Peköz: Ankara’nın stratejisinde Hewlêr dahil Kürtlere yer yok

img
ANKARA - Siyaset bilimci Mustafa Peköz, Ankara'nın bölgesel stratejisinde Hewlêr dahil Kürtlere yer olmadığını söyledi. Peköz, değişen denklemler nedeniyle Türkiye'nin Irak ve Suriye’yi terk etmek zorunda kalacağını belirtti. 
 
Türkiye’nin 2021 yılının Nisan ayından bu yana Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Metîna, Zap, Xakurkê, Avaşîn, Bradost ve Heftanîn bölgelerine yönelik havadan ve karadan saldırıları sürüyor. KDP destekli saldırılar, Temmuz ayı itibariyle farklı bir boyuta evrildi. Türkiye, günlerdir Duhok'un Amêdiye ilçe kırsalına askeri sevkiyat gerçekleştirerek, bölgeyi yoğun bir şekilde bombalıyor. Birçok köy saldırılar nedeniyle boşaltıldı. Ayrıca köylere giden yollarda kontrol noktaları kuruldu. Irak merkezi hükümetinin sessiz kaldığı saldırıların önümüzdeki günlerde daha da genişletileceği öngörülüyor. 
 
Siyaset bilimci Dr. Mustafa Peköz, bölgedeki son gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Yeni saldırılar, Esad ile yakınlaşma çabaları ve Ortadoğu ülkelerine dönük verilen "barışçıl" mesajlar... Türkiye'nin Ortadoğu politikasında bir değişikliğe gittiği şeklinde yorumlanıyor. Katılır mısınız? 
 
Türkiye’nin Ortadoğu merkezli bölgesel politikasının başarısız kaldığı, belirlenen stratejik hedeflerinin hemen hemen hiç birinin gerçekleşmediği görülüyor. Özellikle son 12 yıldır devam eden bölgesel politikasının özü, sadece bölgesel güç olma değil, esasen ülkenin fiziki sınırlarının geliştirilmesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin Suriye stratejisini belirlenirken "Ya büyüyeceğiz ya küçüleceğiz" demişti. Bu yaklaşım aynı zamanda dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun belirlediği ‘strateji derinlik’ politikası ile de uyumluydu. Böylelikle Türkiye sınırsal olarak küçülemeyeceğine göre büyütülmesi gerekiyordu. Bir başka ifadeyle Suriye’nin iç krizi gerekçe gösterilip, defacto bir durum yaratılarak Suriye topraklarının bir kısmı fiilen ilhakı hedeflenmişti.
 
 
Ankara'nın Irak ve Suriye politikaları başarısız oldu. Oluşturduğu politikalardan sessizce vazgeçti. Çünkü bölgesel ilişkiler hızla değişmeye başladı. Bu nedenle bölgesel ilişkilerden izole olmak istemedi. 
 
Gelinen aşamada Ankara’nın Libya, Doğu Akdeniz, Irak, Suriye politikaları esasen başarısız kaldı. Bu alanları dair oluşturduğu politikalardan ‘sessizce’ vazgeçti. Örneğin nerede ‘Mavi Vatan’ stratejisi. Kimse konuşuyor mu? Libya konusu Ankara’nın gündeminde olduğunu kim söyleyebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012 yılında en geç 6 ay içerisinde “Şam'da Emevi Camii'nde namaz kılacağı” demişti. Şimdi Esad ile görüşmek için bütün yolları deniyor. Türkiye zorunluluktan politika değişikliğine gidiyor. Çünkü bölgesel ilişkiler hızla değişmeye başladı. Bu nedenle bölgesel ilişkilerden izole olmak istemeyen Ankara, Suriye politikasını değiştirmeye başladı. Zorunlu ve kaçınılmaz bir durumdur. Ankara, yeni bir politik denklem oluştururken ve kendisine yeni bir alan oluşturmaya çalışırken Suriye'deki güç dengelerine göre gerçekçi bir strateji oluşturmaktan halen oldukça uzaktır.
 
Türkiye, Federe Kurdistan Bölgesi'ndeki saldırılarını genişletti. Erdoğan’ın NATO Zirvesi’nde de bu saldırılara destek aldığı belirtiliyor. Böylesi bir durum söz konusu mu?
 
Ankara’nın Kürdistan Bölgesi Yönetimi sınırları içerisinde başlattığı askeri operasyon, uluslararası alanda da tartışılmaya başlandı. Bu nedenle Washington’da NATO zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın arka plan diplomasisindeki en önemli gündem maddesinin Ankara’nın Irak sınırları içerisinde başlattığı operasyona politik destek olduğu kamuoyuna yansıdı. ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Matthew Miller'in ‘Ankara, Bağdat ve Hewlêr ile koordinasyon sağlanmalıdır’ uyarısı yapması, ayrıca Bağdat’ın ‘Yeşil ışık yakılmadı’ uyarısı dikkat çekti. Washington "sınırları belirlenmiş” bir operasyona onay verileceği konusunda Türk Dışişleri Bakanı’nı uyardıklarını belirtiliyor. ABD, Türkiye’nin bölgede yapacağı askeri operasyonlarla ‘bölgede kalıcılaşmak’ gibi bir planı hiç bir şekilde düşünmemeleri ve bu yönlü girişimlere yönelmemeleri konusunda uyardığı belirtilmektedir.
 
Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı operasyonda ABD’yi hesaba katmadan hareket etmesinin askeri ve politik riskleri tahmin edilenden fazla olacaktır. Erdoğan’ın NATO’nun Rusya ve Çin’e karşı belirlediği yeni dönem askeri stratejiye onay vermesinin karşılığında, IKBY sınırları içerisinde yürütülen operasyona ‘üst düzeyde destek vermeleri’ talebi karşılık bulmadığı söylenebilir. Şu noktanın unutulmaması gerekir; Türkiye, NATO üyesi bir ülke. Bu nedenle NATO’nun özellikle de ABD’nin Türkiye’nin operasyonlarına açıktan tutum alması veya önlemler alması beklenemez. Böyle bir beklenti de son derece yanlış olur. Gerçekçi olmaz. Ancak Erdoğan’ın Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi Yönetimi sınırlarında başlattığı operasyon için NATO’dan açık destek alamadığını söyleyebiliriz.
 
Temmuz ayı itibariyle başlatılan yeni saldırıları göz önünde bulundurduğumuzda Bağdat'tan Ankara'ya yeşil ışık yakıldığını söyleyebilir miyiz?  
 
Bağdat yönetimi, Türkiye'nin PKK'ye yönelik başlattığı operasyonun uzun vadede Irak’ın çıkarlarına hizmet edeceğini biliyor. 'Medya Savunma Alanları' olarak tanımlanan bölgelerde, PKK’nin askeri güçlerinin etkisizleştirilmesi ya da buradaki kontrolünü kaybetmesi hiç şüphesiz ki Bağdat’ın işine geldiği açıktır. Bağdat'ın PKK’yi ‘terörist’ görmemesine rağmen son dönemlerde yaptığı açıklamalar dikkat çekicidir. Örneğin PKK'nin ormanları yaktığına yönelik ileri sürülen iddialar, esasen PKK'ye yönelik operasyonlara dolaylı bir meşruluk bir zemin hazırlama çabasıdır. Bu nedenle yüksek tonda bir tepki göstermemekle birlikte gelişmelerden rahatsız olmaya başladığı söylenebilir. Hatta Dışişleri Bakanlıkları ve istihbarat birimleri arasında ciddi bir koordinasyonun olduğu belirtiliyor. Bu nedenle Bağdat’ın onay vermesiyle, Ankara’nın onay aldığı algıları nispeten birbirinden farklıdır.
 
Bağdat yönetimi sürece nasıl bakıyor?
 
Bağdat yönetimi, PKK’nin bölgedeki askeri gücünden esasen rahatsız ancak bugünkü koşullarda PKK ile bir çatışmaya girmek istemediği açık. Bu nedenle Ankara'nın başlattığı sınırları belirlenmiş bir operasyonu açıktan olmasa da desteklediği anlaşılıyor. Ancak ‘sınırsız' bir operasyona karşı olduğunu ve bu konuda bir uzlaşmanın sağlanmadığına dair yapılan açıklamalar sorunun giderek ciddileştiğini gösteriyor. Asaib Ehli Hak Hareketi Şii Lideri Qeys El- Xezali; “Türk ordusu tüm Irak topraklarından çekilmeli”  açıklaması ciddi bir etki yarattı. Çünkü Şii toplumunun önemli bir kesimi, Türkiye’nin askeri operasyonuna karşı çıkıyor. Irak Başbakanı Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’ni toplayıp gerekli değerlendirmeyi yaptıktan sonra Ulusal Güvenlik Danışmanı Qasım Ereci başkanlığındaki bir heyeti Hewlêr’e gönderdi. Gelen bilgiler çerçevesinde bir durum değerlendirmesi yapılacağı açıklandı.
 
 
Bağdat'ın açıklamaları ve Ankara'nın çabaları sorunun politik bir krize dönüşmeye başladığını gösteriyor. Türkiye'nin kalıcılaşma niyeti Bağdat tarafından kabul görmeyecektir. 
 
Bağdat'ın operasyona sınırlı bir destek verdiğini ve bunun belirlenen sürede tamamlanması gerektiğine ilişkin diplomatik kanallarla yaptığı açıklama ile Ankara’nın operasyon alanını genişletme çabaları, sorunun politik bir krize dönüşmeye başladığını gösteriyor. Ankara'nın, bugünden yaklaşık 30 kilometre derinlikte bir alan kontrolü sağlamaya çalışması ve bölgede kalıcılaşmaya yönelik niyetleri, Bağdat tarafından kabul görmeyecektir. Bu nedenle Bağdat'ın askeri ve politik yetkililerinin arka arkaya yaptığı açıklamalar, Türkiye'ye bir uyarı niteliğinde olduğu söylenebilir.
 
KDP'nin Ankara'ya verdiği destek çokça tartışılan konuların başında geliyor. Buna dair neler söylersiniz? 
 
Türkiye'nin bu operasyonu Erbil yönetiminin aktif desteği ile yürüttüğü, askeri birliklerini Duhok ve Erbil üzerinden çatışma alanlarına sevk ettiği görülüyor. Bazı geçişlerde Türk askeri araçlara Kürdistan bayrağı arması takıldığı ve belirli yerleşim bölgelerin boşaltılması için pêşmergenin devreye sokulduğu belirtiliyor. Bu nedenle Türkiye, Bağdat'tan çok Erbil yönetimi ile hareket etmeye özel bir önem veriyor. Çünkü her dediğini yaptırma şansına sahiptir.
 
Erbil yönetimi, özellikle Barzaniler, Ankara’nın operasyonuna dahil olmadıklarını sıklıkla dile getirmelerine rağmen kimse bu tür açıklamalara inanmıyor. Halkın tepkisini çekmesine ve Amêdiyê gibi bazı bölgelerde protesto eylemleri başlamasına rağmen Erbil yönetiminin Ankara'ya sınırsız askeri ve lojistik desteğin verilmesinin bir nedeni de ‘Medya Savunma Alanları’ olarak tanımlanan bölgelerde PKK'nin askeri güçlerinin çıkartılarak kendilerine teslim edilmesi arzusudur. Ancak Ankara, bölgeyi PKK’nin askeri güçlerinden arındırabilirse, peşmergeye değil Bağdat askeri güçlerine teslim etmesi çok daha yüksek bir olasılıktır. Çünkü Ankara’nın bölgesel stratejisinde Erbil dahil Kürtlerin yeri yok.
 
Barzanilerin Ankara’ya desteğinin altında başka ne gibi nedenler olabilir? 
 
Barzanilerin Türkiye’de çok ciddi düzeyde ekonomik yatırımları bulunuyor. Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan bir haberde, Barzanilere ait -gıda, inşaat, tarım, lojistik ve akaryakıt alanında- 400’den fazla firmanın olduğu belirtilmişti. Türkiye’de kurdukları şirketlerin ortakları genellikle iktidara çok yakın kişilerdir. Barzani ailesinin 50 milyar dolarlık bir servetinin olduğu ve bunun ciddiye alınabilir bir kısmının da Türkiye’de yatırıma dönüştürüldüğü sıklıkla dile getirilir. Bu nedenle Ankara ile kopması çok zor olan çıkar birliği bulunuyor.
 
 
Barzanilerin Türkiye'de çok ciddi ekonomik yatırımları bulunuyor. Bu nedenle Ankara ile kopması çok zor. Diğer sorun ise Barzanilerin kendi aralarındaki iç iktidar çatışmasıdır. Türkiye ile olan ilişkiler Barzaniler için son derece önemlidir. 
 
Diğer sorun ise Barzanilerin kendi aralarındaki, yani Erbil’deki iç iktidar çatışmasıdır. Yani Erbil’in Ankara’yı çok yoğun olarak desteklemesinin bir başka boyutu da Barzaniler arasındaki iktidar savaşıdır. Baba-oğul Mesut-Mesrur Barzani ile yeğeni ve aynı zamanda damadı Neçirvan Barzani arasında iktidar rekabeti olduğu biliniyor. Türkiye ile olan ekonomik ve askeri ilişkiler, Barzaniler için son derece önemlidir. Bu nedenle hem Mesut-Mesrur hem de Neçirvan, Ankara’nın askeri operasyonuna aktif destek vermeleri, iç iktidar çatışmasıyla da ilişkili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkiye’nin başlattığı operasyonda beklenilen sonuç alınmadığında Erbil’deki iç iktidar çatışması beklenilenden çok daha hızlı ve karmaşık hale gelebileceğini söyleyebiliriz. Başarısızlıkta Barzaniler kendi içinde birbirlerini suçlamaları kimseye şaşırtıcı gelmemelidir.
 
Türkiye yeni saldırılarla hedeflerine ulaşabilir mi?
 
Türkiye, yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir yığınak yapmasına rağmen stratejik bir sonuç alması konusunda ciddiye alınabilir bir veri ortaya çıkmış değil. Türkiye, tank, top, helikopter, uçak, İHA ve SİHA gibi sistemlerle çok kapsamlı bir operasyon başlatmasına rağmen halen etkili bir sonuç elde edemediği belirtiliyor. Türkiye'nin bölgede hiçbir toplumsal dinamiği bulunmuyor. Çatışma alanı içerisinde olan köyleri ve mezraların boşaltılmaya başlanması aslında Türk açısından çok ciddi bir risk oluşturduğu açıktır. Bölge halkının tepkisinin artmaya başladığı, bu tepkinin Irak geneline yayılması durumunda Bağdat ve Erbil üzerindeki toplumsal baskının artacağı anlamına gelir. Bu nedenle Türkiye’nin askeri birliklerinin belirli bölgeleri kontrol altına alarak savaşın sürekliliğini sağlaması zor olduğu görülüyor.
 
Bu saldırılarda size göre esas hedef nedir? 
 
Türkiye, Metîna-Zap-Gare arasındaki bölgeleri kontrol altına alarak, hem PKK’nin etkin olduğu Şengal ve Kuzey ve Doğu Suriye ile ilişkinin kesilmesini hem de Kandil’e geçiş bölgelerini denetim altına almayı amaçlıyor. Bugüne kadar birçok defa denenen ama başarısız olan bu askeri stratejiyle yeniden sonuç alınacağı konusunda ciddi kuşkular var. Çünkü, bölgenin bütününün kontrol edilmesi için Türk askeri birliklerinin çok büyük bir güçle orada kalıcı olması gerekiyor. ABD, İran, Suudi Arabistan gibi küresel ve bölgesel güçlerin Ankara’nın bölgedeki askeri olarak kalıcı olmasına kesinlikle karşı olduklarını açıkladılar. 
 
 
Türkiye, Kandil'e geçiş bölgelerini denetim altına almayı amaçlıyor. Bugüne kadar birçok defa denenen ama başarısız olan bu askeri stratejiyle yeniden sonuç alınacağı konusunda ciddi kuşkular var.
 
Türkiye'nin başlattığı bu operasyonda hem asker ölümlerinin hem de askeri teknik ekipman kayıplarının artması, Türkiye'nin iç dinamiklerinde de sorgulanmaya başlanacaktır. Sonuçta ekonomik krize rağmen milyonlarca doların harcanıyor ve buna rağmen beklenilen sonucun alınamamasının politik faturası iktidara çıkacaktır. Ankara, arzu etmesine rağmen bölgede istediği kadar kalamayacağını biliyor. Bunun için belirli bir zaman dilimi içinde etkili sonuç alması gerekiyor. Bu nedenle hedeflediği askeri ve politik stratejisinin başarısı sanıldığı gibi kolay olmayacağı ve özellikle iktidarı çok daha fazla zorlayacağı açıktır.
 
PKK, bu süreçten nasıl etkilenir? 
 
Bölgede gelen haberlere göre PKK ile Türk ordu birlikleri arasındaki çatışmalar yoğunlaştı. Askeri uzman değilim ama PKK’nin askeri olarak alan kontrolü gibi bir stratejisi olmadığı ve daha çok hareket halindeki güçlerle, Türkiye’nin askeri güçleriyle çatışma halinde oldukları belirtiliyor. Bu nedenle Türk ordu birliklerinin PKK ile çatışmayı çok geniş bir alana yaymak zorunda kaldığı/kalacağı, bunun da ciddi güvenlik sorununa yol açacağı vurgulanıyor. Yerel kaynakların verdiği haberler dikkate alındığında PKK’nin de ‘Medya Savunma Alanları’ olarak tanımladığı bölgelerde özellikle lojistik destek bakımından zorlanacağı belirtiliyor.
 
PKK’nin yeni tip silah kullanıldığı da gündeme geldi…
 
PKK’nin askeri terminolojisine ‘hava gücü ve hava savunma sistemi’ gibi kavramları eklemesi dikkat çekmeye başladı. Bunun sahadaki yansımaları olduğu söyleniyor. Daha önce yaptığım bir değerlendirmede ‘PKK’nin yeni silah sistemleri denemesinin kimseyi şaşırtmaması gerektiğini’ belirtmiştim. Son zamanlarda basına yansıyan haberlerde bu durum çok net olarak ortaya çıktı. Birçoklarının sandığı gibi PKK, Türkiye’nin bölgede çok kapsamlı bir operasyondan sonra hızla çıkmasını istemez. Çünkü Türk ordu birlikleri ne kadar uzun süreli kalırsa, çok daha fazla kayıp verecek ve yıpranması çok daha fazla olacaktır. PKK’nin savaş stratejisi uzun süreli, hareket halindeki askeri güçlerle eylem gerçekleştirmesi üzerine kuruludur. Türk askeri birliklerinin geniş bir coğrafyaya yayılmış olması, PKK’nin saldırılarına açık hale gelmesi demektir.
 
Türkiye sadece Irak’ta değil, Suriye’de de yeni bir süreç başlatmak istiyor. Bu girişime dair değerlendirmeniz ne olur? 
 
Türkiye’nin Suriye politikası başarısız oldu ve yeniden bir arayışa girdi. Bugün politik realite Esad’ın artık kalıcı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Şam, kazananlar kulübünde yer alıyor. Aynı şekilde Kürtlerin ağırlıkta olduğu Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan Özerk Yönetim kurumsallaştı ve fiilen bir devlet statüsüne ulaştı. Böylelikle Suriye'de Şam’dan sonra kazananın ikinci güç merkezinde Kürtlerin olduğu Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi oldu. 
 
 
Şam, kazananlar kulübünde. Şam'dan sonra kazanan ikinci güç Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi. Radikal İslamcı grupların Suriye'nin geleceğinde yerleri yok. Türkiye de kaybedenler grubunda. 
 
Radikal İslamcı örgütler, halen İdlib ve El-Bab gibi yerlerde varlıklarını sürdürseler de politik olarak kaybettiler. Yani Suriye’nin geleceğinde bir yerleri yok. Türkiye'nin belirdiği Suriye politikası da fiilen başarısız kaldı, yani çöktü. 12 yıl sonra Türkiye'nin Suriye politikasını değiştirmesi yanlışlığı kabul etmesinden çok bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Yani Türkiye’de kaybedenler grubunadır. Ankara bu gerçeği görüyor. Bu nedenle Ankara, Suriye politikasının değiştirilmesinin kaçınılmaz olduğunun bilincindedir. Aksi taktirde hem bölgesel ilişkilerde hem de ilk politik dengelerde Ankara'nın çok ciddi bir şekilde zorlanacağı görünüyor. Bu bakımdan Esad ile görüşme sürecini başlatarak aslında bir nefes alma hamlesi olarak değerlendirilebilir
 
AKP'nin Esad ile görüşmede öne sürdüğü şartın Kuzey ve Doğu Suriye’deki yapının tasfiyesi olduğu belirtiliyor. 
 
Türkiye, geçmişte Esad'ın önüne onlarca talep koyuyordu. Ancak gelinen aşamada Türkiye'nin bütün şartları bir kenara bırakıp sadece bir konuda Şam rejiminden güvence almak istiyor. Bu da Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan yapının tasfiye edilmesidir. Eğer bu konuda Şam rejiminden bir güvence alırsa Suriye'nin genelinden çekilip bütün sınırları önce Rusya’ya sonra da Şam'a teslim edecektir. Türkiye'nin Ortadoğu stratejisinde her şey var ama Kürtlerin politik, toplumsal ve kültürel bir statü elde etmesi yok. Çünkü Suriye'de iktidar gücü olan Baas Partinin aşamalı bir şekilde Kürtlerle özerklik statüsünü konuşacağı ve Rusya'nın da bu yönlü ciddi teşvikleri olduğu biliniyor. Önümüzdeki süreçte Suriye'de federatif yapıyı oluşturan bir anayasanın kabul görmesinin kimseyi şaşırtmayacağı gibi buna yönelik bazı hazırlıkların yapıldığı biliniyor.
 
 
Türkiye, Suriye'de Kürtlerin elde ettiği statünün tasfiye edilmesi için bütün olanakları kullanacağı açıktır. Bunu başarabilir mi? Başaramayacağı çok açıktır. Bu nedenle iktidarın Kürtlerle diplomatik ilişki kurması Ankara’nın çıkarlarına daha uygundur.
 
İşte Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de belediye seçimlerinin dahi yapılmasına karşı çıkması ve bunu engellemek için bütün diplomatik ve politik gücünü kullanması, Özerk Yönetimin Esad rejimi tarafından kabul edilmesi kaygısıdır. Bu nedenle Suriye'deki Kürt sorununun Türkiye'nin bir iç sorunu olarak görülmesi bir tesadüf olmayıp, aynı zamanda bir realite oluşturuyor. Çünkü Irak'tan sonra Suriye'de de Kürtleri kapsayan federatif bir yapının kabulü, Türkiye'nin Kürt sorunu ile çok daha kapsamlı bir şekilde yüzleşmesine yol açacaktır. Bu süreci engelleyebilmek için Suriye'de Kürtlerin elde ettiği statünün tasfiye edilmesi için bütün olanakları kullanacağı açıktır. Bunu başarabilir mi? Başaramayacağı çok açıktır. Bu nedenle iktidarın, Suriye’de Kürtlerin politik-toplumsal gerçeğini kabul ederek diplomatik ilişki kurması Ankara’nın çıkarlarına daha uygundur.
 
Ankara’nın belki de bu düzeydeki son operasyonu olacaktır. Burada beklenilen sonucu alır veya alamaz; hem Irak’ı hem de Suriye’yi terk etmek zorunda kalacaktır. Bölgesel denklem hızla değişiyor. Her iki ülkede güçlerini tutmaktan ısrar etme süreci tamamladı. Kürtlerin bölgesel tasfiyesi konusunda ısrarcı olsa da, Irak ve Suriye’de bu şart üzerinden bir anlaşma sağlamak istese de, beklenilen sonucu alması zor olacak. Çünkü kararı, Ankara’nın dayatmaları değil, iki ülkenin iç dinamikleri verecektir. Her iki ülke de Kürtler için geri dönülmeyen bir süreç işliyor ve bu daha bir üst aşamaya geçecektir. Ankara, Kürtlerin tasfiyesi üzerinden yürüttüğü politikayı bırakmalı ve Kürtlerle politik-diplomatik ilişki kurarak kendisine alan açmalıdır.
 
MA / Selman Güzelyüz

Diğer başlıklar

13:27 ÖHD'li Bilice'nin ilk duruşması yarın görülecek
13:25 Naci Görür: Fay enerji biriktiriyor, dikkatli olmak lazım
13:03 İstanbul'da art arda 3 deprem SON DAKİKA
12:55 Mahkemeden Trump'ın medya kuruluşlarını kapatma kararına durdurma emri
12:53 Kayyım 23 Nisan'da çocukları ağlattı!
12:52 İstanbul'da deprem
12:14 DEM Parti yarın Bakan Tunç'la görüşecek: Masada hangi konular var?
12:03 Kürtçe sözlük 'örgütsel' sayılmıştı: AYM’den ihlal kararı
11:35 Hasta tutsak Çam'ın infazının ertelenmesi için başvuru
10:41 DEM Parti MYK'si toplandı
10:17 AKP’li başkan ‘husumet’ gerekçesiyle hizmeti kesti!
09:50 'Çekilme' iddiaları ve dengeler
09:20 Şirnex Belediyesi'nde şişirilmiş fatura vurgunu
09:07 'Proje okul atamaları şeffaf, denetlenebilir olmalı'
09:06 Alevilerin talebi: Eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü ve barış
09:05 Kadınlardan 'sezeryan' tepkisi: Yönetmeliği geri çekin
09:04 Koyunlarını satıp yolcular için han inşa etti
09:03 Ölümlerin ve ihlallerin gölgesinde 23 Nisan
09:01 Bir oğlunu yitirdi, bir oğlu PKK'de: Tek taraflı barış olmaz
09:00 23 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
22/04/2025
23:24 HDK, DEM Parti ve HDP heyeti Hewlêr’de temaslarını sürdürüyor
22:48 Kayıp kadının cenazesi bulundu
21:28 İsrail’in saldırılarında 30 kişi hayatını kaybetti
21:13 Hindistan'da silahlı saldırı: 20 turist yaşamını yitirdi
21:10 ABD'de yönetimin kapatma kararı aldığı medya kuruluşu çalışanlarından eylem
21:07 Eskişehir’de 3 öğrenci gözaltına alındı
20:46 'Barış' forumunda tarihi fırsatın yakalandığı vurgulandı
20:27 AKP’li belediyenin onarmadığı yolu köylüler yaptı
20:12 Ankara Kadın Platformu: Dr. Ayşe Uğurlu'nun yanındayız
20:02 DEM Partili kadınlar İzmir’de 1 Mayıs çalışmasına başladı
19:56 DEM Parti ve Adalet Bakanı görüşmesinin günü netleşti
19:49 Katar ve Mısır, Gazze'deki savaş için yeni formül önerdi
19:09 Amed’deki bahar şenliğine 7 bin çocuk katıldı
18:45 Önder’in tutsak arkadaşlarından 'geçmiş olsun' mesajı
18:28 İskeleden düşen inşaat işçisi Remzi Çar yaşamını yitirdİ
18:16 DAKAP: Bedenimize yönelik tahakkümü kabul etmiyoruz
17:52 Wan’daki kazada 7 kişi hayatını kaybetti
17:44 Ali İsmail Korkmaz’ın portresi okuduğu fakültenin duvarında
17:17 Silopiya’da ‘Dünden bugüne Kürt basını’ konulu panel
17:10 Özel: Falyalı ile Soylu arasındaki ilişkiyi biliyoruz
16:37 Gülistan Doku dosyasındaki deliller yeniden incelemeye alındı
16:30 Gülsün Tan için taziye
16:22 Kaymakamlıktan 'Orhan Doğan Barış Parkı' ismine ret
16:10 Önder’in tedavisi 7'nci gününde: Baro ve farklı çevrelerden ziyaret
15:57 Foçalılardan belediyeye sosyal tesis tepkisi
15:37 Mezopotamya Tarım ve Hayvancılık Fuarı başladı
15:36 İzmir'de 2 belediyede iş bırakma eylemi
15:06 Gazeteci Rabia Önver ifade verdi
14:55 Yeni Yaşam davası ertelendi
14:52 Tahliye edilen Özge Özbek'e coşkulu karşılama
14:29 Bakırhan: Artık önemli ve yeni gelişmeler olsun
13:54 Çocuğa sistematik tecavüz davasında beraat
13:28 Amed'de Kürt Gazeteciler Günü etkinliği
13:12 Birçok kentte 'Barış ve Demokratik Toplum' startı
13:04 Eşbaşkanlar Şedal ve Zeydan beraat etti
12:51 Gazeteci Gök’ün yurt dışı yasağı yine kaldırılmadı
12:44 Bakırhan'dan Öcalan mesajı: Sürece ivme kazandıracak gelişmeler yaşanmalı
12:36 Çelik'in cenazesi 6 yıl sonra ailesine verildi
12:34 DEM Parti’den Kürt Gazeteciler Günü açıklaması
12:17 Şişli Belediyesi'ne kayyım atamasının iptali için dava açıldı
12:09 Kalp krizi geçiren tutsak Çam cezaevine geri gönderildi
12:08 Nimet Tanrıkulu davasına 'birleşme' ertelemesi
12:07 Tutsak Uysal: Tekli hücreye alındık
12:06 10. Amed Tiyatro Festivali başlıyor
11:51 Wan’da şüpheli kadın ölümü
11:47 Haber-Sen'den 'İHS' talepleri
11:31 Mazlûm Ebdî: Ulusal konferans 26 Nisan’da gerçekleştirilecek
10:56 Maden ocağı 22 kat büyütülmek isteniyor
10:20 Avukatlardan İmralı başvurusu
10:02 Gezer: Artık herkes soruyor; Kürt nerede?
09:47 Balıkesir'de şüpheli kadın ölümü
09:46 Tişrîn'de taraflar uzlaşmaya yakın
09:37 Ölümle sonuçlanan ihmalin görüntüsü ortaya çıktı
09:33 Hesandin'de yaşam tehdit altında
09:30 Kürt Gazeteciler Günü: 127 yıllık direnişin mirasçılarıyız
09:17 ‘Kadının bedenine değil şiddete müdahale edilsin’
09:14 Yurttaşlar çözüm için Meclis'i işaret ediyor
09:13 Hasta tutsağın tahliyesi 6 ay daha ertelendi
09:12 Erdoğmuş: Barış ve demokrasi mücadelesi Kürtlerin omuzlarına yüklenmemeli
09:10 AYM kararına rağmen tahliye edilmiyor
09:09 'Kuyu tipi' cezaevlerine karşı açlık grevi eylemi
09:08 Bağımsız tiyatrolara 'boykot' etkisi: Linçe maruz kaldık
09:07 Berwarî: Silahlı gruplar sorunu çözülmezse Irak zarar görecek
09:07 Ailesinden 6 kişiyi çatışmalarda yitirdi: Devlet samimiyse adım atmalı
09:05 Çoban Pazarı’nda sıkı pazarlık
09:00 22 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
21/04/2025
23:50 Hamid Hüseyinnejad Heydaranlu idam edildi
23:25 CHP’li eski belediye başkanına ev hapsi
23:18 Hol Kampı’ndaki operasyonda bir DAİŞ’li yakalandı
23:08 BM: İsrail 50 gündür Gazze'ye yardım girişini engelliyor
22:27 ESP ve SGDF’li tutsaklar tecride karşı açlık grevine başladı
22:17 DEM Parti’den Önder’e: Haydi Sırrı Abi bu mücadeleyi de kazan
22:04 DEDAŞ Mêrdîn’de çiftçilerin trafolarına el koydu
21:33 Agirî’de halk toplantıları: Mücadeleye sahip çıkalım
21:25 Kadınlar yasağa karşı eylemde: 2025 aile yılı değil mücadele yılı
20:49 BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen'e yine ev hapsi!
20:40 Kütahya'da 4.3 büyüklüğünde deprem
20:21 Özge Özbek tedavi için tahliye edildi
20:11 Ömer Çelik’ten ‘süreç’ açıklaması: Bu ay yeni gelişmeler olabilir
19:52 Alevi katliamına karşı insan zincirine katılım çağrısı
19:11 Öcalan’dan Önder'e mesaj: Ona bağlılığın gereği barış çabasını pratikleştirmekten geçer
18:20 Binlerce TÜPRAŞ işçisi iş bıraktı
18:08 ‘Çocuk Bahar Şenliği’ne yoğun ilgi
18:01 DEM Parti İmralı Heyeti hastanede açıklama yapacak
17:52 Şirnex’te 1 Mayıs startı verildi
17:28 Kayseri’de erkek şiddeti
17:08 Yazar Mehmet Serhat Polatsoy tutuklandı
17:06 Rojhilatlı tutukludan haber alınamıyor
17:03 DEM Parti'den ertelenen görüşme için Adalet Bakanlığı'na başvuru
16:06 Barış Annesi Sakine Arat için mevlit
16:05 CHP'den 'küfür' başvurusu
15:56 DEM Parti'den Ahmet Türk açıklaması
15:42 DEM Parti heyeti İmralı'dan döndü
15:35 Amed’de 'Öğretmenime Dokunma' eylemine engel
14:39 Polisin tehdit ettiği gazeteciden İHD’ye başvuru
14:34 Ali İsmail Korkmaz pankartına tahammülsüzlük
13:47 HDK, DBP ve DEM Parti heyeti Hewlêr’de
13:13 Avukatlardan Kozağaçlı’nın tutuklanmasına tepki
12:41 DEM Parti artan 'intihar' olayları için araştırma önergesi verdi
12:06 Hastaneden açıklama: Önder’in hayati tehlikesi sürüyor
11:51 Papa Francis hayatını kaybetti
11:46 'Rojava: Ortadoğu Rönesansı' kitabı çıktı
11:33 Xakûrkê'de patlama: 3 korucu yaralandı
11:32 Tutsak yakınlarına çıplak arama Adalet Bakanlığı’na soruldu
11:21 Amed'de mera alanına GES
10:32 Ekrem İmamoğlu 'diploma' ifadesi verecek
10:19 DEM Parti heyeti İmralı'ya gitti
09:51 Gözü görmüyor, kolu yok: AİHM kararına rağmen tahliye edilmiyor
09:30 Abdullah Öcalan: Sosyal muhalefet boşluğunu demokratik sosyalizmle dolduracağız
09:06 Kalp krizi geçiren tutsak Çam için bakanlığa başvuru
09:04 Sorunların tespiti için kapı kapı çalışma
09:03 Çiftçinin zararı büyük
09:03 Kuraklık yayla yolculuğunu geciktirdi
09:02 ÖHD'li Bozkurt: Türkiye 'umut hakkı' kararına uymak zorunda
09:00 Küçükbalaban: Çözüm isteniyorsa ivedilikle düzenleme yapılmalı
09:00 21 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
20/04/2025
23:24 Husiler, ABD'nin Yemen'de kara harekatına hazırlandığını duyurdu
22:26 Avrupa’daki Kürt gazetecilerden kolektif kurma kararı
21:25 Almanya Büyükelçiliği, Özerk Yönetimle bir araya geldi
20:33 Amedspor taraftarı hastane karşısına pankart astı: Diren Sırrı Abe
20:23 Amed Mali Müşavirler Grubu eşbaşkan adayları tanıtıldı
19:52 Suruç Katliamı 117'nci ayında: Hesap soracağız
18:24 Önder’in kardeşi: Kalbin sağ tarafında kasılmalar başladı
18:14 GES tehdidi altındaki mahalleye ziyaret
18:08 Yılmaz Erdoğan'dan, Önder'e ziyaret: Türkiye’nin ona ihtiyacı var
16:48 78’liler Girişimi: Barışı esas alan gelişmeleri destekliyoruz
16:16 Süryanilerden Paskalya kutlaması
16:00 Hasta tutsak Çam için tahliye çağrısı
15:49 Önder’in tedavi gördüğü hastaneye ziyaretler sürüyor
15:35 Hesandin'de önce maden şimdi askeri üs talanı