AMED - Şahin Öner'i ezerek ölümüne neden olan polis Selahattin Korkmaz'a verilen 4 yıl 5 ay hapis cezası kararının bozulmasının ardından mahkeme, sanığa daha düşük bir ceza verdi. Mahkeme, sanığa 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi.
Amed’in Yenişehir ilçesine bağlı Şehitlik Mahallesi’nde 10 Şubat 2013’te gerçekleşen eyleme dönük müdahalede kullandığı zırhlı araçla çarptığı Şahin Öner’i (19) katleden polis Selahattin Korkmaz’ın "Taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan yeniden yargılandığı davanın karar duruşması görüldü. "Yeteri kadar inceleme yapılmadığı", "raporlar arası çelişki", "hükme esas alınan ve Öner'i kusurlu bulan rapora üstünlük tanınmasının gerekçesinin açıklanmaması" nedeniyle bozulan davanın duruşması, Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Korkmaz katılmazken, taraf avukatları salondaki yerini aldı.
İddia makamı, 23 Ocak'ta celse arasında sunduğu ve bilirkişinin "Öner'i asli, sanık polisi ise tali kusurlu bulduğuna" işaret ettiği mütalaasını tekrarlayarak, sanık polisin "taksirle ölüme neden olmak" suçundan cezalandırılmasını talep etti.
‘TANIKLAR YERİNE POLİS BEYANLARI ESAS ALINDI’
Mütalaaya karşı söz alan Öner'in aile avukatı Yakup Güven, olayın 2013’te meydana geldiğini davanın 12 yıldır sürdüğünü ancak hem maddi gerçeğin ortaya çıkmadığını belirtti. Yargılamanın kendisinin ihlallere yol açtığını kaydeden Güven, "Başından beri davaya konu olayın trafik kazası şeklimde ele alınmaması gerektiğini kasten insan öldürme şeklinde olduğunu dile getirdik. Olay 'taksirle ölüme sebebiyet verme' değil, bilerek, isteyerek maktulün yaşamına kast ederek gerçekleşti. Mahkemenin tarafsız tanıkların beyanlarına itibar etmemesi bunun yerine polis memurlarının beyanlarını muteber kabul etmesi isabetsizdir. Tarafsız tanıkların olayla alakalı menfaatinin olmadığı açık" ifadelerini kullandı.
TANIK BEYANLARINI HATIRLATTI
Soruşturmanın re’sen başlatıldığını ve valiliğin olay ardından "ölümün patlayıcı maddenin patlaması" şeklinde meydana geldiğini ifade ettiğini kaydeden Güven, "Valilik, soruşturma makamını etki altına alıp kamuoyunu yanlış yönlendirmiştir. Mülki amirin bu açıklaması soruşturmanın etkili yürütülmesi konusunda endişe yarattı. Tanıkların beyanını kısaca tekrarlamak istiyorum. Olaydan hemen sonra 112’yi yurttaş arıyor ve panzerin çocuğa bastığını polislerin çocuğu kaldırmadığını belirtiyor bunlar kayıt altında. 29.05.2018’de Yılmaz Dağ isimli tanık beyanında ölen çocuğun elinde bir şey görmediğini iki elini havaya kaldırdığı anda panzerin ezip geçtiğini ikinci panzerin çocuğu aldığını söylüyor. Daha sonra polislerin yalancı tanıklık yapması için baskı oluşturulduğunu söylüyor. Başka bir tanık da çocuğun elinde hiçbir şey olmadığını ellerini havaya kaldırıp, durduğunu panzerin çarpıp durmadan geçtiğini söylüyor. Sokağın aydınlatması olduğunu söylüyor, aracın çocuğu görmemesi mümkün olmadığını söylüyor" diye hatırlattı.
'KASTEN ÖLDÜRMEDEN CEZALANDIRILMALI'
Öner’in zırhlı araç çarpması sonucu hastane yerine karakola götürüldüğünün de altını çizen Güven, "Ağır yaralı bir şekilde hayatta kalması için bütün koşullar imkânsız hale getirildi. Karakolda çocuğa 'Sen hala ölmedin mi?' denilerek, sinkaflı küfürler ediliyor. İrade dışı değil, bilerek ve isteyerek çocuğu ölüme götürdükleri bütün deliller ortadır. Bu kadar sanık aleyhine delil söz konusu iken tutuklanmaması da şaşırtıcıdır. Adli bir trafik kazasında bile sürücüler tutuklanırken; burada taksirin ötesinde kasıt söz konusu en küçük bir tedbire başvurulmuyor. Savcılık mütalaasına katılmıyoruz, kasten insan öldürme suçundan cezalandırılmasını ve tutuklama kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şube Başkanı ve avukat Ercan Yılmaz da, “2018’den bu yana zırhlı araç çarpmaları sonucu 82 olay gerçekleşmiş ve 44 kişi ölmüş, 22 çocuk. 96 yurttaş yaralanmış, bu bir şey gösteriyor. Polis memurlarının bu araçları nasıl pervasız kullandıklarını gösteriyor. İddia makamını bu pervasızlık karşısında verdiği mütalaayı kabul etmiyoruz. Olayların devam etmesinin sebebi mahkemenin tavrıdır. Bu tarz olaylara sıradan bir trafik kazası olarak yaklaştığınız için kolluk rahat bir şekilde devam ediyor. Zırhlı araçların kent yaşamına uygun olmadığı, kentteki trafik akışına uygun olmadığı bilimsel raporlar var" şeklinde konuştu.
TUTUKLANMASI İSTENDİ
Deliller toplanmadan Diyarbakır Valiliği’nin Öner’i suçladığını hatırlatan Yılmaz, "Alışılagelmiş cezasızlık ile sonuçlandırmak için ilk adımı valilik attı daha sonra tanıklar üzerine baskı kurmaya çalıştı, tanıklar, 'Bizi karakola götürdüler' dediler. Mahkemeler vatandaşların sığınabileceği tek yer, adil karar vereceğine inanarak geliyor. Bu tarz kolluk güçlerinin yargılandığı dosyalarda mahkemeler takdir hakkını sanık lehine kullanıyor. Bölgenin koşulları, ‘terör’ vs. ile bu eylemler meşrulaştıramaz" diye belirtti.
Yılmaz, sanık polisin kasten öldürme suçundan cezalandırılmasını isteyerek, tutuklanması talebini yineledi.
Sanık polisin avukatı da müvekkilinin beklenen dikkati gösterdiğini savunarak, lehe yasal düzenlemeleri uygulanmasını talep ettiklerini belirtti.
Savunmaların ardından mahkeme, sanık polis Selahattin Korkmaz’ın "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
DAVAYA DAİR
Amed'in Yenişehir ilçesine bağlı Şehitlik Mahallesi'nde 10 Şubat 2013'te gerçekleşen bir eyleme dönük saldırı esnasında kullandığı zırhlı araçla çarptığı Şahin Öner'in (19) ölümüne neden olan polis Selahattin Korkmaz, 23 Kasım 2021'de "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin "Kasten öldürmek" suçundan yargılanan sanık polise Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten" ceza vermesi kararı bir üst mahkemeye taşındı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3'üncü Ceza Dairesi de olayı "basit trafik kazası" olarak değerlendirdi. Ancak olaya ilişkin düzenlenen raporlar arası çelişki nedeniyle verilen kararı "eksik incelemeden" bozdu.