DÊRSIM - Gülistan Doku’nun kaybedilişinin üzerinden bin 827 gün geçmesine rağmen akıbetinin öğrenilemediğini belirten Dêrsim Barosu’dan Elif Özer, “Gülistan’ın akıbetini sormak hepimizin sorumluluğudur” dedi.
Dêrsim’de Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’dan (21), 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. 4 Ocak’ta kaldığı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdundan çıkan Gülistan Doku, Hanımeli Pastanesi’ndeki işine gitti. Saat 20.00’da iş yerinden çıkan Gülistan Doku’dan bir daha haber alınamadı.
Gülistan Doku'nun şüpheli bir şekilde kaybolmasının ardından “intihar etti” iddiaları ortaya atıldı. Ancak Ağustos 2020’de “Ulusal Kriminal Büro”nun hazırladığı rapor, intihar iddiasını çürüttü. Raporda, Gülistan Doku’nun en son görüldüğü Dinar Köprüsü altındaki suda, intihar olasılığını gösterecek hareketlilik yaşanmadığına dikkat çekildi. 5 Ocak’tan itibaren yaşanan gelişmeler Gülistan Doku’nun en son görüştüğü Zaynal Abarakov ve polis olan babası Engin Yücer’i şüpheli olarak gösterse de ikisi hakkında da etkili bir soruşturma ve inceleme yürütülmedi.
Gülistan Doku’nun kaybettirilmesine dair 5 yılda yaşananları, Dêrsim Barosu Kadın Komisyonu Üyesi Avukat Elif Özer ve Munzur Özgür Öğrenci Derneği üyesi Mizgin Delal Ertürk değerlendirdi.
‘ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ’
Dêrsim Barosu Kadın Komisyonu Üyesi Avukat Elif Özer
Gülistan Doku’nun kaybedilişinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen “Gülistan’a ne oldu?” sorusunun cevabının hala bulunamadığını söyleyen Elif Özer, bunun temel sebebinin etkin bir soruşturma yürütülmemesinden kaynaklandığını belirtti. Gülistan Doku’nun kaybolduğuna dair yapılan başvurunun “intihar” olgusu üzerinden yoğunlaştığını hatırlatan Elif Özer, “Soruşturma süreci su altı ve kıyı aramalarına yoğunlaşılması ile etkinliğini yitirdi. Soruşturma süreçlerinde önemli olan, delillerin kaybolmasının ve karartılmasının önüne geçilmesi için kapsamlı ve hızlı bir şekilde delillerin toplanmasıdır. Gülistan’ın kayboluşunun intihar ihtimaliyle sınırlandırılması ve soruşturmanın bu ihtimale yoğunlaştırılması kaçırılmış olması, öldürülmüş olması gibi diğer ihtimallerin göz ardı edilmesine sebep olmuştur. Soruşturmanın bu şüphe üzerinden yürütülmesi bugün Gülistan’a ‘ne oldu’ sorusuna cevap bulamamızın başlıca sebebidir” dedi.
‘YAPTIRIMDA BULUNULMADI’
Gülistan Doku’nun en son Zaynal Abarakov ile görüştüğü ve tartıştığının görüntülerinin ortaya çıktığını anımsatan Elif Özer, “Burada ki asıl ihmal en başında yapılması gerekenlerin yapılmamasıdır. Zaynal’ın soruşturma sürecinin başında sadece ifadesinin alınıp serbest bırakılması ihmallerin başında gelmektedir. Zaynal, Gülistan’ın ailesi ve kamuoyu baskıları ile iki yıl sonra gözaltına alındı. Ancak aradan geçen iki yıl mevcut delillerin karartılmış olma ihtimalini kuvvetli kılmaktadır. Gülistan’ın kaybolmadan önce Zaynal ile bir konuşma gerçekleştirdiği kafenin güvenlik kameralarındaki görüntülerin silinmesi ciddi delil karartma iddialarından biri olmuştur. Silinen kayıtların geri getirilmesine yönelik herhangi bir teknik çalışma da yapılmamıştır. Görüntülerin silinmesine ve soruşturma sürecinin başarısızlığına etkisi olan kişi veya kişiler hakkında da delilleri karartmaktan herhangi bir yaptırım da söz konusu olmamıştır” dedi.
‘HERKESİN SORUMLULUĞU’
Gelinen aşamada Gülistan Doku’nun akıbetinin hala bilinmediğini kaydeden Elif Özer, Gülistan’ın akıbetinin sorulmasının herkesin sorumluluğunda olduğunu söyledi. Elif Özer, “Dün Gülistan, bugün Rojin ve diğer kadınların yaşam hakkı, adalet ve hukuk sisteminin etkinliği noktasında hepimizin büyük bir sınavıdır. Bu noktada hak arayışında yalnız kalan her bir kadının sesi olmak her birimizin sorumluluğundadır” diye konuştu.
‘HEPİMİZ TEDİRGİNİZ’
Munzur Özgür Öğrenci Derneği üyesi Mizgin Delal Ertürk, fail Zaynal Abarakov’un tutuklanmamasının ve Gülistan’ın hala bulunmamış olmasının kadın öğrencileri tedirgin ettiğini belirterek, “Gülistan Doku'nun 5 yıldır akıbetinin belli olmaması soruşturmanın doğru yürütülmemesi, bizler dahil bütün kadınları tedirgin ediyor. Çünkü başımıza her an her şey gelebilir. Bizim de akıbetimiz belli olmayabilir. Üniversite öğrencisi kadınların aklında sürekli bu sorular var. Kadınlar olarak bir şey yaparken tedirgin oluyoruz. Gülistan kaybolduğu andan itibaren birçok ihmal söz konusu. Gülistan kaybolduktan sonra ilk şüphelinin tartıştığı erkek olarak görülmesi gerekirken, bu şahsın telefonu aylar sonra incelendi. O süreçte etkin yürütülmeyen soruşturma hala aynı şekilde devam ediyor” diye konuştu.
‘GÜLİSTAN’IN AKIBETİNİ SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Munzur Özgür Öğrenci Derneği üyesi Mizgin Delal Ertürk
Mizgin Delal Ertürk, “Dêrsim’in her tarafı kameralarla dolu bu kadar kamera varken Gülistan bulunamadı. Bunun için hiçbir önlem alınmamasından dolayı korkuyoruz. Sesimizi duyurmaya çalıştığımızda da ses çıkaran öğrenciler olarak bastırılıyoruz. Özellikle kadınlar olarak ses çıkardığımızda gözaltına alınmak istemiyoruz. Bu korkular yüzünden birçok kadın arkadaşımız susturuluyor, bastırılıyor ve yaşadıklarını dile getiremiyor. Akşam saatlerde sokakta yürürken korku ve endişe ile yürüyoruz. Tacize uğrayan kadın arkadaşlarımız aileleriyle tehdit edildiği için susuyorlar. Bunların hepsine yurtlarda yaşadığımız için tanığız. Birçoğu uzman çavuş ve polisler tarafından tacize uğramalarına rağmen bunu teşhir etmekten korkuyor. Başıma bir şey gelir korkusu yaşıyor” dedi.
Gülistan’ Doku’nun kaybolması ardından failler yerine Gülistan’ın akıbetini soranların yargı kıskacına alındığını hatırlatan Mizgin Delal Ertürk, 5’inci yılında da Gülistan Doku’nun akıbetini sormaya devam edeceklerini belirtti.
NE OLMUŞTU?
Dêrsim’de Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’dan (21), 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdunda kalan Gülistan Doku, 4 Ocak tarihinde kaldığı yurttan ayrıldı ve çalıştığı Hanımeli Pastanesi’ndeki işine gitti. 4 Ocak 2020’de Dersim’de Hanımeli Pastanesi’nde işe başlayan Doku, Zaynal Abarakov’un babasının adına kayıtlı olan telefondan saat 20.00’de arandıktan sonra pastaneden ayrıldı. Abarakov’un evine gittiği tespit edilen Gülistan Doku için emniyete “bir kadının zorla araca bindirildiğine” dair ihbar yapıldı. Ancak bu ihbar, Abarakov’un polis olan babasının olay yerine gitmesinin ardından kayıtlara geçilmedi ve savcılığa bildirilmedi.
MOBESE İLE İZLENEN KENTTE İZE RASTLANMADI
O gece yurda gitmemesi üzerine endişelenen Gülistan Doku’nun arkadaşları, 5 Ocak’ta Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu. Ancak resmi kayıp başvurusu 6 Ocak 2020’de yapıldı. Kayıp başvurularının ardından Gülistan Doku’yu aramak için kent genelindeki MOBESE kayıtları incelenmeye alındı. Yapılan incelemelerde Gülistan Doku’nun gündüz saat 11.29’da Atatürk Mahallesi’ndeki Valilik binasının hemen karşısındaki minibüs durağından üniversite aracına bindiği tespit edildi. Kentin her yerinde yer alan MOBESE ve Güvenlik kameralarına rağmen Gülistan Doku’nun araçtan nerede indiği tespit edilemedi.
Gülistan Doku’nun gittiği güzergahta köprünün olması ve “intihar ettiği” iddiaları üzerine 7 Ocak’ta suda arama çalışmaları başlatıldı. Uzunluğu 17 kilometreyi bulan ve derinliği yaklaşık olarak 30 metreye sahip baraj gölünde aramalar aylarca devam etti. Baraj gölünün suyunun azaltılarak, yapılan aramalarda da Gülistan Doku’ya ait herhangi bir iz bulunamadı. Gülistan Doku’nun ailesi intihar iddialarını kabul etmedi.
53 GÜN SONRA ABARAKOV’UN TELEFONUNA EL KONULDU
Doku ile Abarakov’un HTS sinyal kayıtlarında yapılan incelemede Doku’nun kaybolduğu gün polis Engin Yücer adına kayıtlı bir telefonla görüşme yaptığı tespit edildi. Numaranın Abarakov tarafından kullanıldığı tespit edilmesi üzerine, 27 Şubat’ta Abarakov’un telefonuna savcılık talimatı ile el konuldu.
İNTİHAR TESPİTİ ÇÜRÜDÜ
Soruşturma sürerken 22 Temmuz’da Abarakov ve Gülistan Doku’nun birlikte son görüldükleri görüntü bilirkişi tarafından incelendi. Bilirkişi raporda Abarakov’un görüntüsü için, "ihtar-ikaz-izah anlamında bedensel hareketleri okunmakta" ifadelerine yer verdi. Tüm delillerin Abarakov’u işaret etmesi üzerine ifadeye çağırıldı. Ancak hakkında zorla getirme kararı olmasına rağmen ifadesinin alınmadığı ortaya çıktı. İstanbul Ulusal Kriminal Büro ise yaptığı görüntü incelemesinde “Köprü ayağındaki efekt bir piksel artığı olup kesinlikle yukarıdan suya düşen bir insan veya eşyanın suda yükselttiği su sütunu değildir” tespitinde bulundu. Böylelikle Doku’nun intihar ettiği tezi çürütülmüş oldu.
Doku ailesinin Avukatı Ali Çimen’e 14 Eylül’de devam eden dava ile ilgili belgeleri basınla paylaştığı için soruşturma açıldı. Gülistan Doku’nun kaybolduğu günden itibaren delileri kararttığı ve Abarakov’la işbirliği yaptığı iddialarının odağındaki Engin Yücer, 11 ay sonra açığa alındı. 21 Ocak 2021’de ise “Gülistan Doku'nun bilgilerini ifşa ettiği gerekçesiyle” meslekten ihraç edildi. Yücer’e Gülistan Doku’ya ait kişisel bilgileri sanal medyada yaydığı gerekçesi ile 20 Ocak 2022’de iki buçuk yıl hapis cezası verildi.
AİLENİN GİRİŞİMLERİ SONUÇ VERMEDİ
Gülistan Doku’nun ailesi, çocuklarının bulunması için 2 Ocak 2022’de Tunceli Adliyesi önünde oturma eylemi başlattı ve vali ile görüşmek istedi. Aile, polis ekipleri tarafından engellendi. Kızlarının akıbetini sormak için 23 Şubat 2022’de Tunceli’den Ankara’ya gelen Doku ailesi, gözaltına alındı. Aile, ertesi gün Adalet Bakanlığı’na gitmek isterken polis tarafından yeniden engellendi. Gülistan Doku’nun ailesi, o dönem Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüştü. Doku ailesi, partilerden araştırma komisyonu kurulmasını talep etti. Ailenin talebi üzerine HDP 23 Şubat 2022’de araştırma komisyonu kurulması için önerge verdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti’nin de destek verdiği önerge, AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
2 YIL SONRA GÖZALTINA ALINDI, BIRAKILDI
Soruşturmanın sanığı olan Abarakarov, 17 Mart 2022 günü Antalya’da yaşadığı evde gözaltına alındı. Abarakov’un polislikten ihraç edilen babası Engin Yücer'e ait olan ve Gülistan Doku’nun zorla bindirilmeye çalışıldığı otomobilin, 2021’de soruşturmanın başlatıldığı gün il dışına çıkarıldığı ortaya çıktı. Bu bilgiyle birlikte Zaynal Abarakov ve polis olan babası Engin Yücer’in, Gülistan Doku’yu bu araçla kaçırmış olması ya da katlettikten sonra araçla şehir dışına çıkarmış olma ihtimalini güçlendirdi. Abarakov'un ifadesi, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden soruşturmanın yürütüldüğü Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alındı. “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamasıyla hakkında tutuklama talep edilen Abarakarov, Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla 18 Mart 2022 tarihinde serbest bırakıldı. Abarakov’un adli kontrol kararı uygulanması belirtilen adreste “kimse yok” denilerek, aylarca tebliğ edilmediği de 12 Ekim 2022’de ortaya çıktı.
Gülistan Doku'nun telefon sinyalinin en son alındığı yer, Sarı Saltuk Viyadüğü’ydü. Bu bölgeyi gören ve yola uzaklığı nedeniyle net olmayan üç buçuk saatlik güvenlik kamerası görüntüsü, iyileştirilmesi için 28 Haziran 2022’de Ulusal Kriminal Büro’ya gönderildi. Ancak soruşturmaya dair hala bir ilerleme kaydedilmedi.
MA / Şirvan Şilan Çil