Peköz: Ankara’nın stratejisinde Hewlêr dahil Kürtlere yer yok

img
ANKARA - Siyaset bilimci Mustafa Peköz, Ankara'nın bölgesel stratejisinde Hewlêr dahil Kürtlere yer olmadığını söyledi. Peköz, değişen denklemler nedeniyle Türkiye'nin Irak ve Suriye’yi terk etmek zorunda kalacağını belirtti. 
 
Türkiye’nin 2021 yılının Nisan ayından bu yana Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Metîna, Zap, Xakurkê, Avaşîn, Bradost ve Heftanîn bölgelerine yönelik havadan ve karadan saldırıları sürüyor. KDP destekli saldırılar, Temmuz ayı itibariyle farklı bir boyuta evrildi. Türkiye, günlerdir Duhok'un Amêdiye ilçe kırsalına askeri sevkiyat gerçekleştirerek, bölgeyi yoğun bir şekilde bombalıyor. Birçok köy saldırılar nedeniyle boşaltıldı. Ayrıca köylere giden yollarda kontrol noktaları kuruldu. Irak merkezi hükümetinin sessiz kaldığı saldırıların önümüzdeki günlerde daha da genişletileceği öngörülüyor. 
 
Siyaset bilimci Dr. Mustafa Peköz, bölgedeki son gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Yeni saldırılar, Esad ile yakınlaşma çabaları ve Ortadoğu ülkelerine dönük verilen "barışçıl" mesajlar... Türkiye'nin Ortadoğu politikasında bir değişikliğe gittiği şeklinde yorumlanıyor. Katılır mısınız? 
 
Türkiye’nin Ortadoğu merkezli bölgesel politikasının başarısız kaldığı, belirlenen stratejik hedeflerinin hemen hemen hiç birinin gerçekleşmediği görülüyor. Özellikle son 12 yıldır devam eden bölgesel politikasının özü, sadece bölgesel güç olma değil, esasen ülkenin fiziki sınırlarının geliştirilmesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin Suriye stratejisini belirlenirken "Ya büyüyeceğiz ya küçüleceğiz" demişti. Bu yaklaşım aynı zamanda dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun belirlediği ‘strateji derinlik’ politikası ile de uyumluydu. Böylelikle Türkiye sınırsal olarak küçülemeyeceğine göre büyütülmesi gerekiyordu. Bir başka ifadeyle Suriye’nin iç krizi gerekçe gösterilip, defacto bir durum yaratılarak Suriye topraklarının bir kısmı fiilen ilhakı hedeflenmişti.
 
 
Ankara'nın Irak ve Suriye politikaları başarısız oldu. Oluşturduğu politikalardan sessizce vazgeçti. Çünkü bölgesel ilişkiler hızla değişmeye başladı. Bu nedenle bölgesel ilişkilerden izole olmak istemedi. 
 
Gelinen aşamada Ankara’nın Libya, Doğu Akdeniz, Irak, Suriye politikaları esasen başarısız kaldı. Bu alanları dair oluşturduğu politikalardan ‘sessizce’ vazgeçti. Örneğin nerede ‘Mavi Vatan’ stratejisi. Kimse konuşuyor mu? Libya konusu Ankara’nın gündeminde olduğunu kim söyleyebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012 yılında en geç 6 ay içerisinde “Şam'da Emevi Camii'nde namaz kılacağı” demişti. Şimdi Esad ile görüşmek için bütün yolları deniyor. Türkiye zorunluluktan politika değişikliğine gidiyor. Çünkü bölgesel ilişkiler hızla değişmeye başladı. Bu nedenle bölgesel ilişkilerden izole olmak istemeyen Ankara, Suriye politikasını değiştirmeye başladı. Zorunlu ve kaçınılmaz bir durumdur. Ankara, yeni bir politik denklem oluştururken ve kendisine yeni bir alan oluşturmaya çalışırken Suriye'deki güç dengelerine göre gerçekçi bir strateji oluşturmaktan halen oldukça uzaktır.
 
Türkiye, Federe Kurdistan Bölgesi'ndeki saldırılarını genişletti. Erdoğan’ın NATO Zirvesi’nde de bu saldırılara destek aldığı belirtiliyor. Böylesi bir durum söz konusu mu?
 
Ankara’nın Kürdistan Bölgesi Yönetimi sınırları içerisinde başlattığı askeri operasyon, uluslararası alanda da tartışılmaya başlandı. Bu nedenle Washington’da NATO zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın arka plan diplomasisindeki en önemli gündem maddesinin Ankara’nın Irak sınırları içerisinde başlattığı operasyona politik destek olduğu kamuoyuna yansıdı. ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Matthew Miller'in ‘Ankara, Bağdat ve Hewlêr ile koordinasyon sağlanmalıdır’ uyarısı yapması, ayrıca Bağdat’ın ‘Yeşil ışık yakılmadı’ uyarısı dikkat çekti. Washington "sınırları belirlenmiş” bir operasyona onay verileceği konusunda Türk Dışişleri Bakanı’nı uyardıklarını belirtiliyor. ABD, Türkiye’nin bölgede yapacağı askeri operasyonlarla ‘bölgede kalıcılaşmak’ gibi bir planı hiç bir şekilde düşünmemeleri ve bu yönlü girişimlere yönelmemeleri konusunda uyardığı belirtilmektedir.
 
Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı operasyonda ABD’yi hesaba katmadan hareket etmesinin askeri ve politik riskleri tahmin edilenden fazla olacaktır. Erdoğan’ın NATO’nun Rusya ve Çin’e karşı belirlediği yeni dönem askeri stratejiye onay vermesinin karşılığında, IKBY sınırları içerisinde yürütülen operasyona ‘üst düzeyde destek vermeleri’ talebi karşılık bulmadığı söylenebilir. Şu noktanın unutulmaması gerekir; Türkiye, NATO üyesi bir ülke. Bu nedenle NATO’nun özellikle de ABD’nin Türkiye’nin operasyonlarına açıktan tutum alması veya önlemler alması beklenemez. Böyle bir beklenti de son derece yanlış olur. Gerçekçi olmaz. Ancak Erdoğan’ın Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi Yönetimi sınırlarında başlattığı operasyon için NATO’dan açık destek alamadığını söyleyebiliriz.
 
Temmuz ayı itibariyle başlatılan yeni saldırıları göz önünde bulundurduğumuzda Bağdat'tan Ankara'ya yeşil ışık yakıldığını söyleyebilir miyiz?  
 
Bağdat yönetimi, Türkiye'nin PKK'ye yönelik başlattığı operasyonun uzun vadede Irak’ın çıkarlarına hizmet edeceğini biliyor. 'Medya Savunma Alanları' olarak tanımlanan bölgelerde, PKK’nin askeri güçlerinin etkisizleştirilmesi ya da buradaki kontrolünü kaybetmesi hiç şüphesiz ki Bağdat’ın işine geldiği açıktır. Bağdat'ın PKK’yi ‘terörist’ görmemesine rağmen son dönemlerde yaptığı açıklamalar dikkat çekicidir. Örneğin PKK'nin ormanları yaktığına yönelik ileri sürülen iddialar, esasen PKK'ye yönelik operasyonlara dolaylı bir meşruluk bir zemin hazırlama çabasıdır. Bu nedenle yüksek tonda bir tepki göstermemekle birlikte gelişmelerden rahatsız olmaya başladığı söylenebilir. Hatta Dışişleri Bakanlıkları ve istihbarat birimleri arasında ciddi bir koordinasyonun olduğu belirtiliyor. Bu nedenle Bağdat’ın onay vermesiyle, Ankara’nın onay aldığı algıları nispeten birbirinden farklıdır.
 
Bağdat yönetimi sürece nasıl bakıyor?
 
Bağdat yönetimi, PKK’nin bölgedeki askeri gücünden esasen rahatsız ancak bugünkü koşullarda PKK ile bir çatışmaya girmek istemediği açık. Bu nedenle Ankara'nın başlattığı sınırları belirlenmiş bir operasyonu açıktan olmasa da desteklediği anlaşılıyor. Ancak ‘sınırsız' bir operasyona karşı olduğunu ve bu konuda bir uzlaşmanın sağlanmadığına dair yapılan açıklamalar sorunun giderek ciddileştiğini gösteriyor. Asaib Ehli Hak Hareketi Şii Lideri Qeys El- Xezali; “Türk ordusu tüm Irak topraklarından çekilmeli”  açıklaması ciddi bir etki yarattı. Çünkü Şii toplumunun önemli bir kesimi, Türkiye’nin askeri operasyonuna karşı çıkıyor. Irak Başbakanı Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’ni toplayıp gerekli değerlendirmeyi yaptıktan sonra Ulusal Güvenlik Danışmanı Qasım Ereci başkanlığındaki bir heyeti Hewlêr’e gönderdi. Gelen bilgiler çerçevesinde bir durum değerlendirmesi yapılacağı açıklandı.
 
 
Bağdat'ın açıklamaları ve Ankara'nın çabaları sorunun politik bir krize dönüşmeye başladığını gösteriyor. Türkiye'nin kalıcılaşma niyeti Bağdat tarafından kabul görmeyecektir. 
 
Bağdat'ın operasyona sınırlı bir destek verdiğini ve bunun belirlenen sürede tamamlanması gerektiğine ilişkin diplomatik kanallarla yaptığı açıklama ile Ankara’nın operasyon alanını genişletme çabaları, sorunun politik bir krize dönüşmeye başladığını gösteriyor. Ankara'nın, bugünden yaklaşık 30 kilometre derinlikte bir alan kontrolü sağlamaya çalışması ve bölgede kalıcılaşmaya yönelik niyetleri, Bağdat tarafından kabul görmeyecektir. Bu nedenle Bağdat'ın askeri ve politik yetkililerinin arka arkaya yaptığı açıklamalar, Türkiye'ye bir uyarı niteliğinde olduğu söylenebilir.
 
KDP'nin Ankara'ya verdiği destek çokça tartışılan konuların başında geliyor. Buna dair neler söylersiniz? 
 
Türkiye'nin bu operasyonu Erbil yönetiminin aktif desteği ile yürüttüğü, askeri birliklerini Duhok ve Erbil üzerinden çatışma alanlarına sevk ettiği görülüyor. Bazı geçişlerde Türk askeri araçlara Kürdistan bayrağı arması takıldığı ve belirli yerleşim bölgelerin boşaltılması için pêşmergenin devreye sokulduğu belirtiliyor. Bu nedenle Türkiye, Bağdat'tan çok Erbil yönetimi ile hareket etmeye özel bir önem veriyor. Çünkü her dediğini yaptırma şansına sahiptir.
 
Erbil yönetimi, özellikle Barzaniler, Ankara’nın operasyonuna dahil olmadıklarını sıklıkla dile getirmelerine rağmen kimse bu tür açıklamalara inanmıyor. Halkın tepkisini çekmesine ve Amêdiyê gibi bazı bölgelerde protesto eylemleri başlamasına rağmen Erbil yönetiminin Ankara'ya sınırsız askeri ve lojistik desteğin verilmesinin bir nedeni de ‘Medya Savunma Alanları’ olarak tanımlanan bölgelerde PKK'nin askeri güçlerinin çıkartılarak kendilerine teslim edilmesi arzusudur. Ancak Ankara, bölgeyi PKK’nin askeri güçlerinden arındırabilirse, peşmergeye değil Bağdat askeri güçlerine teslim etmesi çok daha yüksek bir olasılıktır. Çünkü Ankara’nın bölgesel stratejisinde Erbil dahil Kürtlerin yeri yok.
 
Barzanilerin Ankara’ya desteğinin altında başka ne gibi nedenler olabilir? 
 
Barzanilerin Türkiye’de çok ciddi düzeyde ekonomik yatırımları bulunuyor. Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan bir haberde, Barzanilere ait -gıda, inşaat, tarım, lojistik ve akaryakıt alanında- 400’den fazla firmanın olduğu belirtilmişti. Türkiye’de kurdukları şirketlerin ortakları genellikle iktidara çok yakın kişilerdir. Barzani ailesinin 50 milyar dolarlık bir servetinin olduğu ve bunun ciddiye alınabilir bir kısmının da Türkiye’de yatırıma dönüştürüldüğü sıklıkla dile getirilir. Bu nedenle Ankara ile kopması çok zor olan çıkar birliği bulunuyor.
 
 
Barzanilerin Türkiye'de çok ciddi ekonomik yatırımları bulunuyor. Bu nedenle Ankara ile kopması çok zor. Diğer sorun ise Barzanilerin kendi aralarındaki iç iktidar çatışmasıdır. Türkiye ile olan ilişkiler Barzaniler için son derece önemlidir. 
 
Diğer sorun ise Barzanilerin kendi aralarındaki, yani Erbil’deki iç iktidar çatışmasıdır. Yani Erbil’in Ankara’yı çok yoğun olarak desteklemesinin bir başka boyutu da Barzaniler arasındaki iktidar savaşıdır. Baba-oğul Mesut-Mesrur Barzani ile yeğeni ve aynı zamanda damadı Neçirvan Barzani arasında iktidar rekabeti olduğu biliniyor. Türkiye ile olan ekonomik ve askeri ilişkiler, Barzaniler için son derece önemlidir. Bu nedenle hem Mesut-Mesrur hem de Neçirvan, Ankara’nın askeri operasyonuna aktif destek vermeleri, iç iktidar çatışmasıyla da ilişkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye’nin başlattığı operasyonda beklenilen sonuç alınmadığında Erbil’deki iç iktidar çatışması beklenilenden çok daha hızlı ve karmaşık hale gelebileceğini söyleyebiliriz. Başarısızlıkta Barzaniler kendi içinde birbirlerini suçlamaları kimseye şaşırtıcı gelmemelidir.
 
Türkiye yeni saldırılarla hedeflerine ulaşabilir mi?
 
Türkiye, yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir yığınak yapmasına rağmen stratejik bir sonuç alması konusunda ciddiye alınabilir bir veri ortaya çıkmış değil. Türkiye, tank, top, helikopter, uçak, İHA ve SİHA gibi sistemlerle çok kapsamlı bir operasyon başlatmasına rağmen halen etkili bir sonuç elde edemediği belirtiliyor. Türkiye'nin bölgede hiçbir toplumsal dinamiği bulunmuyor. Çatışma alanı içerisinde olan köyleri ve mezraların boşaltılmaya başlanması aslında Türk açısından çok ciddi bir risk oluşturduğu açıktır. Bölge halkının tepkisinin artmaya başladığı, bu tepkinin Irak geneline yayılması durumunda Bağdat ve Erbil üzerindeki toplumsal baskının artacağı anlamına gelir. Bu nedenle Türkiye’nin askeri birliklerinin belirli bölgeleri kontrol altına alarak savaşın sürekliliğini sağlaması zor olduğu görülüyor.
 
Bu saldırılarda size göre esas hedef nedir? 
 
Türkiye, Metîna-Zap-Gare arasındaki bölgeleri kontrol altına alarak, hem PKK’nin etkin olduğu Şengal ve Kuzey ve Doğu Suriye ile ilişkinin kesilmesini hem de Kandil’e geçiş bölgelerini denetim altına almayı amaçlıyor. Bugüne kadar birçok defa denenen ama başarısız olan bu askeri stratejiyle yeniden sonuç alınacağı konusunda ciddi kuşkular var. Çünkü, bölgenin bütününün kontrol edilmesi için Türk askeri birliklerinin çok büyük bir güçle orada kalıcı olması gerekiyor. ABD, İran, Suudi Arabistan gibi küresel ve bölgesel güçlerin Ankara’nın bölgedeki askeri olarak kalıcı olmasına kesinlikle karşı olduklarını açıkladılar. 
 
 
Türkiye, Kandil'e geçiş bölgelerini denetim altına almayı amaçlıyor. Bugüne kadar birçok defa denenen ama başarısız olan bu askeri stratejiyle yeniden sonuç alınacağı konusunda ciddi kuşkular var.
 
Türkiye'nin başlattığı bu operasyonda hem asker ölümlerinin hem de askeri teknik ekipman kayıplarının artması, Türkiye'nin iç dinamiklerinde de sorgulanmaya başlanacaktır. Sonuçta ekonomik krize rağmen milyonlarca doların harcanıyor ve buna rağmen beklenilen sonucun alınamamasının politik faturası iktidara çıkacaktır. Ankara, arzu etmesine rağmen bölgede istediği kadar kalamayacağını biliyor. Bunun için belirli bir zaman dilimi içinde etkili sonuç alması gerekiyor. Bu nedenle hedeflediği askeri ve politik stratejisinin başarısı sanıldığı gibi kolay olmayacağı ve özellikle iktidarı çok daha fazla zorlayacağı açıktır.
 
PKK, bu süreçten nasıl etkilenir? 
 
Bölgede gelen haberlere göre PKK ile Türk ordu birlikleri arasındaki çatışmalar yoğunlaştı. Askeri uzman değilim ama PKK’nin askeri olarak alan kontrolü gibi bir stratejisi olmadığı ve daha çok hareket halindeki güçlerle, Türkiye’nin askeri güçleriyle çatışma halinde oldukları belirtiliyor. Bu nedenle Türk ordu birliklerinin PKK ile çatışmayı çok geniş bir alana yaymak zorunda kaldığı/kalacağı, bunun da ciddi güvenlik sorununa yol açacağı vurgulanıyor. Yerel kaynakların verdiği haberler dikkate alındığında PKK’nin de ‘Medya Savunma Alanları’ olarak tanımladığı bölgelerde özellikle lojistik destek bakımından zorlanacağı belirtiliyor.
 
PKK’nin yeni tip silah kullanıldığı da gündeme geldi…
 
PKK’nin askeri terminolojisine ‘hava gücü ve hava savunma sistemi’ gibi kavramları eklemesi dikkat çekmeye başladı. Bunun sahadaki yansımaları olduğu söyleniyor. Daha önce yaptığım bir değerlendirmede ‘PKK’nin yeni silah sistemleri denemesinin kimseyi şaşırtmaması gerektiğini’ belirtmiştim. Son zamanlarda basına yansıyan haberlerde bu durum çok net olarak ortaya çıktı. Birçoklarının sandığı gibi PKK, Türkiye’nin bölgede çok kapsamlı bir operasyondan sonra hızla çıkmasını istemez. Çünkü Türk ordu birlikleri ne kadar uzun süreli kalırsa, çok daha fazla kayıp verecek ve yıpranması çok daha fazla olacaktır. PKK’nin savaş stratejisi uzun süreli, hareket halindeki askeri güçlerle eylem gerçekleştirmesi üzerine kuruludur. Türk askeri birliklerinin geniş bir coğrafyaya yayılmış olması, PKK’nin saldırılarına açık hale gelmesi demektir.
 
Türkiye sadece Irak’ta değil, Suriye’de de yeni bir süreç başlatmak istiyor. Bu girişime dair değerlendirmeniz ne olur? 
 
Türkiye’nin Suriye politikası başarısız oldu ve yeniden bir arayışa girdi. Bugün politik realite Esad’ın artık kalıcı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Şam, kazananlar kulübünde yer alıyor. Aynı şekilde Kürtlerin ağırlıkta olduğu Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan Özerk Yönetim kurumsallaştı ve fiilen bir devlet statüsüne ulaştı. Böylelikle Suriye'de Şam’dan sonra kazananın ikinci güç merkezinde Kürtlerin olduğu Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi oldu. 
 
 
Şam, kazananlar kulübünde. Şam'dan sonra kazanan ikinci güç Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi. Radikal İslamcı grupların Suriye'nin geleceğinde yerleri yok. Türkiye de kaybedenler grubunda. 
 
Radikal İslamcı örgütler, halen İdlib ve El-Bab gibi yerlerde varlıklarını sürdürseler de politik olarak kaybettiler. Yani Suriye’nin geleceğinde bir yerleri yok. Türkiye'nin belirdiği Suriye politikası da fiilen başarısız kaldı, yani çöktü. 12 yıl sonra Türkiye'nin Suriye politikasını değiştirmesi yanlışlığı kabul etmesinden çok bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Yani Türkiye’de kaybedenler grubunadır. Ankara bu gerçeği görüyor. Bu nedenle Ankara, Suriye politikasının değiştirilmesinin kaçınılmaz olduğunun bilincindedir. Aksi taktirde hem bölgesel ilişkilerde hem de ilk politik dengelerde Ankara'nın çok ciddi bir şekilde zorlanacağı görünüyor. Bu bakımdan Esad ile görüşme sürecini başlatarak aslında bir nefes alma hamlesi olarak değerlendirilebilir
 
AKP'nin Esad ile görüşmede öne sürdüğü şartın Kuzey ve Doğu Suriye’deki yapının tasfiyesi olduğu belirtiliyor. 
 
Türkiye, geçmişte Esad'ın önüne onlarca talep koyuyordu. Ancak gelinen aşamada Türkiye'nin bütün şartları bir kenara bırakıp sadece bir konuda Şam rejiminden güvence almak istiyor. Bu da Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan yapının tasfiye edilmesidir. Eğer bu konuda Şam rejiminden bir güvence alırsa Suriye'nin genelinden çekilip bütün sınırları önce Rusya’ya sonra da Şam'a teslim edecektir. Türkiye'nin Ortadoğu stratejisinde her şey var ama Kürtlerin politik, toplumsal ve kültürel bir statü elde etmesi yok. Çünkü Suriye'de iktidar gücü olan Baas Partinin aşamalı bir şekilde Kürtlerle özerklik statüsünü konuşacağı ve Rusya'nın da bu yönlü ciddi teşvikleri olduğu biliniyor. Önümüzdeki süreçte Suriye'de federatif yapıyı oluşturan bir anayasanın kabul görmesinin kimseyi şaşırtmayacağı gibi buna yönelik bazı hazırlıkların yapıldığı biliniyor.
 
 
Türkiye, Suriye'de Kürtlerin elde ettiği statünün tasfiye edilmesi için bütün olanakları kullanacağı açıktır. Bunu başarabilir mi? Başaramayacağı çok açıktır. Bu nedenle iktidarın Kürtlerle diplomatik ilişki kurması Ankara’nın çıkarlarına daha uygundur.
 
İşte Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de belediye seçimlerinin dahi yapılmasına karşı çıkması ve bunu engellemek için bütün diplomatik ve politik gücünü kullanması, Özerk Yönetimin Esad rejimi tarafından kabul edilmesi kaygısıdır. Bu nedenle Suriye'deki Kürt sorununun Türkiye'nin bir iç sorunu olarak görülmesi bir tesadüf olmayıp, aynı zamanda bir realite oluşturuyor. Çünkü Irak'tan sonra Suriye'de de Kürtleri kapsayan federatif bir yapının kabulü, Türkiye'nin Kürt sorunu ile çok daha kapsamlı bir şekilde yüzleşmesine yol açacaktır. Bu süreci engelleyebilmek için Suriye'de Kürtlerin elde ettiği statünün tasfiye edilmesi için bütün olanakları kullanacağı açıktır. Bunu başarabilir mi? Başaramayacağı çok açıktır. Bu nedenle iktidarın, Suriye’de Kürtlerin politik-toplumsal gerçeğini kabul ederek diplomatik ilişki kurması Ankara’nın çıkarlarına daha uygundur.
 
Ankara’nın belki de bu düzeydeki son operasyonu olacaktır. Burada beklenilen sonucu alır veya alamaz; hem Irak’ı hem de Suriye’yi terk etmek zorunda kalacaktır. Bölgesel denklem hızla değişiyor. Her iki ülkede güçlerini tutmaktan ısrar etme süreci tamamladı. Kürtlerin bölgesel tasfiyesi konusunda ısrarcı olsa da, Irak ve Suriye’de bu şart üzerinden bir anlaşma sağlamak istese de, beklenilen sonucu alması zor olacak. Çünkü kararı, Ankara’nın dayatmaları değil, iki ülkenin iç dinamikleri verecektir. Her iki ülke de Kürtler için geri dönülmeyen bir süreç işliyor ve bu daha bir üst aşamaya geçecektir. Ankara, Kürtlerin tasfiyesi üzerinden yürüttüğü politikayı bırakmalı ve Kürtlerle politik-diplomatik ilişki kurarak kendisine alan açmalıdır.
 
MA / Selman Güzelyüz

Diğer başlıklar

10:11 Arzu Yılmaz: Türkiye Şam’da, Kürtlerin etkisini azaltma noktasında başarısız oldu
10:05 Ölen işçinin kardeşi: Denetime gelen zabıtalar bir koli parfüm alıp gidiyordu
10:04 Aydın'da şüpheli kadın ölümü
10:00 Komün nedir, Kürdistan’da nasıl inşa edilir?
09:55 Türkiye Suriye’den çekilmiyor, yeni üsler hedefliyor
09:48 Pişmanlık dayatmasını kabul etmeyen tutsağın tahliyesine üçüncü engel
09:42 Amerikalı sosyolog: Öcalan'ın yeni analizi etkileyici, benzeri olmayan bir durum YENİLENDİ
09:28 İzmir'de 25 Kasım çağrısı: Kadınların tek kurtuluşu birlikte mücadele
09:26 Şeker pancarı üreticileri: Gittikçe batıyoruz
09:25 Bulancak madene teslim edildi: Yaşam alanları tehdit altında
09:20 Teşhir ve etiketleme değil, çözüm dilde ve bağ kurmada
09:17 Kolombiya’da eski FARC üyelerine yönelik saldırı: 25 ölü
09:09 Eren: Negatif barıştan pozitif barış sürecine geçilmeli
09:00 12 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:41 Bakan Güler: Düşen uçaktaki 20 asker yaşamını yitirdi
11/11/2025
23:30 Riha’da düğüne silahlı saldırı: 1 çocuk yaşamını yitirdi
23:10 Salih Muslim: Türkiye’nin 10 Mart Anlaşmasını kabul ettiğini varsayabiliriz
23:03 16 barodan CHP açıklaması: Halkın iradesini savunacağız
22:58 HTŞ, DAİŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyon’a katıldı
22:47 Mazlum Abdî'den Trump-Şara görüşmesi açıklaması
22:24 Şam güçlerinden Süveyda’ya dron saldırısı
22:12 Dilovası'ndaki iş cinayetinde 7 tutuklama
22:03 Kadınlardan Dilovası'ndaki iş cinayeti protestosu: Münferit değil katliam
21:58 CHP MYK, İBB iddianamesi gündemiyle toplandı
21:53 Başsavcılıktan CHP'ye dair haberlere ilişkin 'dezenformasyon' açıklaması
21:43 Çalışma Bakanlığı'na tepki: Patronları koruyor, işçi lehine somut bir adım yok
21:09 Pasûr'daki iş cinayetine dair 4 gözaltı
21:07 Bütçe görüşmelerinde 'ekonomi' tepkisi: Neden her gün 6 işçi yaşamını yitiriyor?
20:58 Pasûr'da yaşamını yitiren 3 işçinin cenazesi defnedildi
20:52 Öğrencilerden Rojin Kabaiş eylemi: Susmayacağız
20:32 Mûş Belediyesi'nden 'Kadın Dostu Kentler' programına ev sahipliği
20:28 'Trafik kurallarını ihlal' iddiasıyla darp edilen yurttaş gözaltına alındı
20:25 DEM Parti Eş Genel Başkanları'ndan askeri uçak kazasına dair açıklama
20:02 Dêrsim’de 16 Kasım’da yapılacak mitinge çağrı
19:59 MSB: Kaza yapan askeri uçakta 20 personel bulunuyordu
19:43 Kayıp çocuğun cenazesi bulundu
19:23 KESK'ten Dilovası ve Pasûr’daki iş cinayetlerine tepki
19:17 Yaşamını yitiren 3 HPG’linin taziyesine ziyaret
19:01 Irak seçimlerinde genel oylama sona erdi
18:52 Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında tahliye kararı
18:29 Komisyon toplantısı düşen uçak nedeniyle ertelendi
18:14 Özgür Özel’den iddianame ve kapatma istemine tepki
17:47 Pasûr'da yaşamını yitiren kişi sayısı 4'e yükseldi
17:39 MHP’li Yıldız: İmralı ziyareti her zaman gündemde
17:32 Kezban Konukçu: AKP iktidarında 40 bin işçi hayatını kaybetti
17:29 25 Kasım etkinlikleri: Barış umuduyla mücadelemizi büyütüyoruz
17:21 Gerok Ma'nın 'çocuk atölyesine' yoğun ilgi
17:16 Temel Conta işçilerinin davasında karar çıkmadı
17:15 Kurtulmuş ve siyasi parti koordinatörleri görüşmesi başladı
17:10 Elbak’ta ‘Sosin Kadın Dayanışma Merkezi’ açıldı
16:35 Lokman Ürün’ün taziyesine ziyaret: Mücadelesini yaşatacağız
16:34 Özel'den yangın açıklaması: Denetim için ayak sürüyenler var
16:33 Fabrika yangında 5 kişi daha açığa alındı
16:20 Partilerin RTÜK üyeleri yarın seçilecek
15:47 Savunma Bakanlığı: Bir kargo uçağımız düştü
15:37 Yargıtay’a CHP’nin kapatılması talebiyle başvuru
15:32 İHD: Wan'daki ajanlaştırma ihlallerini sonlandırın
15:15 İBB ‘yolsuzluk’ soruşturmasında iddianame tamamlandı
15:14 İHD: Mêrdîn’de 10 ayda 53 intihar iddiası ile şüpheli ölüm vakası yaşandı
14:45 İHD'den hasta tutsak Hatice Onaran için Meclis'teki partilere mektup
14:42 Gazeteci Perihan Sevda Erkılınç’ın davasına çağrı
14:36 YJA-Starlı Hasibe Karataş'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:35 SES'ten Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesine tepki
14:29 Yangında kurtulan işçi: Ürün yapılmıyordu, son zamanlarda yapılmaya başlandı
14:19 Pasûr’da ölü sayısı 3’e yükseldi
14:10 Emekliler: İnsanca yaşamaya yetecek maaş
13:57 Gazetecinin diyetine aykırı yemeği reddetmesi 'örgütsel tavır' kabul edildi
13:43 ‘İşçi katliamlarına karşı susmayacağız’
13:35 Sincan Cezaevi'nde tutsakların tedavileri engelleniyor
13:19 Pasûr’da köprü iskelesi çöktü: 2 işçi öldü, 4 yaralı
13:14 6 kişinin öldüğü yangınla ilgili 11 kişi adliyeye sevk edildi
12:44 Tülay Hatimoğulları: Komisyon gecikmeksizin İmralı’ya gitmeli
12:40 DEM Partili belediyeler: Kadın öncülüğünde eşit yaşamı kuracağız
12:35 İzmir'de sağanak su baskınlarına neden oldu
12:01 Kapalıçarşı soruşturması: 76 kişi gözaltında
11:37 Bahçeli: Süreçte sona yaklaşıldı
11:14 Şara ile Beyaz Saray'a giden Fidan: Pozisyonlarımızı ortaya koyduk
11:06 Numan Kurtulmuş grup başkanvekilleriyle görüşecek
10:46 İBB iddianamesi bekleniyor: Akın Gürlek açıklama yapacak
10:45 İzmir'de işçiler 3 aydır ödenmeyen hakları için eylemde
10:19 Suriye'den açıklama: QSD'nin entegrasyonu konusunda anlaşmaya varıldı
09:19 İşsizlik artışta etkili, belediyeler kayıtsız: Böyle mi mücadele edilecek?
09:13 Beylikova’da NTE’ye su var, patatese yok
09:12 Uyuşturucu artık ilkokul kapılarında: Mücadele yetersiz
09:11 'Kürtçeye statü tanınmazsa entegrasyondan bahsedilemez'
09:09 Halk sağlığı uzmanı: Barışın inşa aktörleri olmalıyız
09:08 Tekirdağ’da Kürtçe, devlet kurumlarının tehdidi altında
09:04 Araştırmacı Şilan Bingöl: Kalıcı barış için ‘ölümlerle’ yüzleşmek gerekiyor
09:03 İsrail, Filistinlilere ‘idam’ cezası getiren tasarıyı oyladı
09:00 11 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:54 Irak seçimlerinde oy verme işlemi başladı
08:14 22 kentte sağanak yağış uyarısı
08:00 Akdeniz'de 4.9 büyüklüğünde deprem
10/11/2025
23:59 Ankara'da öğrencilere polis engeli
23:58 Ekvador'da bir cezaevinde 27 tutuklu ölü bulundu
21:47 Sındırgı'da 4.9 büyüklüğünde deprem
21:44 ESP'den çağrı: Tutuklanan 13 arkadaşımızın yanında olalım
21:33 TFF, bahis oynayan bin 24 futbolcuyu açıkladı
21:27 Şara Beyaz Saray'da: Suriye'ye yönelik Sezar yaptırımları askıya alındı
20:34 ABD, Doğu Pasifik’te iki tekneyi vurdu: 6 kişi öldü
20:30 İsrail’den Lübnan’a yeni hava saldırıları
20:21 İran'da kuraklık, barajlarda su kalmadı
20:17 Kayyımın işten çıkardığı işçiler 103'üncü günde adliye önünde
20:12 Nijerya’da DAİŞ ve Boko Haram çatışması: 200 ölü
19:59 Yangından kurtulan işçi: İş güvenliği yoktu
19:53 Emin Güler tahliye edildi
19:31 Semsûr'daki istismar davasında ceza talebi
19:10 Amed ve Ankara'da yangın protestosu: Vahşet döngüsüne karşı mücadeleye çağırıyoruz
19:01 Sındırgı'da bir deprem daha
18:33 Ozan Elektronik Para A.Ş. soruşturmasında 4 tutuklama
18:26 Adana'da kadına şiddet
18:14 İnşaatta çalışan işçi sayısında rekor artış
17:56 İşçiye keyfi gözaltı
17:44 İnşaattan düşen işçi yaralandı
16:52 HDK sonuç bildirgesi: Abdullah Öcalan’ın çıkışı yeni olanaklar yaratacak
16:41 Amed’de taziyelere kitlesel ziyaret
16:23 Harmandalı çöplüğü bakanlık kararıyla yeniden açıldı!
16:22 Mûş Belediyesi 'Kadın Meclisi' kuruluşunu ilan etti
16:05 'Karakaya'nın can ve mal güvenliği tehdit altında'
16:04 İshak Tepe'nin taziyesine kitlesel ziyaret
15:47 Trump El Şara görüşmesi bu akşam yapılacak
15:41 Gazeteci Hüseyin Aykol’a solunum desteği sağlandı
15:29 Sêrt’te 25 Kasım eylem ve etkinlikleri başlatıldı
15:17 Atış Yapı firmasına kayyım atandı
14:22 CPT: Türkiye üs sayısını artırıyor
13:58 İBB soruşturması dosyasında 'tefrik' kararı
13:54 İnfaz Hakimliği: Gözlem Kurulu, pişmanlığı değerlendirecek bir makam değildir
13:47 beIN Sports binasını saldıran kişi gözaltında alındı
13:37 Demirtaş ve Mızraklı’dan gazeteci Aykol’a dayanışma mesajı
13:04 Amedspor yönetimi: Takımın motivasyonu yüksek
12:48 CHP kurultayı davasının gerekçeli kararı açıklandı
12:37 beIN Sports’a silahlı baskın
11:59 Afrika'da 970 milyon kişi temiz yemek pişiremiyor
11:40 Irak parlamento seçimleri yarın
11:37 Gar Katliamı anması 121'inci ayında: Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz
11:28 İmralı'ya sevk talebi 'tahliye erteleme' gerekçesi yapıldı
09:30 Filipinleri vuran Fung-wong Tayfunu ülkeden uzaklaştı
09:13 Hem 'eş' hem de toplum baskısına karşı mücadele ediyorlar
09:12 11'inci Yargı Paketi: Kadın hakları hedefte
09:11 Sürece rağmen ajanlaştırma dayatması sürüyor
09:11 İşte uyuşturucu rotası: 'Güvenlikli iller' başı çekiyor
09:03 Mindere dönen güreşçi: Kürtlere kapatılan alanları açmalıyız
09:02 Av. Özgökçe: Uyuşturucuya karşı komün temelli mücadele yürütülmeli
09:00 10 KASIM 2025 GÜNDEMİ
07:59 Êlih’te kavga: 2 ölü, 5 yaralı
09/11/2025
23:52 Humus’ta 2 kişi katledildi
23:15 Ankara'da trafik kazası: 4 kişi yaşamını yitirdi
22:38 Yangını protesto eden 4 genç tutuklandı
22:14 Mêrdîn’de şüpheli kadın ölümü
21:45 Süveydalı kadınlar kaybedilen yakınlarının akıbetini sordu