi kolay olmayacağı ve özellikle iktidarı çok daha fazla zorlayacağı açıktır.
 
PKK, bu süreçten nasıl etkilenir? 
 
Bölgede gelen haberlere göre PKK ile Türk ordu birlikleri arasındaki çatışmalar yoğunlaştı. Askeri uzman değilim ama PKK’nin askeri olarak alan kontrolü gibi bir stratejisi olmadığı ve daha çok hareket halindeki güçlerle, Türkiye’nin askeri güçleriyle çatışma halinde oldukları belirtiliyor. Bu nedenle Türk ordu birliklerinin PKK ile çatışmayı çok geniş bir alana yaymak zorunda kaldığı/kalacağı, bunun da ciddi güvenlik sorununa yol açacağı vurgulanıyor. Yerel kaynakların verdiği haberler dikkate alındığında PKK’nin de ‘Medya Savunma Alanları’ olarak tanımladığı bölgelerde özellikle lojistik destek bakımından zorlanacağı belirtiliyor.
 
PKK’nin yeni tip silah kullanıldığı da gündeme geldi…
 
PKK’nin askeri terminolojisine ‘hava gücü ve hava savunma sistemi’ gibi kavramları eklemesi dikkat çekmeye başladı. Bunun sahadaki yansımaları olduğu söyleniyor. Daha önce yaptığım bir değerlendirmede ‘PKK’nin yeni silah sistemleri denemesinin kimseyi şaşırtmaması gerektiğini’ belirtmiştim. Son zamanlarda basına yansıyan haberlerde bu durum çok net olarak ortaya çıktı. Birçoklarının sandığı gibi PKK, Türkiye’nin bölgede çok kapsamlı bir operasyondan sonra hızla çıkmasını istemez. Çünkü Türk ordu birlikleri ne kadar uzun süreli kalırsa, çok daha fazla kayıp verecek ve yıpranması çok daha fazla olacaktır. PKK’nin savaş stratejisi uzun süreli, hareket halindeki askeri güçlerle eylem gerçekleştirmesi üzerine kuruludur. Türk askeri birliklerinin geniş bir coğrafyaya yayılmış olması, PKK’nin saldırılarına açık hale gelmesi demektir.
 
Türkiye sadece Irak’ta değil, Suriye’de de yeni bir süreç başlatmak istiyor. Bu girişime dair değerlendirmeniz ne olur? 
 
Türkiye’nin Suriye politikası başarısız oldu ve yeniden bir arayışa girdi. Bugün politik realite Esad’ın artık kalıcı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Şam, kazananlar kulübünde yer alıyor. Aynı şekilde Kürtlerin ağırlıkta olduğu Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan Özerk Yönetim kurumsallaştı ve fiilen bir devlet statüsüne ulaştı. Böylelikle Suriye'de Şam’dan sonra kazananın ikinci güç merkezinde Kürtlerin olduğu Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi oldu. 
 
 
Şam, kazananlar kulübünde. Şam'dan sonra kazanan ikinci güç Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi. Radikal İslamcı grupların Suriye'nin geleceğinde yerleri yok. Türkiye de kaybedenler grubunda. 
 
Radikal İslamcı örgütler, halen İdlib ve El-Bab gibi yerlerde varlıklarını sürdürseler de politik olarak kaybettiler. Yani Suriye’nin geleceğinde bir yerleri yok. Türkiye'nin belirdiği Suriye politikası da fiilen başarısız kaldı, yani çöktü. 12 yıl sonra Türkiye'nin Suriye politikasını değiştirmesi yanlışlığı kabul etmesinden çok bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Yani Türkiye’de kaybedenler grubunadır. Ankara bu gerçeği görüyor. Bu nedenle Ankara, Suriye politikasının değiştirilmesinin kaçınılmaz olduğunun bilincindedir. Aksi taktirde hem bölgesel ilişkilerde hem de ilk politik dengelerde Ankara'nın çok ciddi bir şekilde zorlanacağı görünüyor. Bu bakımdan Esad ile görüşme sürecini başlatarak aslında bir nefes alma hamlesi olarak değerlendirilebilir
 
AKP'nin Esad ile görüşmede öne sürdüğü şartın Kuzey ve Doğu Suriye’deki yapının tasfiyesi olduğu belirtiliyor. 
 
Türkiye, geçmişte Esad'ın önüne onlarca talep koyuyordu. Ancak gelinen aşamada Türkiye'nin bütün şartları bir kenara bırakıp sadece bir konuda Şam rejiminden güvence almak istiyor. Bu da Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan yapının tasfiye edilmesidir. Eğer bu konuda Şam rejiminden bir güvence alırsa Suriye'nin genelinden çekilip bütün sınırları önce Rusya’ya sonra da Şam'a teslim edecektir. Türkiye'nin Ortadoğu stratejisinde her şey var ama Kürtlerin politik, toplumsal ve kültürel bir statü elde etmesi yok. Çünkü Suriye'de iktidar gücü olan Baas Partinin aşamalı bir şekilde Kürtlerle özerklik statüsünü konuşacağı ve Rusya'nın da bu yönlü ciddi teşvikleri olduğu biliniyor. Önümüzdeki süreçte Suriye'de federatif yapıyı oluşturan bir anayasanın kabul görmesinin kimseyi şaşırtmayacağı gibi buna yönelik bazı hazırlıkların yapıldığı biliniyor.
 
 
Türkiye, Suriye'de Kürtlerin elde ettiği statünün tasfiye edilmesi için bütün olanakları kullanacağı açıktır. Bunu başarabilir mi? Başaramayacağı çok açıktır. Bu nedenle iktidarın Kürtlerle diplomatik ilişki kurması Ankara’nın çıkarlarına daha uygundur.
 
İşte Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de belediye seçimlerinin dahi yapılmasına karşı çıkması ve bunu engellemek için bütün diplomatik ve politik gücünü kullanması, Özerk Yönetimin Esad rejimi tarafından kabul edilmesi kaygısıdır. Bu nedenle Suriye'deki Kürt sorununun Türkiye'nin bir iç sorunu olarak görülmesi bir tesadüf olmayıp, aynı zamanda bir realite oluşturuyor. Çünkü Irak'tan sonra Suriye'de de Kürtleri kapsayan federatif bir yapının kabulü, Türkiye'nin Kürt sorunu ile çok daha kapsamlı bir şekilde yüzleşmesine yol açacaktır. Bu süreci engelleyebilmek için Suriye'de Kürtlerin elde ettiği statünün tasfiye edilmesi için bütün olanakları kullanacağı açıktır. Bunu başarabilir mi? Başaramayacağı çok açıktır. Bu nedenle iktidarın, Suriye’de Kürtlerin politik-toplumsal gerçeğini kabul ederek diplomatik ilişki kurması Ankara’nın çıkarlarına daha uygundur.
 
Ankara’nın belki de bu düzeydeki son operasyonu olacaktır. Burada beklenilen sonucu alır veya alamaz; hem Irak’ı hem de Suriye’yi terk etmek zorunda kalacaktır. Bölgesel denklem hızla değişiyor. Her iki ülkede güçlerini tutmaktan ısrar etme süreci tamamladı. Kürtlerin bölgesel tasfiyesi konusunda ısrarcı olsa da, Irak ve Suriye’de bu şart üzerinden bir anlaşma sağlamak istese de, beklenilen sonucu alması zor olacak. Çünkü kararı, Ankara’nın dayatmaları değil, iki ülkenin iç dinamikleri verecektir. Her iki ülke de Kürtler için geri dönülmeyen bir süreç işliyor ve bu daha bir üst aşamaya geçecektir. Ankara, Kürtlerin tasfiyesi üzerinden yürüttüğü politikayı bırakmalı ve Kürtlerle politik-diplomatik ilişki kurarak kendisine alan açmalıdır.
 
MA / Selman Güzelyüz

Diğer başlıklar

06/07/2025
23:02 Festival, konser ve stand-upla sürdü
22:17 'Sürecin yürütücü Öcalan'dır, ona güvenimiz sonsuzdur'
21:02 'Zarok Ma 4 yılda 3 bini aşkın çocuğa eğitim verdi'
20:32 KESK: Tek adam rejimi bundan böyle halk karşısında bulacak
20:16 Gazeteci Soykan serbest bırakıldı
20:15 Abdullah Öcalan: Yeni bir aşamaya geçiyoruz
19:38 Gençlik örgütleri 'Suruç için, Kadri Bağdu için adalet' istedi
19:11 Aslı Aydemir'in tutuklanmasına tepki: Derhal serbest bırakın
18:43 'Kürtçeye statü' paneli düzenlendi
18:06 'Eğitim demokratik topluma sistemine uygun olarak güncellenmeli'
17:33 Özel'in erken seçim çağrısına AKP'den yanıt: Vakti gelince yenilenir
17:17 Şiddet failinin bekçi olduğu ortaya çıktı
17:07 Gençlik çalıştayı: Demokratik Modernite özgürleşmektir
16:55 Êlih’te erkek şiddeti
16:49 7 ayda 3 bin 181 yangın çıktı
16:01 DEM Parti’den CHP’ye ziyaret: Operasyon kayyım anlayışının devamıdır
15:22 DEM Parti İmralı Heyeti yarın Erdoğan ile görüşecek
15:06 Tülay Hatimoğulları’ndan CHP’ye ziyaret
14:58 İmralı Heyeti'nin Abdullah Öcalan ile görüşmesi sona erdi
14:43 DEM Parti MYK sona erdi
13:58 Gabar Dağı'ndaki yangın söndürüldü
13:31 Çocuk çalıştayı: Anadil toplumun temelidir
13:14 AKP’nin eski ilçe başkanı yangın çıkarttığı iddiasıyla tutuklandı
13:12 Tûşba'da yangın
13:04 DEM Parti MYK olağanüstü toplandı
12:28 Gençler çalıştayda buluştu: Demokratik toplum inşasına öncülük edeceğiz
12:23 Tülay Hatimoğulları CHP’yi ziyaret edecek
12:12 Gazeteci lehine zaman aşımından düşen dava yeniden görülecek
12:10 Husiler: İsrail havalimanına saldırı düzenledik
12:09 Süleymaniye'ye uçuş yasağı uzatıldı
11:46 Pakistan'da bina çöktü: 27 ölü
10:53 Şirnex'te erkek şiddeti
10:48 MKG: 7 kadın gazeteci gözaltına alındı, 2’si tutuklandı
10:35 ABD'de sel: 43 ölü, 20 çocuk kayıp
10:05 DEM Parti heyeti İmralı'ya doğru yola çıktı
09:44 JINNEWS Haziran ayı çetelesi: 19 kadın ve 1 çocuk katledildi
09:13 Bankaların haciz tehdidi yurttaşları zorluyor
09:13 Tedavi edilmeyen tutsak gözünü kaybetti
09:12 Efrîn'de Kürtlerin mülklerini ‘gasp etme’ komitesi kuruldu!
09:11 Aleviler kendi hakikatini belgeliyor
09:06 Djemila Benhabib: Öcalan ile görüşmek, tartışmak istiyorum
09:05 Gimgim’de köyler hizmet bekliyor
09:03 Pazarda veresiye defterlerinde boş sayfa kalmadı
09:02 Dünyanın gözü kulağı PKK'de: Hangi parti ve örgütler takip edecek?
09:01 Kürtçeye statü talebi: Süreçte aktif rol oynayabiliriz
09:00 06 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:50 Jin Dergi ‘Kadınlar, İnanç ve Yüzleşme’ başlığıyla yayında
05/07/2025
22:55 Tetwan'daki festival konserlerle sürüyor
22:48 Muhittin Böcek tutuklandı
22:29 3 ilçedeki yangınlar kontrol altına alındı
22:14 Gazze'de katledilenlerin sayısı 57 bin 338’e çıktı
22:09 Pirsûs'ta katledilenler için Tuzluçayır'da yürüyüş
21:55 Özel'den Erdoğan'a istifa çağrısı
21:46 Birçok kentte 'süreç' temalı buluşma: Halk somut adım bekliyor
21:19 İngiltere Dışişleri Bakanı Lammy'den Şam’a ziyaret
21:14 Muhittin Böcek'e tutuklama talebi
20:40 CHP PM yarın olağanüstü toplanacak
20:06 Serra Bucak: Belediye başkanlarının yeri cezaevi değildir
19:46 Gabar Dağı’nda yeniden yangın çıktı
19:42 Kürtçe, Süryanice ve Ermenice kurslardan mezun olanlar belgelerini aldı
19:27 Muhittin Böcek adliyeye sevk edildi
19:22 Aydınlar barışı tartıştı: Direnenin direnenle dayanışma düzeyi düşük
19:11 Ege Denizi'nde 3,9 büyüklüğünde deprem
19:08 AKP’li Çelik'ten Özel'e yanıt
18:50 Emek ve Demokrasi Güçleri: Başkanları serbest bırakın
18:45 Deprem Bilimci Görür’den uyarı
18:18 Gazeteci Timur Soykan gözaltına alındı
18:16 'Kültürel soykırım' paneli: Köklerimize dönmeliyiz
18:08 İHD: Yangına geç müdahale ihlallere yol açtı
18:01 Bakırhan: Hukukun olmadığı bir sistem kimseye kazandırmaz
17:53 Aydın’da bir kadın katledildi
17:48 Bakan Tunç CHP’ye operasyonları eleştirenleri hedef aldı
17:43 Licê’deki yangın kontrol altına alındı
17:31 DEM Parti olağanüstü toplanıyor
17:27 Wan’da halk buluşmaları: Daha büyük bir mücadele başlıyor
17:14 Gözaltındaki Zeydan Karalar halkı belediye önüne çağırdı
17:07 Güney Kürdistan Ulusal Kürt Kadın Birliği Platformu deklare edildi
16:35 Çocuk çalıştayında deneyimler paylaşıldı: Modelimizi oluşturmalıyız
16:16 'Hêviyên Hunerê' sergisi açıldı
16:13 Özgür Özel: Bu savaş ilanı demokratik siyasete açılmıştır
16:03 KHK eylemi 137'nci haftasında: Barışın önü işe iadelerle açılır
15:44 Sabahat Tuncel: 8 Temmuz’da Ankara’da buluşalım
15:39 DEM Parti'den Semsûr Belediyesi'ne dayanışma ziyareti
15:37 Amedspor yeni sezon formalarını tanıttı
15:21 Dörtyol yangınında son durum
15:16 Muratpaşa'da aynı yerde ikinci yangın
15:12 Licê kırsalında yangın
15:10 Antalya Arkeoloji Müzesi yıkılacak
14:58 Adana Büyükşehir Belediyesi önünde gözaltı protestosu
14:44 Silivri açıklarında 4,1 büyüklüğünde deprem
14:36 Ağır hasta tutsaklar Aktaş ve Gurban'ın tahliyesini istediler
14:19 Çocuk çalıştayında anadilde eğitime vurgu
14:09 İki kentte gençlik çalıştayı: Üzerimize düşeni yapacağız
13:58 Erdoğan'dan 'süreç' açıklaması: Titizlikle çalışıyoruz
12:56 Hatay'da deprem
12:56 Bakırhan'dan operasyonlara tepki: Antidemokratik uygulamalardan vazgeçin
12:51 Cumartesi Anneleri: Vedat Aydın dosyasında cezasızlığa son verin
12:26 CHP'nin Kurtulmuş ile yapacağı komisyon görüşmesi ertelendi
12:17 DEM Parti, Semsûr ve Adana belediyelerini ziyaret edecek
12:15 Hatay’da yangın kısmen kontrol altına alındı
12:01 Kayıp yakınları: Vedat Aydın’ın faillerini açığa çıkarın
11:32 CHP MYK'si olağanüstü toplandı
11:18 Eş genel başkanlar: Bu operasyonlar çözümün yolunu tıkıyor
11:11 Gençlik çalıştayında Ortadoğu'daki krizler ve çözümler tartışılacak
11:07 DEM Parti’den önemli bilgilendirme: İsim bildirin
10:44 Gabar’da binlerce ağaç küle döndü
10:03 DEM Parti'den İzBB tepkisi: Barış umuduna zarar veriyor
09:49 Köylüler nöbette: Yasa geri çekilene kadar mücadele edeceğiz
09:17 Hastane sevki 15 defa engellenen tutsağa alzeheimer tanısı konuldu
09:12 AYM'den Kader Ortakaya kararı: Yaşam hakkı ihlal edildi
09:07 İzol Davası yeniden görülecek: Avukatlardan 'tutuklama' başvurusu
09:06 Asgari ücrete ara zam tartışmaları: Birleşik mücadeleyle yol alabiliriz
09:06 Uytun davası 16 yıldır sürüyor: Asker cezalandırılmadı, gaz fişeği bulunmadı
09:05 AKP'li Nasıroğlu'nun şirketi Sisê'yi talan ediyor
09:04 Helikopterden atılan Şiban’a verilen ceza onandı
09:03 ‘Tehlikeli’ gemi söküm için Aliağa'da
09:02 Suavi: Sanat barışla özgürleşir
09:01 Amed’de düzenlenecek gençlik çalıştayına davet
09:00 05 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:47 Belediye başkanı tutuklanmıştı: Vekili de gözaltına alındı
08:21 Dörtyol'da orman yangını: Bin 870 kişi tahliye edildi
08:02 CHP'li belediyelere operasyon: Karalar, Tutdere ve Böcek gözaltında
04/07/2025
22:52 Kürdistan ve Türkiye'de demokrasiyi sağlamalıyız'
21:06 Bakırhan'dan Soyer'in tutuklanmasına tepki: Derhal serbest bırakılmalı
20:31 Munzur Festivali çağrısı: Sanatçıların katılımı topluma güç verecektir
19:57 Zeytinlik yasasına karşı nöbette olan köylülere dayanışma ziyareti
19:44 Eskişehir'de madden aramaya ÇED olumlu kararı
19:33 KESK üyesi KHK'lilerin işlerine iadesi istendi
18:53 Omerya'daki yangın kontrol altına alındı
18:40 Yangından zarar görenlerle dayanışmaya valilik engeli iddiası
18:27 İhraç istemiyle disipline sevk edilen Jiyan Ormanlı'nın istifası istendi
18:07 Tunç Soyer ve CHP İl Başkanı Aslanoğlu tutuklandı
18:01 Pınar Bayrak'ı katleden Ziya Ecer’e ağırlaştırılmış müebbet
17:35 Pınar Bulunmaz davasında yine tutuklama çıkmadı
17:06 Diploma iptalini protesto eden öğrenci serbest
16:54 Tetwan’da ‘İnsan hakları ve barış’ paneli düzenlendi
16:34 Eskişehirliler Cengiz Holding'in maden projesine karşı eylemde
16:33 Buca ve Ödemiş’te yangın: Yerleşim yerleri boşaltıldı
16:10 Manavgat Belediye Başkanı gözaltına alındı
15:59 İstanbul'da 'Demokratik Toplum Çalıştayı' düzenlenecek
15:59 Xeceri'deki GES projesi iptal
15:41 İmamoğlu hakkında 'sahte diploma' iddianamesi
15:39 Gundik Festivali'ne itiraz: Fikriyatı başka yöne evrildi
15:31 ‘Öcalan’ın çağrısı Ortadoğu’yu istikrara kavuşturabilir’
15:24 ATK'den hasta tutsak Güler için ‘hayatını yalnız idame ettiremez' raporu
15:21 İnsan hakları sempozyumunda 'ortak mücadele' vurgusu
15:13 Defterdeki Kürtçe şarkılardan dolayı hücre cezası verildi
14:49 2 yıl 1 ay hapis cezasının gerekçesi: Öcalan'a 'PKK Lideri' demek!
14:39 DBP Agirî’de yeni yönetimini belirledi
14:29 Hindistan'da sel ve heyelan: 69 ölü, 110 yaralı