İZMİR - Her Yer Çocuk Derneği'nin panelinde konuşan Hatice Göz, "Çocuklara, duygusu, fikri ve hissi olan birer özne olarak yaklaşmak sorunlara çözüm olacaktır” dedi.
Her Yer Çocuk Derneği'nin iki gün devam edecek "Sorunlardan Geleceğe Çocuk Politikası" konulu sempozyumu başladı. Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nde yapılan sempozyumun açılış konuşmasını Her Yer Çocuk Derneği Başkanı Sedanur Uğur yaptı. Sedanur Uğur, 10 yıldır yaptıkları çalışmalara değinerek, çocuklarla birlikte çocuk hakları için mücadele ettiklerini söyledi. Ardından "Mikrofon Çocuklarda" başlıklı oturuma geçildi. Menemen ve Gültepe'den gelen çocuklar, yaşadıkları sorunları anlattı.
İkinci oturumun konusu ise, "Çocuklar için Çocuklarla Birlikte" oldu. Yazar Haluk Yurtsever, bugüne kadar dünyayı yönetenlerin erkekler ve yetişkinler olduğunu söyledi. Yurtsever, "Hepimiz hangi yaşta olursak olalım çocukluğu içimizde taşıyarak büyüdük. Kapitalizm ilk kuruluş dönemlerinde kadın ve çocuk sömürüsü hayata geçirilmiştir. O günden bugüne de bu durum değişmemiştir. Kapitalizm kendisine özgü bir çocukluk kategorisini yaratmıştır. Dünyayı değiştirmek aynı zamanda dünyayı değiştirecek düşünceleri var etmekten geçiyor. Bunun içinde bugünleri aşan bir ufka sahip olmak gerekiyor" dedi.
'ÇOCUKLARA POLİTİK ÖZNE OLARAK YAKLAŞMALIYIZ'
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Çocuk Hakları Meclisi üyesi Hatice Göz, çocuklara yaklaşırken aynı anda çocuk politikasına da yaklaşmak gerektiğini belirterek, “Onları içinde yaşadığımız dünyanın politik atmosferinin içinde özne olarak görmek gerekir. Çocuklarla politika kelimelerini birbirine yaklaştırmak zorundayız. Yoksa çocuğa ilişkin hakim olan algıdaki gibi 'anlamazlarmış' diye düşünmeye başlıyoruz. Yetişkinlerin yaşadığı bir de çocukların yaşadığı ayrı dünyalar varmış algısı oluşuyor. Sorunun buralardan beslendiğini düşünüyorum. Çocuklar içinde yaşadığı sistemin koşullarını paylaşan bir grup, onlarda toplumsal ortamdan etkileniyor. Çocuklara, duygusu, fikri ve hissi olan birer özne olarak yaklaşmak sorunlara çözüm olacaktır” diye konuştu.
ZORLA ÇALIŞTIRILAN ÇOCUKLARIN DURUMU
Ekmek ve Onur İşçi Derneği'nden Erkan Gökber, Türkiye'de çocuk nüfusunun 22 milyon 206 bin olduğunu, nüfusun yüzde 26'sının çocuk olduğunu aktardı. Bu çocukların yoksulluk mülksüzleşmenin etkisi ile eğitimden koparak, işçileştiğini söyleyen Gökber, "Eğitim Sen verilerine göre 2022-2023 döneminde 5-17 yaş arası 1 milyondan fazla çocuk eğitimden uzaklaşmış. Yani çocukların eğitimden koptuğu, iş gücü içinde yer tuttuğu bir durum yaşanıyor. Bunların hepsi sermayenin genel bir yönelimini ifade ediyor. Son 10 yılda 4 yaşında 5 çocuk işçi hayatını kaybetti” diye belirtti.
SAVAŞIN ÇOCUĞA ETKİSİ
DEM Parti Çocuk Komisyonu üyesi İhsan Seylan, savaş politikalarının çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “Savaş nedeniyle göç eden çocuklar kırılgan ve içine kapanık oluyor. 1990'larda köyleri yakılarak göç ettirilen çocuklarda kronikleşmiş duygusal kırılma ve depresyon da görülebiliyor. Türkiye uzun zaman bu çocukları görmezden geldi. Gördüğü zaman ise bu çocukları suçlu ve düzene karşı tehdit olarak gördü. Çocuklar ise aynı zamanda psikolojik olarak yorgun olan anne babaların da etkisiyle iyileşme süreçlerini bulamadı. Çocukların hayata tutundukları bütün şeyler savaş politikaları ile ellerinden alındı. Fiziki savaşın azaldığı yerde ise özel savaş politikaları devreye girdi. Savaş politikaları anadilde eğitim hakkı da ellerinden alarak bir başka iyileşme aracını da yok ediyor. Savaştan kaçan çocuklarda milliyetçilik refleksi de gelişiyor. Bu Türkiye'nin kodlarında olan milliyetçiliği besleyen ağır bir sürece yol açıyor. Savaş politikalarının çocuklar üzerinde bunun gibi birçok etkisi oluyor" dedi.