Bütçeye şerh: Alternatif model demokratik modernitedir

img

ANKARA - 2025 bütçesine şerh düşen DEM Parti, savaş bütçesinin ekonomik, sosyal ve sosyal gibi pek çok alanda krizi derinleştirdiğini belirterek, krizlere karşı alternatifin demokratik modernite olduğu kaydedildi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Meclis’e sunulan ve Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlanan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne muhalefet şerhi düştü.
 
Çok sayıda başlık altında hazırlanan 214 sayfalık şerhte,  dünyada meydana gelen gelişmelere de dikkat çekildi. Krizlerin büyüdüğü ve savaş ritminin de artığı belirtilen şerhte, bu nedenle yer kürenin adeta sallantıya girdi kaydedildi. Şerhte, Ulus-devlet modeline ve çizilen sınırlara da dikkat çekilerek, bu kurgunun başta Kürtler olmak üzere Ortadoğu’da kaosun önünü açtığı ifade edildi.
 
3’ÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI BAŞLADI
 
3’üncü Dünya Savaşı tartışmalarının da konu edildiği şerhte, savaşın başladığı ve bunun en açık göstergesinin ise Rusya-Ukrayna arasında yaşananlar olduğu kaydedildi. Ukrayna’ya savaşın büyütülmesi kapsamında 40 milyar doların daha verileceği ve bu durumun da gelecek dönemde savaşın daha da kızışacağı anlamına geldiği ifade edilen şerhte, “Ukrayna özelinde bir gerçeğin daha altını çizmekte fayda var. Bu savaş, ABD’nin NATO üzerinden Avrupa’ya en somut müdahalesi kabul edilebilir. Yaşanan şey bir Rusya-Ukrayna savaşı değil, aslında Rusya-NATO savaşıdır. Diğer taraftan Çin de Rusya’ya destek veren ülke olarak hedefe konuluyor. ABD’nin hedefi Çin ve enerji yolları yanı sıra yeni ittifak ve stratejiler ile Çin’in önünü kesmeye çalışıyor. Küresel siyaset, birçok önemli gelişme ve dinamikle şekilleniyor. Dünya siyaseti, ABD’nin geleneksel liderliği altında tek kutuplu bir yapının yerine giderek çok kutuplu bir sisteme doğru eviriliyor. Ortadoğu da bu ilişki bağlamında dizayn ediliyor ve savaş da bir araç olarak kullanılıyor. Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde yaşanan gelişmeler İsrail’in 7 Ekim’de Hamas’a oradan Lübnan’a ve Suriye’ye yönelik saldırılarından bağımsız değildir” denildi. 
 
BÜYÜK FIRSAT VE RİSKLER 
 
Yaşanan bu gelişmelerin Kürtler için hem büyük bir siyasi fırsat hem de büyük bir risk teşkil etme ihtimalinin olduğu belirtilerek, “Ortadoğu’da tarihsel olarak Kürt coğrafyası olarak tarif edilen coğrafya enerji hatları ve doğal kaynakların taşınmasında çok önemli bir rol oynuyor. Bu bölge coğrafi konumu ve petrol, doğalgaz gibi zengin doğal kaynakları nedeniyle büyük stratejik öneme sahiptir. Statüsü olmayan en büyük topluluk olarak Ortadoğu’da tüm dengeleri değiştirme potansiyeli Kürtlerdir. İran’da en ufak bir istikrarsızlıkta, Suriye’de olası yeni değişim ve dönüşümde ve tabii ki Irak’ta Kürtlerin tutumu belirleyici olacaktır. Türkiye’deki krizlerin kökeninde de başat bir mesele olarak demokratik ve barışçı bir çözüme kavuşamamış Kürt meselesi vardır. Türkiye’nin Suriye’deki en önemli sorunu Kürtlerin kazandıkları ulusal, siyasal, toplumsal ve kültürel haklardır. Türkiye Kürtlerin bu yönlü haklar kazanmasını kendisi için bir tehdit, hatta bir beka sorunu olarak gördüğünü açıktan ifade ediyor. Kürtlerin Suriye’de statü ve haklar elde etmemesi son derece önemli bir eşik olarak kabul edilmiş durumda. Şu anki Suriye politikasının temeli de böyledir. Bu nedenle Suriye politikası çıkmaza girince, Kürt kazanımlarını tasfiye etme temelinde Suriye Devleti ile anlaşma politikası geleneksel anlayış olarak öne çıkmaktadır. Bu anlayışın yansıması olarak Kürtlere yönelik güvenlikçi politikalar, Ortadoğu’da siyasal, toplumsal, ekonomik, kültürel olarak ciddi sorunlar yaratıyor” ifadelerine yer verildi.
 
ALTERNATİF MODEL: DEMOKRATİK MODERNİTE
 
Yaşananlara karşı alternatif modelin demokratik modernite olduğunu kaydedilerek, “Kapitalist uygarlık güçleriyle demokratik toplumsal güçlerin tarihsel diyalektik mücadelesi, başta Rojava Devrimi olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında farklı biçim ve araçlarla devam ediyor. Bu mücadelede kapitalist moderniteye karşı Demokratik Modernite tezi halkların ve ezilenlerin gerçek devrimci karşı çıkış alternatifidir. Demokratik Modernite, tekçiliğe karşı demokratik ulusun, cinsiyetçiliğe karşı kadın özgürlükçü paradigmanın, emeğin sömürüsü ve sınırsız sermaye birikimine karşı tekel karşıtı demokratik ekonominin, din istismarcılığına karşı inanç özgürlüğünün, endüstriyalizme- doğa talanına ve türcülüğe karşı özgürlüğün ekolojisinin, sermaye tekellerine karşı işçi sınıfının ve iktidar tekellerine karşı halkların ve ezilenlerin sistemsel karşı-hegemonya mücadelesinin adıdır” diye belirtildi. 
 
EMEK SÖMÜRÜSÜ
 
AKP-MHP’nin sürdürdüğü politikalar nedeniyle yaşanan emek sorununa da işaret edilerek, “10 milyon insan işsiz kaldı. Türkiye işgücü piyasası sistematik bir sömürü yapısı üzerine inşa edilmiştir. AKP iktidarı emek alanında kayıt dışılığın/güvencesizliğin önlenmesi, işsizliğin ve uzun süreli işsizliğin azaltılması, çocuk ve mülteci emeği sömürüsünün yasaklanması, cinsiyetçi iş bölümünün ortadan kaldırılması gibi emek sömürüsünü azaltacak politikaları özelikle uygulamamakta ve dönem dönem bu sorunları derinleştirecek müdahaleler ile sömürüyü derinleştirmektedir” ifadeleri kullanıldı.
 
KADIN YOKSULLAŞMASI
 
Şerhin devamında şu ifadelere yer verildi:“Kadın yoksulluğunun derinleşmemesinin ve kadınların işgücüne katılmalarının önündeki en önemli engellerden biri de hiç şüphesiz toplumun paylaşması gereken, evdeki bireylerin ortak sorumluluğu olan hane içi iş ve sorumlulukların neredeyse tümüyle kadınların omuzuna bırakılmış olmasıdır. Ev işlerinden kaynaklı kadınların istihdama katılım oranı erkeklerin yarısı kadar bile değildir. Yine evli ve çocuk sahibi kadınların istihdama katılım oranı bekar ve çocuk sahibi olmayan kadınlarınkinin de ancak yarısı kadardır. Bu durum kadınları kamusal alandan ve istihdamdan dışladığı gibi ekonomik olarak erkeklere bağımlı hale gelmesini, kadın yoksulluğunun kronikleşmesini ve kadınların neredeyse tüm zamanını alan ev içi emeğinin sömürülerek güvencesiz, emeklilik haklarından yoksun bir biçimde kullanılmasını devam ettirmektedir. Savaşlar, iç çatışmalar, göç, zorla yerinden ettirilme, küçük yaşta evlendirilme, düşük okuryazarlık, boşanma süreçlerinin erkeklerin lehine işlemesi gibi sayısız etmen kadınların toplumda karşı karşıya kaldıkları çok boyutlu eşitsizlik ve ayrımcılık da kadın yoksulluğunu doğuran ve derinleştiren etmenler olagelmeye devam etmektedir. 
 
EKOLOJİK TALAN
 
Yeryüzündeki her varlığı metalaştıran, insanın kendi emeğiyle birlikte doğaya ve doğadaki tüm yaşama yabancılaşmasına yol açan kapitalizmle birlikte, insanın kendi varlığını doğanın ve canlı yaşamının üzerinde gördüğü hiyerarşik ilişki derinleşmiştir. İnsanın kendisini diğer yaşam formlarının üstünde görme yanılgısının bir yansıması olarak açığa çıkan bu ilişki, bugün, dünyayı yok olmanın eşiğine getirmiştir. İnsanın doğa üzerindeki tahakkümünü güçlendiren pratik her geçen gün artmakta, gelinen noktada ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Ekosistemlerin çöküşü, iklim krizleri ve biyolojik çeşitliliğin yok olması, insanın kendini doğadan soyutlayarak kurduğu hiyerarşinin sürdürülemez olduğunun en bariz göstergeleridir.
 
BÖLGESEL EŞİTSİZLİK
 
Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı kentlere dair iktidarın güvenlikçi politikaları, krizin derinleşmesine sebep olan en önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’nin içeride ve dışarıda güvenlikçi politikaları tercih etmesi silahlanma ve güvenlik için ayrılan kaynakların miktarını arttırmış, bu da sosyal ve ekonomik harcamalar için ayrılması gereken bütçenin daralmasını beraberinde getirmiştir.  Barış, toplumsal huzuru ve refahı arttırırken güvenlikçi politikalar ve çatışma ise yoksulluk, işsizlik, sefalet, yolsuzluk, ekonomik yıkımları beraberinde getiren sonuçlara sebep olmaktadır. Ekonomik krizin, yanlış politikaların ve yöneticilerin doğurduğu borç ve faiz külfetleri emekçi, yoksul halkı giderek yoksullaştırırken, krizin faturası yüz yıldır Kürtlerin yaşadığı coğrafyalarda geri bırakılmışlık olarak yansırken halkın bütçesi güvenlikçi politikalara, silahlanmaya ve tekelleşme çabasındaki savunma sermayesine fazlasıyla aktarılmaya devam etmektedir.
 
SAVAŞ BÜTÇESİ
 
2025 yılı Bütçesinin önemli bir bölümü, savunma ve güvenlikçi harcamalara ayrılmış durumdadır. Bu pay 1 trilyon 608 milyara kadar çıkmıştır. Bu ise bütçenin toplam büyüklüğü içerisinde yüzde 11’e tekabül eden bir pay anlamına gelmektedir. Cevdet Yılmaz bütçe sunumunda, ‘Savunma sanayiinde dışa bağımlılığı asgari seviyeye düşüreceğiz. Savunma harcamaları için 913,9 milyar lira, iç güvenlik için 694,5 milyar lira ödenek öngördük. Savunma Sanayii Destekleme Fonu (SSDF) için ayrılan kaynak da dâhil edildiğinde toplamda savunma ve güvenlik sektörü için 2025 yılında 1 trilyon 608 milyar lira ödenek tahsis ediyoruz’ ifadelerine yer vermiştir. Savunmaya ayrılan bu devasa bütçe Türkiye’nin diplomasi ve barış politikalarına öncelik vermediğini ve kaynakları buraya aktarmaya devam ettiğini göstermektedir.
 
BÜTÇE HAKKI İHLAL EDİLDİ
 
2025 Bütçesi’nde halkın bütçe hakkı ihlal edilmiştir. Bütçe topluma sorulmadan, danışılmadan, toplumsal talepler dinlenmeden, toplumsal katılım olmaksızın Saray’da hazırlanmıştır. AKP-MHP iktidarı 2025 Bütçesini hazırlarken 12 bin 500 lira alan emeklilerin, 17 bin 2 liraya mahkûm edilen asgari ücretlilerin, grev yapan işçilerin, yoksulluğu daha derinden yaşayan kadınların, bugünü ve geleceği çalınan gençlerin, tarlasına gübre atamayan çiftçilerin, günü siftahsız kapatan esnafların taleplerine kulaklarını kapamıştır.
 
CAN SUYU TAŞIYACAK
 
Cumhuriyetin ilk yüzyılı, adı cumhuriyet olan ama niteliği ve karakteri itibariyle demokratikleşemeyen bir ilke etrafında örgütlenmeye çalıştı. Fakat demokrasiden her uzaklaşmada cumhuriyet ilkesinin içi boşaltıldı, karakteri oligarşik niteliklerle dolduruldu. Bu yüzyılda Kürt sorununun demokratik çözümünün anahtarı cumhuriyetin demokratik karakter kazanmasından geçmektedir. Yönetim sistemi tartışmalarının dışına taşarak rejimin demokratikleşmesi, Cumhuriyet fikrine can suyu taşıyacak, Türkiye’de bulunan tüm farklılıklar demokratik birlik temelinde Demokratik Cumhuriyet çatısına kavuşacaktır.
 
ÇÖZÜME KATKI SUNAR
 
Demokratik eğilimlerin mücadelesi ve üretimleriyle resmi tarih tezi büyük oranda çöktü, devletin zoru eliyle ayakta tutulmaya çalışılıyor. 21'inci Yüzyılda Kürt sorununun demokratik çözümünde Walter Benjamin’in dediği gibi tarih meleğinin yüzü geçmişe dönük olacak şekilde, tarihin demokratik inşasını gerçekleştirmek gerekir. Bu gereklilik demokratik birlik içinde yaşamın sigortası olacaktır. Tarihi acılara, düşmanlıklara, kurgulara değil ortak paydaları arttıran bir inşaya tabi tutmak, demokratik çözüme güçlü katkı sunacaktır. 21'inci Yüzyılda Kürt sorununun demokratik çözümünün kapılarını aralamak ve Türkiye’yi herkesin kılmanın yolu demokratik ulus tanım ve içeriğini yaşama geçirmekle mümkündür. Demokratik Türkiye ulusu, yeni yüzyılda bir arada yaşamın tılsımı olacaktır.
 
BARIŞ EKONOMİSİ KURULUR
 
Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümüyle, diğer bir deyişle barışın ekonomisiyle: Çatışmanın yıprattığı bölgelerde ekonomik faaliyetler yeniden canlanır, özellikle tarım, turizm ve sanayi sektörleri bölge halkına istihdam sağlayarak yoksullukla mücadelede öncü olur. Savunma harcamalarına ayrılan kaynaklar, eğitim ve sağlık gibi toplumsal refahı artıracak alanlara yönlendirilir. Bu durum hem ekonomik hem sosyal kalkınmayı hızlandırır. Barış, sadece ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal bir rahatlama sağlar. Halkların kardeşliği, birlikte yaşam iradesiyle pekişir, toplumsal kutuplaşma yerini ortak geleceği inşa etme bilincine bırakır.
 
Barışın ekonomik karşılığını anlamak için, çatışmanın maliyetine bakmak yeterlidir. Silahların ve mühimmatların maliyetiyle övünen bir anlayış, halkı yoksulluğa mahkûm ederken, barış ekonomisi ise kalkınmayı ve refahı, toplumsal adaleti halkın merkezine alır.
 
TÜRKİYE’Yİ KURTARIR
 
Dolayısıyla DEM Parti olarak, şiddeti ve çatışmayı esas alan bu karanlık düzeni aşmanın tek yolunun halkların eşitliğine dayalı bir barış düzeni olduğuna inanıyoruz. Adaletin konuştuğu, herkesin eşit ve özgür bir şekilde bir arada yaşadığı bir Türkiye mümkündür. Barışın getireceği refah ve toplumsal adalet, yalnızca Kürt halkının değil, tüm Türkiye’nin geleceğini aydınlatacaktır. Bugün adım atmaktan korktuğumuz her çözüm, yarının kaybıdır. Bu yüzden barışı savunmak ekonomiyi de toplumu da kurtarmaktır.
 
KAYYIMLAR KOLEKTİF CEZALANDIRMADIR
 
Kayyım atanması, halkın seçme hakkının gasp edilmesinin yanı sıra, Kürt kimliğine yönelik bir tür kolektif cezalandırma mekanizması olarak işlev görmektedir. Bu uygulama, özellikle Kürt siyasetini hedef alarak, Kürt kimliğini ve iradesini yok sayan bir yaklaşımın somut yansımasıdır. Çözüm Süreci, Kürt sorununda demokratik ve barışçı çözüm umutlarını artırmıştı. Ancak bu sürecin sona ermesiyle birlikte devletin güvenlikçi politikaları ön plana çıkmış ve kayyım rejimi söz konusu güvenlikçi/güvenlikleştirme politikaların simgesi haline gelmiştir. Kayyım uygulamaları, Kürt halkı üzerinde baskıyı artırarak Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştirmekte, toplumsal barışa yönelik umutları baltalamaktadır. Demokratik temsilin güçlendirilmesi yerine güvenlikleştirme pratiklerinin artırılması, sorunun çözümsüzlüğünü pekiştirmektedir. Bu durum, sadece Kürt halkını değil, Türkiye’deki tüm halkları, tüm yurttaşları etkileyen bir demokratik gerileme anlamına gelmektedir.
 
ÇÖZÜMÜN ANAHTARI KÜRT-TÜRK İTTİFAKINDA
 
Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü gerçekleştirilmediği sürece Türkiye’nin dış politikada basınçtan kurtulması mümkün olmayacaktır. Kürt sorunu ile Türkiye’nin dış politikası arasındaki ilişkiyi ve denklemi tersinden kuran güvenlikçi-irredantist mantığın halkların yararına olmadığı ortadadır. Kürt sorununu ve çatışmalı süreci Türkiye’nin özellikle Suriye, Irak ve Ortadoğu’ya müdahale gerekçesi için hayati görerek sorunun çözümsüzlüğünden beslenen yaklaşım defalarca iflas etmiştir ve etmeye de devam edecektir. Dış politikada Kürtleri düşman olarak görerek Kürt sorununu kendi çıkarları üzerinden araçsallaştıran ve kendisini etnik Türklük’ün çıkarlarını korumak-genişletmek üzere işleten soydaşlık mekanizması çözümsüzlük üretmektedir. Bugünkü konjonktürde hem Ortadoğu’da hem de Türkiye sınırları içinde çözümün anahtarı tarihsel Kürt-Türk ittifakının oluşturulmasıdır.”
 

Diğer başlıklar

10/12/2024
16:34 Askerlerin ablukaya aldığı köyde 9 gözaltı
16:07 Meclis önünde adalet talep ettiler
15:49 Emeklilerden kayyım politikasına tepki
15:36 Türkiye ve SMO'nun saldırılarına tepki: Bijî berxwedana Rojava
15:34 Aydın, gazeteci ve sanatçılar Êlih’e ziyaret: Kayyım politikalarına karşı çıkalım
15:18 11 ayda TİHV'e 692 işkence başvurusu
14:23 DEM Parti Eş Genel Başkanları: İnsan hakları için mücadele edeceğiz
14:17 İnsan Hakları Haftası'nda Rojava'ya saldırılar protesto edildi
13:37 Gazeteci Nazım Daştan: Demokratik yaşam umudunu yok etmek istiyorlar
13:13 Qereqozaq Köprüsü bombalandı
13:12 Rojava için yardım kampanyası: Kobanê ruhuyla hareket edelim
12:54 10 Ekim’de katledilenler anıldı: IŞİD'i besleyenler bugün başka çetelerle iş birliği yapıyor
12:44 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için yeni başvuru
12:37 Serêkaniye’de İHA düştü
12:36 İstinaf Hasret Tutal’ın katiline verilen ‘indirimli’ cezayı onadı
12:30 Mehmet Sincar davası mütalaa için ertelendi
11:47 Bakan Tunç'tan İmralı başvurusuna dair açıklama
10:51 Tişrin Barajı’nda şiddetli çatışmalar
10:44 DEM Parti’den asgari ücret önerisi: En az 35 bin TL olmalı
10:40 Ekim ayında işsizlik arttı
10:38 Farqîn’de 2 kişi darp edilerek gözaltına alındı
10:35 'Türkiye taşlar yerine oturmadan Kürt kazanımlarını tasfiye etmek istiyor'
09:23 Cezaevinde 30'un üzerinde kitap yazdı: Mücadelenin yolu edebiyattır
09:22 Efrin-Şehba Kantonu Meclis Eşbaşkanı: Bu vahşetin sonlanması için harekete geçilmeli
09:13 Wan-Erdîş karayolunda iki zincirleme kaza: 2 ölü, 45 yaralı
09:10 Meteorolojiden sağanak ve rüzgar uyarısı
09:09 ‘Aileye’ ayrılan bütçe ‘kadına’ ayrılan bütçenin 3 katı
09:07 Tarıma ayrılan bütçe çiftçinin değil şirketlerin cebine gidiyor
09:03 Şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusu
09:03 Kahvaltıların vazgeçilmezi peynir artık alınamıyor
09:00 10 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:35 Bütçeye şerh: Alternatif model demokratik modernitedir
08:14 Bayındır: Çözümün zemini ve zamanı geldi, fırsatı kaçırmayalım
07:00 Avrupa ülkeleri Suriyelilerin iltica başvurularını askıya alıyor
09/12/2024
23:46 Suriye’de eski rejime ait askeri depo ve araçlar bombalandı
23:31 Colemêrg’te polis şiddeti: Darp raporu alan gençler gözaltında
22:59 Avrupa’da saldırılar protesto edildi: Her yerde ses çıkaralım
22:19 Amedspor, sahasında 2-1 galip geldi
21:57 DAİŞ’liler SMO adıyla Minbic’e gidiyor
21:55 Bursa'da bir kadın katledildi
21:13 İnsan Hakları Haftası kapsamında konser verildi
20:47 YPJ Sözcüsü Rûken Cemal: Minbic’te tarihi bir direniş var
20:36 Erdoğan: Suriye’de yeni bir dönem başladı
20:14 İzmir'den Polonez işçilerine destek
19:30 Bakırhan’dan çağrı: Büyük fırtınaya karşı Rojava ile diyalog kurun
19:09 Til Temir'de SİHA düşürüldü
18:38 Kılıçdaroğlu trafik kazası geçirdi
18:28 El Cezire: Suriye'de başbakan Muhammed El Beşir olacak
18:20 Hatimoğulları: Parlemento Kürtlerle ortak yaşamın yollarını bulmak için çalışmalı
18:19 Kobanê’ye saldırı: 2 çocuk katledildi
18:14 Eyn Îsa saldırısında 45 Suriye askeri öldürüldü
17:27 DİSK Basın-İş: Her 4 gazeteciden biri asgari ücretle çalışıyor
17:21 Yüksekdağ’ın savunmaları kitaplaştırıldı
17:15 Şerif Gören meslektaşları tarafından uğurlandı
17:11 Genel Kurul’da bütçe görüşmeleri: Merkezi yönetimin borcu 8,8 trilyon
16:49 10 aydır belediye çalışanlarının maaş farkı ödenmiyor
16:45 Bakanlık yanıtladı: 11 ayda 709 tutuklu yaşamını yitirdi
16:11 Kayyım Êlih’te eşbaşkanların belediyeye girişini engelledi
15:52 Gergerlioğlu’da bir yılda bin 700 ihlal başvurusu
15:44 Suriye İnsan Hakları Örgütü’nden BM’ye Türkiye çağrısı
15:09 Taciz faili müftüyü tutuklama talebine ret
15:01 SİHA saldırısı: 3 kişi yaralandı
14:56 Kobanê köylerine saldırı
14:42 DEM Parti: Kuzey ve Doğu Suriye’de savaş suçu işleniyor
14:30 Eşbaşkanları ziyaret eden heyet: Bu gidişata itirazımız var
14:24 Minbic’te son durum
14:18 TEV-DEM’den ‘QSD güçlerinin yanında olalım’ çağrısı
13:49 İsrail Dışişleri Bakanı: Kürtlere yönelik saldırılar durdurulmalı
13:37 Türkiye'nin 8 yıldır hedef aldığı Minbic'te halklar direniyor
12:48 Cizîrê bölgesinin Zirgan ilçesi bombalandı: 1 yurttaş katledildi
12:38 Minbic neden hedefte?
12:07 MKG’den Kasım raporu: 38 gazeteci yargılandı
11:38 Helikopter kazası: 1’i tuğgeneral 6 asker yaşamını yitirdi
11:31 ‘Doğum uzmanı’ olmadığı için Dilan Durmuş yaşamını yitirdi
10:48 Türkiye’nin SİHA saldırısında 12 sivil katledildi
10:08 Kadınlar şiddette karşı savunma tekniklerini öğreniyor
09:32 Sadr’dan Suriye için diyalog çağrısı
09:29 KCK: Suriye’de çözüm Demokratik Ulus ile mümkündür
09:23 KNK: Rojava'nın kazanımlarının yok edilmesi Başur'un statüsünün de yok olmasıdır
09:05 Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali Mersin'de başlıyor
09:04 Sahil yoluyla büyüyen zemin sıvılaşması heyelanları arttırıyor
09:00 09 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:57 Aldar Xelîl: Türkiye’nin müdahalesi Suriye krizini derinleştiriyor
08:36 Meteoroloji'den 10 kent için sarı kodlu uyarı
08:13 Minbic Askeri Meclisi: Savunmanın ikinci aşamasına geçildi
08:05 Xwebûn ‘Rojava’yı savunmak farzdır!’ manşetiyle çıktı
08/12/2024
23:43 Özerk Yönetim’den halka ‘uyanık olun’ çağrısı
23:35 Sêrt’te hikaye ve müzik dinletisi
22:35 Erdoğan’dan KYK bursu açıklaması
21:12 TASS: Beşar Esad ve ailesi Moskova’da
20:38 Ferhat Şamî: Minbic’i işgal etmek kolay değil
20:16 Gazze’de 44 bin 708 kişi hayatını kaybetti
19:52 Kongra Star’dan tüm Suriyeli kadın örgütlerine çağrı
19:50 Mamak'ta miting: İnsanca yaşamak istiyoruz
18:50 Kuzey ve Doğu Suriye genelinde sokağa çıkma yasağı
18:46 34 siyasi parti ve kuruluştan QSD’ye destek
18:29 KCDK-E’den Minbic çağrısı: Halkımız Avrupa’da ayağa kalkmalı
18:25 TBB Başkanlığı’na yeniden Sağkan seçildi
18:01 Minbic Askeri Meclisi: Saldırılar kırıldı
17:47 Zübeyir Aydar: Büyük bir savaş olabilir, Rojava’nın sesi olmalıyız
17:32 Fabian Molina: Demokrasi ve istikrarın kalesi Rojava korunmalı
17:24 Savaş uçakları Özerk Yönetim binasını bombaladı
17:14 Hediye Tekin’in cenazesi kadınların omzunda taşındı
17:07 ‘Kurtuluş Rojava Devrimi etrafında birleşmekten geçiyor’
17:04 Rengîn Kültür Sanat Derneği açıldı
16:59 Eşbaşkan Zeydan: Gasp edilen belediyeleri halka teslim edin
16:18 DBP'den ‘Suriye'de demokratik bir yönetim’ çağrısı
16:16 İzmir’de 'Ortadoğu'da savaş ve Türkiye'ye etkileri' paneli
16:09 ‘Ortadoğu’ sempozyumu: Çözüm Önder Apo ile görüşmedir
15:17 DBP eş genel başkanları kitap fuarını ziyaret etti
15:04 Rusya’dan Esad açıklaması: Suriye'den ayrıldı
14:52 Pentagon: Suriye'de askeri varlığımızı sürdüreceğiz
14:46 MSD’den ‘Yeni Suriye’ açıklaması
14:41 Kartal’da ‘İnsanca yaşam’ mitingi: Birlikte direnecek, birlikte kazanacağız
14:20 Özerk Yönetim’den açıklama: Diyaloğa hazırız
14:09 İstanbul’da kitle Kartal Meydanı’na yürüdü
13:40 Tahliye edilen 400’e yakın aile Tebqa Kantonu’na ulaştı
13:22 DEM Parti: Geçiş yönetimi ile Suriye’deki normalleşmenin önü açılmalı
13:09 Minbic Askeri Meclisi saldırılara direniyor
12:48 Fuarda ‘Çîrokên Dengbêjan’ etkinliği
12:41 Irak, Şam Büyükelçiliği’ni tahliye etti
12:25 BM Temsilcisi Pedersen: Bugün Suriye tarihinde bir dönüm noktası
12:24 Şerif Gören yaşamını yitirdi
11:59 Türkiye Barolar Birliği yeni başkanını seçiyor
11:52 Minbic’in köylerine bombardıman
11:47 Rejimden kalan kamu binaları İç Güvenlik Güçleri’nin denetiminde
11:39 Trump’tan Beşar Esad açıklaması
11:38 Suriye lirası yüzde 42 değer kaybetti
11:12 Hewlêr’den Şam’a uçak seferleri askıya alındı
11:07 Îlham Ehmed: Despotizmin sonu yeni bir başlangıç
11:06 Basım Avadi: 2 bin Suriyeli asker Irak’a sığındı
10:57 Heyelan Karadeniz Sahil Yolu’nu ulaşıma kapattı
10:54 Jin derginin yeni sayısı çıktı
10:49 Meclis'teki bütçe görüşmeleri yarın başlıyor
10:41 Mazlum Abdi: Tarihi anlara tanıklık ediyoruz
10:11 Olağanüstü hal ilanıyla Qamişlo'da güvenlik önlemleri artırıldı
09:55 Dêrazor Askeri Meclisi: Bölgeden çekildiğimiz haberleri yalan
09:48 Resmi Suriye televizyonunda Şam hükümetinin düştüğü duyuruldu
09:08 Akademisyen Lülüfer Körükmez: Göçlere çözüm bulmamız gerek
09:08 DBP kongreye gidiyor: Öncesinde konferans ve buluşma gerçekleştirilecek
09:06 100 yıldır hizmet gitmeyen mahallelerin sorunları çözülüyor
09:05 'Kadınlar için her gün mücadele günü'
09:05 DAİŞ ve Nusra Cephesi'nden HTŞ'ye
09:03 Av. Köçeroğlu: Yeni cezaevleri sorun çözmez derinleştirir
09:02 Eren Keskin: Demokratikleşme isteniyorsa tecride karşı mücadele edilmeli
09:00 Kış ortasında el arabasıyla evlerine su taşıyorlar
09:00 08 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:45 Akademisyenler kamudaki değişim ve dönüşümü tartıştı
08:20 Özerk Yönetim olağanüstü hal ilan etti
08:15 HTŞ Şam’da kontrolü sağladı, Esad devrildi