İnsan hakları savunucuları, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için eylemlerini sürdürüyor. İstanbul ve Ankara'da hasta tutsakların tahliyesi için çağrı yapıldı. 

 

İSTANBUL 

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “F Oturması” eyleminin 703’üncüsünü Beyoğlu’nda bulanan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Erzurum Dumlu 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Önder Poyraz’ın durumuna dikkat çekildi. Eylemde “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus Önder Poyraz serbest bırakılsın” pankartları açıldı. Ayrıca hasta tutsakların fotoğrafları taşındı. 

 

İHD'li Nazım Dikbaş, Poyraz’ın ileri derecede mide ve böbrek hastası olduğunu, omurga yaralanması nedeniyle takılan platin nedeniyle ağrılarının olduğunu, yine sağ kolunu hiç kullanamadığı ve tekerlekli sandalyeyle hareket edebildiğini söyledi. Dikbaş,  Poyraz'ın mide sorunları nedeniyle beslenemediği ve sürekli kustuğu, bir böbreğinin iflas ettiğini kaydetti. 

 

Dikbaç, 9 Ağustos tarihinde açık görüşüne giden annenin aktarımlarını şöyle paylaştı: "Oğlumun durumu ağırlaşmış. Tedavisi aksatılıyor ve hastalıkları ilerliyor. Felç nedeniyle elini ve el parmaklarını hiçbir şekilde kullanamıyor. Sağ elinin damarlarının tıkanması üzerine mecbur kalıp hastaneye götürmüşler. Kolunun MR’ı da ancak o zaman çekilmiş. Ancak ilk müdahaleden sonra tedavi ya da kontrol için tekrar hastaneye götürmemişler. Önder’in hastalıkları bütün bedenine yayılmış. Bir sağ kolu kalmıştı, o da gitmiş. Tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş. Onun bu halde cezaevinde kalması artık mümkün değil. Eğer tedavi edemiyorlarsa bıraksınlar, biz kendimiz bakacağız. Bir an önce serbest bırakılmasını istiyorum." 

 

‘TEKERLEKLİ SANDALYEYLE YAŞIYOR’

 

Dikbaş, Poyraz’ın eşinin aktarımlarını da aktardı: "Eşimin anlattığına göre hastalanınca sadece revire götürüp ağrı kesici yapıp geri götürüyorlar. Durumu çok ağırlaşıncaya kadar ambulans çağırmıyorlar. Erzurum’dan beni aradığında kolundan felç geçirdiğini söylemişti. Şimdi adeta bir robot gibi, boynunda, sırtında boydan boya platin var ve tek böbrekle yaşıyor. Tek başına hücrede tutuluyor ve bu yüzden durumu gittikçe ağırlaşıyor. Eşim hasta ve tedavi yapılmıyor. Tedavi edilmesi için dilekçe veriyoruz ama bu talebimiz reddediliyor. Ne yerse midesi bulanıyor ve kusuyor. Yetkililerin bu durumda yaptıkları tek şey, revire götürüp ardından tekrar tek başına kaldığı hücresine geri götürmek. Ziyaretine gittiğimizde çok zorluklarla karşılaşıyoruz. Felç nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelmiş, ama tek kolu ile tekerlekli sandalyeyi de kullanamıyor, çok zorlanıyor. Kendi bakımını yapamıyor, mecburen altına bez kullanıyor. Hastalıkları nedeniyle iki ay önce Adli Tıp Kurumu’na götürülmesi talebi olmuş, randevu alınmış ama hala götürülmemiş. Aile olarak, başlatılan bu yeni süreçte önceliğin ağır hasta mahpuslara verilmesini ve serbest bırakılmalarını istiyoruz."

 

Dikbaş, Poyraz ve tüm hasta tutsakların sağlık ve yaşam haklarının korunması için duyarlılık çağrısında bulundu.

 

ANKARA

 

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 575’inci haftasında Sakarya Caddesinde bir araya geldi. Bu hafta gerçekleştirilen eylemde, Kırşehir S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 61 yaşındaki 30 yıllık hasta tutsak Cemil İvrendi’nin sağlık durumu ele alındı. 

 

Açıklamada konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Yöneticisi Barış Barışık, İvrendi’nin soyut ve sübjektif gerekçelerle tahliyesinin engellendiğini ve sağlıklı koşullarda tedavi görebilmesi için bir an önce tahliyesinin sağlanması gerektiğini belirtti. İvrendi’nin 1994’ten bu yana cezaevinde kaldığını ve bugüne kadar 17 farklı cezaevine “sürgün” edildiğini belirten Barışık, İvrendi için Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldığı 2002 yılında tesadüfen kalp yetmezliği teşhisi konulduğunu belirtti. Barışık, İvrendi’nin aynı yıl içerisinde Diyarbakır Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yatırıldığına işaret ederek, İvrendi’nin aort kapakçığının çürümesinden dolayı açık kalp ameliyatı geçirdiğini ve yapay kalp kapağı takıldığını söyledi. 

 

İvrendi’nin 4 defa İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürüldüğünü belirten Barışık, ATK raporlarından olumlu sonuç alınmadığını söyledi. Barışık, “Eylül 2017’de fenalaşması sonucu Eskişehir Devlet Hastanesi’nde tekrar ameliyat olmuş ve bu ameliyattan sonra 11 gün hastanede kalmıştır. Tutsaklık süresi boyunca 12 farklı ameliyat geçiren Cemil İvrendi, tek başına ihtiyaçlarını karşılayacak durumda değildir. Tarsus T Tipi Hapishanesi’ne sevk edilen Cemil İvrendi burada 18 Mayıs 2018’de yarasının patlamasıyla yeniden ameliyat edilmiş ancak yara kapanmamıştır. Yarası sürekli iltihaplanmakta ve batikon pansumanıyla yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır” dedi.

 

‘HASTA​LIKLARINA RAĞMEN TAHLİYESİ ERTELENDİ’

 

İvrendi’nin hapishane koşullarından dolayı hastalığının ilerlediğini belirten Barışık, “Kalp hastalığı, hipertansiyon, yüksek kolesterol ve anal fistül olmak üzere dört kronik rahatsızlık yaşamını zorlaştırmaktadır. Hapishanede bulunduğu süreçte hem anal fistül hem de Coumadin ilacı için doz ayarının yapılacağı kontrollerine gitmede büyük zorluklar yaşamaktadır. Tahliyesi kararlaştırılmış olmasına rağmen iki yıldan fazladır koşullu salıverilme hakları İdare ve Gözlem Kurulları tarafından engellenmektedir” diye belirtti.