İSTANBUL - İstanbul’da belediyelere dönük operasyonların amacının “Kent Uzlaşısı” ile sağlanan muhalefeti dağıtma olduğunu belirten HDK Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu, “İktidar bir taraftan CHP’den ‘Kent Uzlaşısı’nın intikamını alıyor, diğer taraftan CHP’nin çözüme dahil olmasını engellemeye çalışıyor” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında dün Kartal ve Ataşehir Belediye Başkan yardımcıları ile Tuzla, Adalar, Şişli, Beyoğlu ve Fatih belediye meclis üyelerinin de aralarında olduğu 10 kişi gözaltına alındı. Başsavcılık tarafından soruşturmanın gerekçesine dair yapılan açıklamada ise, hedef alınan Kent Uzlaşısı” için “Faaliyetinin tüm unsur ve mensuplarıyla deşifre edilmesi için savcılık tarafından HDK Çatı Yapılanmasının İstanbul ilinde faaliyet gösteren mensuplarına ilişkin yürütülen ana soruşturma" ifadeleri kullanıldı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu, soruşturma ve gözaltılara dair konuştu.
‘KENT UZLAŞISI’ RAHATSIZ ETTİ
Operasoynun “Kent Uzlaşısı” kapsamında ortaklaşılan belediyelere dönük olduğunu belirten Kenanoğlu, “Esenyurt Belediyesi’ne dönük operasyon yapıldığında bunun burayla sınırlı kalmayacağını, ortaklaşılan alanlarda yoğunlaşacağını farkındaydık. Çünkü iktidar, bu ortaklaşmanın kendisi için bir yıkım olduğunun farkında. Bunu yerel seçimlerde ve daha önceki seçimlerde gördük. İktidar iki dönemdir başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere birçok belediyeyi kaybetmiş durumda. Buda ‘Kent Uzlaşısı’ dediğimiz strateji sayesinde oldu. İktidar bu alanı kriminalize ederek, CHP’yi kıskaca almak ve bu ittifaklardan uzaklaştırmayı amaçlıyor. Bu şekilde seçimleri kazanmak istiyor. Çünkü AKP’nin tek bir ideolojisi var; oda seçim kazanma ideolojidir. Bunu açıktan yapmaktan da çekinmiyorlar” diye belirtti.
‘HEDEFTE HDK VAR’
HDK’nin çok geniş bir toplumsal alanı kapsadığını söyleyen Kenanoğlu, “Ekoloji hareketi, gençlik hareketi, Alevi örgütleri, bu alanda çalışma yürüten aktivistler, mütedeyyin Müslümanlar, sosyalist partilerden tutun da toplumun bütün katmanları HDK’nin kapısından geçmiştir. Çünkü HDK’nin sınırları çizilmiş bir alan değildir ve neredeyse Türkiye’yi kapsayan bir alandır. HDK’yi kriminalize edip buradan bir terör kavramı çıkarmak ve istemedikleri herkesi bunun üzerinden suçlamak istiyorlar. İstanbul Barosu’na yapılan operasyonda, Esenyurt Belediyesi’ne bağlı meclis üyelerinin tutuklanmasında HDK gerekçe gösterildi. Şimdi de ‘Kent Uzlaşısı’ ile kazanılan belediyelerin gasp edilme gerekçesini ilginç bir şekilde HDK’ye bağlamaya çalışıyorlar. Bunun kabul etmek mümkün değil” dedi.
Toplumsal barışın sağlanması için HDK’nin önemli bir role sahip olduğunun altını çizen Kenanoğlu, “Tamda barış taleplerinin tartışıldığı bir dönemde HDK’nin hedeflenmesi tesadüf değildir. Çünkü bu ülkede barış; bedel ödemek anlamına geliyor. Barış akademisyenleri bu bedeli ödedi, Suruç'ta katledilen gençler barış elçisiydi. Yine Ankara Gar Katliamı’nda barış isteyenler bedel ödedi, çünkü o da bir barış mitingiydi. Toplumun hangi katmanında barış talep edilirse, onlara yönelik saldırı olmuştur. Yani bu kadar açık ve aleni bir şekilde çalışma yürüten bir kurumun, bu kadar aileni bir şekilde barışın toplumsallaşmasını talep eden bir kurumu kriminalize etme, bilinçli bir yönelmeden başka bir şey değildir. Savaşın da, barışın da kendi tekkelerinde olmasını istiyorlar. Bu nedenle kim barışta ısrar ediyorsa iktidar onu hedefliyor. Ama uluslararası deneyimler bize şunu net bir şekilde gösterdi ki ne iktidar ne de savaşan taraflar; toplum ne zaman isterse o zaman barış geliyor. Bu yüzden barış talebinin toplumsallaşmasını istemiyorlar. HDK de barışın ne nedenli hayati olduğunu anlatmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
‘CHP DAHA CESUR OLMALI’
Saldırıların önemli bir amacının da CHP'nin Kürt sorununun çözümüne dahil olmasını engellemek olduğunu söyleyen Kenanoğlu, “İktidar bir taraftan CHP’den ‘Kent Uzlaşısı’nın intikamını alıyor, diğer taraftan CHP’nin çözüme dahil olmasını engellemeye çalışıyor. 2013-2015 sürecinde CHP sürece karşıydı ve bu yüzden de iktidar istediğini yaptı. Sayın Abdullah Öcalan’ın dediği gibi ‘Muhalefet bu işin içinde olmazsa olmaz’ gerçekten. CHP’nin bu konudaki ilk çıkışları olumluydu. İktidar bundan rahatsız oldu ve bu alanı dağıtmaya dönük adımlar attı. CHP, iktidarın operasyonlarından sonra tartışmalara dair konuşamaz oldu. Yani CHP’nin geri adım atmaması gerekir çünkü siz ne kadar geri adım atarsanız o kadar üstünüze gelirler. Bu tür önemli meselelerde biraz daha cesur davranmak gerekiyor. Dünkünden daha gür bir sesle Kürt halkıyla, Kürt sorunuyla, DEM Partiyle, Sol sosyalistlerle birleşmek, bütünleşmek ve dayanışma içerisinde olmak gerekiyor. Zaten ‘Kent uzlaşısı’nın hedef alınmasının nedenlerinden biri de CHP’nin Kürtlerden uzaklaştırılmasıdır” ifadelerini kullandı.
Kendini demokrat olarak tanımlayan tüm kesimlerin HDK’nin kriminalize edilmesine müsaade etmemesi gerektiğini söyleyen Kenanoğlu, şöyle devam etti: “Özellikle bu tür süreçlerde kendisini demokrat olarak lanse eden televizyon kanalları; operasyonlarla ilgili cümle kurarken iktidarın dilini yada cumhuriyet savcısının ifadesini olduğu gibi yayınlıyorlar. Karşı tarafın görüşünü dahi almadan yayıncılık yapmak isnat edilen suçlamaları kabul etmek demektir. HDK’yi kriminalize eden dile ortak olmayın. Bunun ‘muhalefeti dağıtma operasyonu’ olduğu söylenmelidir. Aksi bir tutumda kaybeden hepimiz oluruz.”
MA / Esra Solin Dal