İSTANBUL - Özgürlüğün mücadele edilerek kazanılacağını belirten ÖGK Merkezi Koordinasyon üyesi Sinem Çelebi, “Yaşamlarımızı aile içerisine hapsetmek isteyenlere karşı isyanını alıp sokağa, özgürleşmeye ve örgütlü mücadeleye çağırıyoruz” diyerek 8 Mart’a çağrı yaptı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken kadınlar ve kadın örgütleri çalışmalarını yoğunlaştırdı. Bu süreçte genç kadınlar da yaşadıkları özgün sorunlar etrafında bir araya geliyor. İktidarın aile dayatması, üniversite ve yurtlarda yaşanan eğitim, güvenlik, barınma ve sağlık hakkına dair problemler ile erkek-devlet şiddeti, genç kadınların ana gündemlerinden.
İstanbul’daki kadınlar, bu 8 Mart’ta önce saat 13.00’te Kadıköy’de bulunan İskele Meydanı’nda “Büyük Kadın Buluşması”nda ardından saat 19.30’da Taksim’de gerçekleştirilecek geleneksel Feminist Gece Yürüyüşü’nde buluşacak. Özgür Genç Kadın (ÖGK) Merkezi Koordinasyon üyesi Sinem Çelebi, 8 Mart yaklaşırken, erkek egemen politikalara karşı örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti.
‘AİLE YILI DEĞİL MÜCADELE YILI’
Genç kadınların yaşamın tüm alanlarında erkek şiddetiyle yüz yüze olduğunu belirten Sinem Çelebi, “Erkek şiddetinin giderek boyut değiştirdiği bir dönemden geçiyoruz. Buna en başta genç kadınlar maruz kalıyor. Böylesi bir süreçten geçerken AKP iktidarının 2025’i ‘aile yılı’ ilan ettiği açıklamaları oldu. 2025’in ‘aile yılı’ ilan edilmesi genç kadınlar için önemli bir yerde duruyor. Topyekun yaşamlarımıza yönelik bir saldırıda, hayatlarımızın bir evin içerisine, şef tipi ailelerin içerisine sıkıştırılmasından söz ediyoruz” diye belirtti. 8 Mart’ı “Varız, buradayız, 8 Mart’ta sokaktayız” şiarıyla karşıladıklarını dile getiren Sinem Çelebi, iktidarın ve erkek egemen sistemin tüm saldırıları karşısında mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. Sinem Çelebi, “Yaşamlarımızı yok sayan; varlık hakkımızı ellerimizden söküp almaya dönük bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bunu genç kadınlar olarak daha özgün bir biçimde yaşıyoruz. Bu saldırılara karşı genç kadınların isyanını örgütlemeyi hedefliyoruz. Genç kadınların, ‘2025 aile yılı değil mücadele yılı olacak’ sözünün daha da yüksek biçimde söyleneceği bir yılı karşılamaya gidiyoruz” dedi.
KAYBEDİLEN VE KATLEDİLEN KADINLAR
Şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılmaması ve cezasızlık politikasına karşı mücadele yürüttüklerinin altını çizen Sinem Çelebi, “5 aydır Rojin Kabaiş’in başına ne geldiğini soruyoruz, onun akıbetini öğrenmek istiyoruz. 5 aydır ‘intihar etti’, ‘boğuldu’ gibi bahanelerle ölümünün üzerinin kapatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Biz de Rojin şahsında kaybedilen ve katledilen tüm kadınların hesabını sorarak, akıbetini arıyoruz. Yakın zamanda Pınar Gültekin’in davasında bir gelişme oldu. Yargıtay kararı bozdu. 8 Mart’a Pınar Gültekin’in isyanını da omuzlarımıza alarak gitmek gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ÖZGÜRLÜK MÜCADELE EDİLEREK KAZANILIR’
Genç kadınlar olarak “Politik Kadın” isimli bir fanzin dergi çıkarttıklarını belirten Sinem Çelebi, 8 Mart’a giderken fanzinleri dağıtarak kadınlara ulaşmayı amaçladıklarını söyledi. Sinem Çelebi, “Amacımız genç kadınların bir araya gelişlerini ve kadın dayanışmasını daha da arttırmak, genç kadınların kadın özgürlük mücadelesinin gündemleriyle daha yakın bir ilişki kurabilmesini ve bunu yazıya dökebilmesini sağlamak, kadın yazarlar, şairler ve ressamlar çıkarmak. Bu fanzinin üniversitelerde, liselerde dağıtımını örgütlerken, aynı zamanda buluşmalar da yapmayı düşünüyoruz” dedi. Genç kadınların üniversite ve liselerde erkek şiddetinin yanı sıra ülkücülerin hedefi olduğunu dile getiren Sinem Çelebi, şunları belirtti: “Genç kadınlar ‘jin, jiyan, azadî’ sloganını attığı, eylemlere katıldığı, kadın özgürlük mücadelesi yürüttüğü için faşist çetelerin hedefi haline geliyor. Okullarından uzaklaştırma alan arkadaşlarımız, artık üniversiteye giderken tedirgin oluyorlar. Bunu karşı mücadelenin yol ve yöntemlerini üretmeye çalışıyoruz. Kadınlar bu faşist çetelerin saldırılarına karşı birleşerek ve mücadele ederek kendi özgürlüğünü kazanabilirler.”
MÜCADELE ÇAĞRISI
Kadın tutsakları sahiplenme çağrısı yapan Sinem Çelebi, mektup yazarak, görüşçü olarak, kitap göndererek bu dayanışmanın örülebileceğini söyledi. 8 Mart’ta kadın tutsakların sesini de alanlara taşıyacaklarına belirten Sinem Çelebi, “Yaşamlarımıza sahip çıkmaktan söz ediyorsak kadın özgürlük mücadelesine ve onun öznelerine dönük saldırıları da aynı biçimde karşılamak zorundayız. Bunu kadın dayanışmasıyla, kadın özgürlük mücadelesini sokaklarda, meydanlarda büyüterek yapabiliriz. Kadınlarla 8 Mart’ın tarihini konuşacağımız, kadın özgürlük mücadelesinin özgün gündemlerine dair atölyeler yapacağımız, kadın dayanışmasını birlikte güçlendireceğimiz, erkek egemenliğine karşı mücadelenin yol ve yöntemlerini konuşacağımız etkinliklerde buluşacağız. Sokaklarda bunun çağrısını yapmayı sürdüreceğiz. 8 Mart’ta tüm kadınları; erkek egemenliğine, yaşamlarımızı aile içerisine hapsetmek isteyenlere 2025’i aile yılı ilan etmek isteyenlere karşı isyanını alıp sokağa, özgürleşmeye ve örgütlü mücadeleye çağırıyoruz” diye belirtti.
MA / Yeşim Tükel