İSTANBUL - Savaşın halklara ölüm ve yıkım getirdiğini söyleyen HDK’li Sedat Şenoğlu, çözümün toplumsallaşması için çalışacaklarına işaret ederek, “Sayın Öcalan’ın söylediği perspektiften kendimize misyon çıkarıyoruz” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), çalışmalarına hız vererek, 8-9 Şubat tarihleri arasında “Halkların eşit ve özgür yaşam yolunda, çözüm barışta” şiarıyla uluslararası düzeyde barış konferansını düzenleyecek. Konferansın, İstanbul’un Avcılar ilçesinde bulunan Barış Manço Kültür Merkezi’nde 10.30-18.00 saatleri arasında gerçekleştirilmesi planlanıyor. Öte yandan HDK, Ocak ayı içerisinde “Halkların eşit ve özgür yaşam yolunda, çözüm barışta” şiarıyla imza kampanyası başlatacak. Bu kampanyanın startı da 13 Ocak’ta Taksim’de bulunan Hill Otel’de verilecek.
HDK Genel Meclis üyesi Sedat Şenoğlu, HDK’nin çözümün, barışın toplumsallaşması amacıyla başlattıkları kampanyaları değerlendirdi.
YENİ DÖNEMDE VURGUSU
HDK’nin ana ilkelerinden birisinin, Türkiye’de Kürt sorununun demokratik çözümü ve barışın toplumsallaşması olduğunu belirten Şenoğlu, HDK’nin Kasım ayında gerçekleştirilen 13’üncü Genel Kurul’da bir barış konferansı kararı alındığını söyledi. Şenoğlu, barışın kalıcı olması için siyasi partiler arasındaki mesele olmaktan çıkartılıp, toplumsal zeminde bir ittifaka kavuşturulması için de çaba gösterdiklerini kaydetti. 2013-2015 tarihlerinde Kürt sorununun demokratik çözümüne dair yürütülen diyalog sürecini devletin bitirdiğini hatırlatan Şenoğlu, Kürt hareketine yönelik “ Çöktürme Planı”nı devreye konulduğunu söyledi. Şenoğlu, “O dönemde, devlet ve Sayın Öcalan arasında bir diyalog kuruldu. Bütün toplum o derin savaş koşullarında barış çözümüne onay verdi. Bunun anketleri yapıldı. Toplumun yüzde 70 - 80’ininin barışa hazır olduğu görüldü. Öcalan’ın Newroz’da mektuplarıyla kamuoyuna seslenmesi her yerde meşruluk kazandı. Ama daha sonra süreç akamete uğratıldı. Kayyımlar atandı. HDP’liler tutuklandı. Sayın Öcalan üzerinde 43 aylık tecrit vardı. Ama sonra görüldü ki bu çözüm değil” dedi.
‘KOLLARI SIVADIK’
Şenoğlu, “Savaşın yarattığı büyük toplumsal yıkım, acılar, ölümler sadece Kürt halkı için değil, Türkiye halkları, işçiler içinde bir yıkım demektir. Savaş büyük yoksullaşma, asgari ücretin düşmesi, açlık, işsizlik demektir. Devlet, bu savaşa son 40 yılda 3 trilyon dolar harcama yapmış. Bununla bir ülke yeniden inşa edilebilir. Haliyle bu sürdürülemez. Dolayısıyla biz HDK olarak böyle görüşmelerin olacağını öngördük. Çünkü hem Suriye’deki gelişmeler hem iktidarın içerde sıkışmış olması bu öngörümüzdeki etkendir. Biz de bu öngörülerimizden yola çıkarak barışın toplumsallaşması için kolları sıvadık. Genel kurulumuzda böyle bir amaç edindik” diye belirtti.
‘TÜRK-KÜRT İTTİFAKINDA HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI’
Demokratik çözümün toplumsallaşması amacıyla HDK’nin 8-9 Şubat’ta yapacağı barış konferansına dair Şenoğlu, “Hem Türkiye hem de Ortadoğu eksenli gelişmelere baktığımızda, Kürt sorunu Türkiye’nin kendi iç meselesi olmaktan çıkmış durumdadır. Kürt sorunu artık bir bölge sorunudur. Hatta belli boyutlarda uluslararası sorun haline gelmiştir. Biz çatışmalı süreçlerin hem Türkiye’deki aktörlerin hem bölgesel aktörlerin hem de Türkiye benzeri ulusal hareketlerin nasıl çözüme ulaştığını tartışacağız. Ama en nihayetinde herkesin Kürt sorunun demokratik çözümünde ve Türk-Kürt tarihsel ittifakının sağlanmasında elini taşın altına koymasına inanıyoruz. Konferansımızın temel amacı da bu ihtiyaca karşılık veren ve bunu olgunlaştıran bir gündem yaratmaktır” diye belirtti.
HALK BULUŞMALARI, PANELLER, İMZA KAMPANYASI
Konferanstan önce halk buluşmaları ve paneller düzenlediklerini ifade eden Şenoğlu, yakın zamanda imza kampanyası da başlatacaklarını söyledi. Şenoğlu, “Yakın zamanda İzmir ve Ankara'da panel gerçekleştirdik. Mersin, Adana, Kocaeli, Bursa, Balıkesir ve Karadeniz'de de yapmayı düşünüyoruz. Konferansa gidinceye kadar konferansın temel gündemini toplumun gündemine taşımak anlamında, bir barış hareketinin zeminini oluşturmak istiyoruz. Bir diğer gündemimiz ise imza kampanyasıdır. Barışın toplumsallaşması dediğimizde bu milyonların sorunudur diyoruz. Toplumla bir araya gelerek, ekonomik kriz, toplumsal yıkım gibi meselelerin sebebinin bir barış sorunu olduğunu, bunun savaştan kaynaklı olduğunu anlatacağımız. Barış için toplumun rızasını almak amacıyla bu imza kampanyasını başlatmayı düşünüyoruz. İmza kampanyası halktan sadece imza almak değil, onlarla birebir temas kurup bu sorunu anlatmaktır. Bunu amaçlıyoruz. Bununla ilgili hazırlıklarımız sürüyor. Yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu.
‘İKTİDAR SAVAŞ ZEMİNİ BULAMAZ’
Şenoğlu, barışın toplumsallaşması durumunda iktidarın savaşı sürdüremeyeceğini ifade ederek, “İktidar, bu savaşı neden sürdürüyor? İktidar, bin bir araç ve propaganda ile halklar arasında çatışmayı derinleştiren kirli bir dil kullanıyor. Normal şartlar altında, halkı aydınlatması gereken medya, savaş diliyle toplumu zehirliyor. İktidar bu savaşı halka rağmen sürdürüyor. Halkların, emekçilerin, kadınların, gençlerin savaştan bir çıkarı var mı? Savaş bu kesimlerin sorununu çözüyor mu? Çözmüyor. Eğer toplum barışın kendisi için neden yaşamsal olduğunu anlarsa ve bunu dile getirirse, savaşı sürdüren iktidarlar savaş dilinin zeminini bulamazlar ve bu dil ortadan kaybolur. Onun yerine barış dili, çözüm dili, eşitlik dili, adalet dili kazanır. Ama bunu sağlamak kolay değil. Bunu başarmak mümkün mü? Mümkün. Dünyada bunun birçok örneği de var. Biz bu toplumda barış arzunun olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ÖCALAN’IN SÖYLEDİKLERİ HDK’NİN VAROLUŞ GEREKÇESİDİR’
DEM Parti İmralı heyetinin Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeden sonra yayınladığı 7 maddelik metine dair Şenoğlu, “Okuduğumuzda, Sayın Öcalan’ın bahsettiği barışın kazanılması perspektifi, tam da HDK'nin kendi varoluşuyla birebir uyuşan perspektifler. Sayın Öcalan, bütün toplum, toplumsal muhalefet, sivil toplum ve partilerle elini bu sürece vermelidir. Biz de HDK olarak ‘barış olursa bütün toplumun bunu sahiplenmesiyle olur’ diyoruz. HDK tam da budur. HDK bir toplumsal örgütlenmedir. HDK’nin içinde siyasi partiler, sendikalar, inanç örgütleri, kültür kurumları var. Dolayısıyla Sayın Öcalan’ın söylediği perspektiften kendimize misyon çıkarıyoruz. Hem barış konferansı hem de imza kampanyası gibi çalışmalarımız buna hizmet eden şeyler. Biz de o çerçevede kendi rolümüzü oynamaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
MA / Melik Çelik