Şirnex’teki “fuhuş çetesi” iddianamesinde sanık olarak yer alan astsubay ve uzman çavuşlar, hala görevlerinin başında. Haklarındaki “fuhuşa aracılık etme” ve “insan ticareti yapma” gibi birçok suç tespitli olan askerler, itiraf ve tape kayıtlarına rağmen tutuksuz yargılanıyor.
Şirnex'te ortaya çıkan "fuhuş çetesi"nin, kentte geliştirdiği ağ, farklı kentlerden kadınların getirilmesi ve para akışında askerlerin rolü tespit edilirken, küçük çocuklara yönelik tehditle tecavüz ve fuhuş zorbalığı da iddianameye yansıdı.
Şirnex’te aralarında çocuk ve Rojavalıların da olduğu kadınlara fuhuş yaptıran “çete”nin, uzman çavuş ve astsubaylarla ilişkisi dikkat çekti. Fuhuş yaptırılan kadınların askerler aracılığıyla kente getirildiği ortaya çıktı.
Federe Kürdistan Bölgesi’nde herkes İmralı’dan gelecek mesaja odaklanırken, eski bir pêşmergenin “26 yıl sonra Serok’u görebilecek miyiz?” sorusu, Abdullah Öcalan’ın bir görüntülü mesajının yaratacağı etkiyi gösteriyor.
Türkiye, Kürt güçlerini kastederek sıklıkla “Yabancı unsurlar Suriye’den çıkarılmalı” diyedursun, HTŞ ve ÖSO bünyesinde Türkiye’nin tabiriyle birçok ülkeden binlerce “yabancı unsur” bulunuyor ve bazıları Colani tarafından kritik göreve getirildi.
Uluslararası komployu cezaevinde karşılayan ve 30 yılın ardından tahliye edilen Fesih Erdemirci, "Öcalan'ın fiziki özgürlüğü olmadan bir şey olmaz. 15 Şubat’ta nasıl herkes onun etrafında kenetlendiyse yine öyle bir seferberlikle bu süreç sahiplenmeli" dedi.
Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için yürütülen kampanyada yer alan insan hakları savunucusu Margaret Owen, "Öcalan özgür olmadığı sürece barış ve müzakereler hakkında diyalog kuramayız" dedi.
Komploya karşı dalga dalga yayılan "Güneşimizi Karartamazsınız" eylemine katılanlar, arkalarında büyük bir direniş mirası bıraktı. Aileler, tek talepleri "özgürlük" olan çocuklarının mücadelesini anlattı.
Abdullah Öcalan'a dönük uluslararası komploya karşı ilk tepki cezaevlerinde "Güneşimizi Karartamazsınız" eylemleri oldu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, asırlık düşmanları bir araya getiren uluslararası komplonun en büyük bölümünün İmralı’da hayata geçirildiğini belirterek, komployla yüzyıl daha sürecek anlaşmazlığın derinleştirmesinin amaçlandığını söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlangıcı olarak gösterdiği uluslararası komployla "Kürtlerin ve Kürdistan’ın kontrol altında tutulmak istendiğini” kaydetti.
Şêx Saîd ile başlayan komploların hegemonya savaşlarının birer yansıması olduğunu söyleyen PKK Lideri Abdullah Öcalan, "NATO’cu savaşın son halkasının" ise kendisine yönelik 15 Şubat 1999 uluslararası komplosu olduğuna işaret etti.
Tarihin en büyük siyasi operasyonlarından biri olarak görülen Abdullah Öcalan'a dönük uluslararası komplo 26. yılında. Öcalan, Türkiye'ye faturası ağır olan komplo sürecini "Atina Davası" kitabında tüm yönleriyle anlattı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Türkiye’de demokratikleşme sorununun anayasanın yeniden yapılanmasıyla aşılabileceğinin altını çizerek, sık sık demokratik anayasa vurgusunda bulunuyor.
90'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetler, gözaltında kaybetmeler ve yargısız infazlara dair davalar, AKP döneminde ya beraat ya da zaman aşımı kararlarıyla cezasız bırakıldı. En son Vartînîs, Nezir Tekçi ve JİTEM Ana davaları benzer akıbeti yaşadı.