Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir

img
ANKARA - Demokratik Konfederalizm’in Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçete olduğunu belirten HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Tüm halkların bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak mücadele etmesi bizi büyük bir başarıya götürecek” dedi.
 
Hakkında kapatma davası olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerine 14 Mayıs seçimlerine giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda halk toplantılarıyla başlayan eleştiri ve özeleştiri süreci, konferansların ardından 15 Ekim günü Ankara’da düzenlenen Büyük Kongre’ye taşındı.
 
Büyük bir değişimin beklendiği ve tüm gözlerin çevrildiği kongrede, partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan da eş genel başkanlığa seçildi.
 
Kongrede, parti tabanın eleştirileri doğrultusunda mesajlar verildi. Sokağı özne kılacak olan mücadele hattı, Kürt sorununun çözümü ve çözümün temel muhatabı olarak kongrede ifade edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele öne çıkan mesajlar oldu.
 
Aynı zamanda Eş Genel Başkan Hatimoğulları’nın, önümüzdeki süreçte toplumsal ve demokratik ittifakı en geniş şekilde kuracaklarına yönelik beyanı dikkat çekti. Hatimoğulları, lise yıllarından bu yana sosyalist fikirleriyle mücadele içerisinde yer alan bir Arap Alevisi. Uzun bir süredir Arap kültürünün ve Arap dilinin canlanması için çeşitli çalışmalar yürüten Hatimoğulları, aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve takiben Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına çözüm aradı.
 
Kongrenin ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, kendi siyasal mücadelesini, Kürt halkının mücadelesiyle yolunun kesişme hikayesini, HEDEP’in Türkiye’deki sorunlara karşı geliştireceği çözümlerin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Köklü bir geleneği olan HEDEP'in yeni eş genel başkanı oldunuz. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
 
Türkiye’nin en önemli siyasal öznesi olan böylesi bir partinin eş genel başkanı olmam, benim açımdan büyük bir onurdur, gururdur. Bu süreci en iyi şekilde nasıl yürütebileceğimiz ve ileriye taşıyabileceğimiz konusunda omuzlarımıza önemli yükler yüklendi. Yoğun ve kolektif emek harcamayı başarabilirsek, bu sorumluluğun altında kalkabileceğiz. Değerli halkımız ve mücadelenin bugüne gelmesini sağlayan cezaevinde ve dışarıdaki partili yoldaşlarımız, bizi bu göreve layık gördüğü için layıkıyla yerine getireceğiz.
 
Eş genel başkan seçildikten sonra kamuoyunda Kürt halkının mücadelesiyle yolunuzun nasıl kesiştiği merak ediliyor?
 
 
Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti.
 
Türkiye’deki sosyalistler içerisinde şanslı olanlardan birisiyim. Çünkü Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın çizdiği siyasi hatta örgütlenmiş insanlardan biriyim. Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1936 yılında kaleme aldığı bir kitabı vardı. Kürt sorununun bugünkü dönemini en iyi anlatan ve ulusal sorun konusunda yaklaşımları oldukça kuvvetli olan bir devrimcidir, sosyalist ve ideologdur. O dönemlerde bizler ilk okuduğumuz kitaplardan birisi onun “İhtiyat Kuvvet: Milliyet, Şark” kitabıydı. Kürdistan’ın bugünkü verdiği mücadelenin alt yapısının sunulduğu kitaptı. Ayrıca Türkiye’de Kemalist soldan farkını ortaya koyan ideolojik hattır. Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti. Tabi ki ben bir Arap’ım. Türkiye’de yaşayan Araplar olarak, kendi kültürümüze, dilimize sahip çıkmayı içimizde geçirirdik. Aslında Kürt özgürlük mücadelesi Türkiye’deki tüm halklara, kimliklere sahip çıkma noktasında örnek olan bir mücadele pratiği yaşattı. Bizler de aynı zamanda bundan etkilenen sosyalist gençlerdik.
 
Biz Arapça tiyatro yaptığımız için ve Arapça müzik yaptığımız için sürekli gözaltına alınıyorduk. Hiç unutmuyorum, bir kere gözaltına alındığımda sorgu esnasında, “Kürtler yetmiyor bir de başımıza Araplar mı çıktı” sözü söylenmişti. Tabi o zaman gözlerimiz bağlı olduğu için sadece ses duyduk. İşkencede söylendi bu sözler. Türkiye’de özellikle Kürt ulusal mücadelesinin geldiği nokta, birçok halkta farkındalık yarattı. Araplar ve başka halklar “ben niye kendi dilim ile konuşmayayım ki” demeye başladı ve asimilasyon politikalarını sorgulamaya başladı. Ben bunu başka halklarda da görüyorum.
 
Yeşil Sol Parti adıyla seçime girdiniz. Seçim sonuçları tüm muhalefette olduğu gibi partinizde de eleştirilere neden oldu. Ancak yine de kongrenize çok güçlü bir katılım oldu ve coşkulu geçti. Kongreniz bu anlamda ne mesaj verdi?
 
Tabi seçim sonuçları bizim islediğimiz şekilde geçmedi. Bizler seçimlerden hemen sonra başlattığımız halk toplantılarını kongremize kadar yaptık, yerellerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunu sadece kendi partililerimizle yapmadık. Fikir olarak da kararlaşma olarak da çok iyi bir süreç işletildi. Şimdi kongremizdeki bu coşku da esasen partimizin yaşadığı tüm baskılara karşı halkımızın verdiği bir cevaptı. Partimize yaşam hakkı tanımayan iktidara verilen güçlü bir mesajdı. Kongremizdeki coşku aynı zamanda yeniden yapılanmanın ürünüydü. Mücadelemizi sürdürmemiz için bizim önümüzü açan bir kongre oldu.
 
Çok güçlü bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Türkiye’de çatışmalar devam ediyor, Rojava’da savaş hali söz konusu, İsrail-Filistin çatışmaları ciddi biçimde devam ediyor. Rusya Ukrayna savaşı söz konusu. Tüm bunları düşündüğümüzde; şu anda sadece Türkiye’nin değil bölgenin ve aslında tüm dünyanın güçlü bir barış hareketine ihtiyacı var. Bizim bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir dönem içerisindeyiz. Yine ekonomik kriz dünya ölçeğinde derinleşmiş durumda. Türkiye’ye baktığımızda bıçak kemiği geçmiş ve iliğe dayanmış. Ekonomik kriz ile mücadele elbette ki geçmiş dönemde olduğu gibi en temel görev ve sorumluluklarımızdan birisiydi. Bu dönemde bunu daha fazla ön plana çıkartmak ve yoksulluk ile daha etkin bir mücadele yürütmek, emek alanında daha yoğun bir örgütlenmeyi yürütebilmek yine dönemimizin ihtiyaçları açısından acil elzem konulardan birisidir. Yine bu dönemde bizim çalışmamızın ana hatlarından biri, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntem ile çözülmesidir.
 
Bunu başarmanın yolu nasıl bir çalışma tarzından geçecek?
 
Muhalefete eleştiriyle başlayacağım bu konuda. Ne yazık ki içinden bulunduğumuz bu rejimle mücadeleyi sandıklara hapsettiler. Tüm umudu sandığa kilitleyen bir ana muhalefet izledik. Ve gördük ki, bu işler öyle her şey sandığa bırakınca olmuyormuş. Bu dönemde en fazla üzerinde durulması gereken noktalardan biri demokrasi mücadelesini alanlarda, sokaklarda, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda ve her yerde yükseltilmeli. Çünkü bahsini ettiğim tüm bu yaşam alanların hepsi daraltmış durumda ve hepsinde devasa sorunlar var. İçinden geçtiğimiz süreç, çoklu kriz sürecidir. Bizler tüm bunlara karşı başta yereller olmak üzere, bahsi geçen tüm yaşam alanlarını örgütleme, o dinamiklerde ortak bileşke oluşturma çabasına gireceğiz. Aynı zamanda tüm muhalefete bu konuda çağrımız var. Bunu kongremizde de çağrıyı yaptık. Burada ben tekrar edeceğim. Türkiye’de hakikaten bu rejimin lağvedilmesi ve bu rejimin gitmesini talep eden, “bu böyle gitmez” diyen, “mutlaka bir şey yapmalıyız” diyen her kesimin, bu ülkedeki tüm aydınların, yazarların, gazetecilerin, Kürtlerin, Alevilerin, dinin AKP eliyle siyasallaştırdığını düşünen mütedeyyinlerin, kadınların, gençlerin ve her kesimin “bu böyle gitmez” paydasında birleşerek, bu iktidarı göndermek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buradan çağrımızı tüm kesimlere yeniliyoruz; gelin biz bu içinde yaşanılmaz rejime git demeyi başaralım.
 
Kongrede yaptığınız bir diğer çağrı da İsrail’in Filistin işgaline karşıydı. O çağrınızda Ortadoğu’nun kanayan iki yarasının olduğunu, bunun da Kürt sorunu ve Filistin sorunu olduğunu söyleyerek tek çözümün, demokratik konfederalizm olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
 
 
Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek.
 
Yüzyıldır İsrail’in Filistin topraklarını işgali söz konusu ve Filistin halkı intifada ile sembolleşmiş bir halktır. Tanklara tüfeklere karşı taş ve sopa ile yanıt veren bir halk. Ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, çok ciddi bir savaş var. Çok fazla sivil kayıpları ve çocuk ölümleri söz konusu. Aynı şekillerde aynı günlerde hatta Erdoğan’ın Filistin için “barış olmalıdır” dediği saatlerde Rojava bombalanıyordu. 1 Ekim’den sonra Rojava’ya dönük yoğun bir bombardıman başlatıldı. Filistin ile Kürtlerin kaderi birçok açıdan birbirine benziyor. Hem içinde bulundukları baskı koşulları hem de bölge halkları tarafından yalnız bırakıldıkları itibariyle de kaderleri birbirine benziyor. Bugün Arap dünyası yeteri düzeyde Filistin’e sahip çıkmıyor. Kongrede çağrı yaptık, Arap coğrafyası Filistin halkının yanında güçlü olarak dursaydı, bu savaş ve çatışma yaşanmazdı. Yine Kürtlerde güçlü bir ulusal birlik oluşmuş olsaydı, Kürt halkının durumu da bambaşka olurdu. Bu anlamda benzerlikleri vardır. Bu sorunun çözümü için Filistin intifadası ile Kürtlerin serhildani yan yana gelmeli, omuz omuza vermeli, birleşmeli. Ancak o zaman biz güçlü bir sonucu hep birlikte alabiliriz.
 
Esasen bölgenin analizini yaptığımız zaman, karşımıza bir kere şu çıkıyor; son birkaç yüzyıldır emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Afrika üzerinde yürüttükleri politika böl-parçala-yönet politikasıdır. Ve bunu sürekli olarak dinler, mezhepler ve etnik kimlikler üzerinden yapmışlar. Şimdi bölgenin bu sorunları çözmesi aynı zamanda emperyalist sömürgeci anlayışa da güçlü bir cevap olacaktır. Bugün Sayın Öcalan’ın geliştirdiği demokratik konfederalizm seçeneği, bu bahsi geçen yaşanmışlıklar için tek reçetedir. Bugün herkesin kendi dilini, kendi inancını ve ibadetini özgürce yapabildiği, kimsenin ötekini hor görmediği bir coğrafyayı yaratmak çok mu zor? Bakın ben bir sosyalist olarak açık yüreklilikle söylüyorum, burjuva demokrasisi bu konuda epey yol almıştır. Bugün İsviçre’ye baktığımızda, birçok kanton var ve birkaç dil konuşuluyor. Ortak resmi bir dil var. Bölündü mü İsviçre? Baktığımız zaman bir burjuva devlet yapılanması ve oldukça da güçlü bir yerde duruyor.
 
Dolayısıyla demokratik konfederalizmin bu topraklarda kök salmasıyla ancak bu sorunlar aşılabilinir. Bu bakımdan da özetle bu reçeteyi hayata geçirmek çok önemli. Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek. Bölgemizde rahat bir nefes alırız. Bölgemizde zaten yıllardır devam eden savaşlar var, bunun da bitmesinin yolu buradan geçiyor.
 
Kongrenizde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair talepler dile getirdiniz.
 
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesi konusundaki ısrarımızı, her zaman olduğu gibi şimdi de sürdüreceğiz. Bu sorunun çözümünde hakikaten en önemli görevi ve rolü oynayacak insan Sayın Öcalan’dır. Bunu biz bildiğimiz kadar aslında sistemin kendisi de çok iyi bilmektedir bunu. Ve Sayın Öcalan’ın bir sözü vardı “bana olanak tanınırsa barışa gidecek yolu bir haftada açarım” demişti. Şimdi bu konuda gerçekten Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak, bunu ben her kesim için söylüyorum ve o nedenle istiyorsak diye ifade ediyorum; tüm kesimlerin İmralı tecridini ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan ile diyaloğun başlatılması yönündeki kanalların açılması gerekiyor. Sayın Öcalan 32 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Ve sağlığıyla ilgili en ufak bir bilgiye dahi kimse sahip değil. Sayın Öcalan, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkları için çok önemli bir önderdir. Dolayısıyla da kendisiyle görüşmenin kanallarının açılması, hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme sorununun çözülmesi konusunda büyük adımlar atılmış olacak hem de Suriye’de şu anda tıkanmış olan siyasetin önünün açılması ve devam eden çatışmaların bitmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ezcümle başta dört parça Kurdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’da çok önemli sonuçlar alabileceğimize inanıyoruz. O nedenle bu kongremizde de öne çıkan noktalardan bir tanesi buydu. Sayın Öcalan’ın fizik özgürlüğü en temel olan noktalardan olan birisi budur.
 
Yükselen bir kadın hareketi izliyoruz. Kongrenizde de “Jin Jîyan Azadî” sloganları sürekli atıldı. Kadın hareketinin mücadelesinin daha da yükseltilmesi ve kadın bakış açısıyla sorunları çözümü kavuşturmak adına önümüzdeki dönemde planlamalarınız var mı?
 
 
Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Mücadelemizin temel paradigması, kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenir. AKP iktidarı döneminde kadınların yaşadıkları inanılmaz korkunç düzeye vardı. Bugüne kadar kadınların birçok emek ve bedelle kazanmış oldukları hakları, AKP iktidarı döneminde tek tek ellerinden alındı. Tabi ki kadınların yaşadıkları sorunlar, AKP iktidarı ile tek başına açıklanmaz. 5 bin yıllık bir ezilme ve sömürülme var ortada. 5 bin yıllık bir erkek egemen sistemle bizler mücadele ediyoruz. Ve bu erkek egemen sistem siyaset alanında, evlerimizin içinde, sokakta, iş hayatında yani toplumun bütün hücrelerine yayılmış ve bütün hücrelerinde gayet canlı ve diri bir biçimde durmaktadır. Bizler ataerkil sisteme karşı güçlü bir mücadele verdik, tarih boyunca. Şimdi de bunu daha fazla geliştirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Somutlaştıracak olursak, AKP iktidarı döneminde kadınlar için çok önemli sözleşmelerden birisi olan İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi nafaka hakkı kaldırılması gündemde.
 
Kadınlara sokakta büyük bir baskı var. Seçimlerden sonra iktidarın tahkim etmeye çalıştığı yeni rejimi, kadınların bedenine çok büyük bir saldırı yapıyor. Hiç tanımadığımız erkekler tarafından sokakta şiddet görebiliyor, hiç tanımadığımız erkekler tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalabiliyoruz. Çok büyük bir cezasızlık sistemi var. Yani bu şiddeti gösteren erkeklere ya da kadın cinayetlerini gerçekleştiren erkeklere ciddi bir yaptırım yok bu ülkede. Çünkü erkek aklı aynı zamanda yargıyı da çok ciddi bir biçimde besliyor.
 
Çeşitli kadın platformları, farklı siyasal alanlarda ve ideolojilerden gelen kadınların bir araya gelerek ortak bir mücadele hattını nasıl geliştirebileceklerini kadın hareketi Türkiye’de gösterdi. Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Seçimlerden sonra özellikle ittifaklar konusu çok konuşuldu. HEDEP’in ittifaklar politikasını nasıl olacak?
 
Seçimlerden sonra ittifak politikamız en çok tartıştığımız konulardan biri. İttifaklar konusunda gelen en temel eleştiri seçimlere iki partiyle girmiş olmak. Yani ittifakın iki partiden oluşmuş olması. Bu eleştiri aslında farklı yorumlara sebebiyet verdi. Yerelden merkeze kadar tartıştık ve nihai kararlaşmayı da konferansımızda sağladık. Bizim ittifak politikalarımız kesinlikle devam edecek. Fakat ittifak politikalarımız, dar anlamda salt bir seçim ittifakı değildir. Bunun bir mücadele ittifakı olduğunu ve Türkiye’de bulunan bütün siyasal odaklar kadar aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bu ittifakın bir parçası haline gelmesi çok önemli.
 
Bundan neyi kastediyorsunuz?
 
 
Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır.
 
Esasen bundan kastettiğiniz şey, bugüne kadar oluşturduğumuz ittifakın siyasi partilerden oluşması. Seçim arifesinde oluştuğu için aslında kamuoyu tarafından bir seçim ittifakı gibiymiş olarak algılandı. Mevcut olan ittifaktaki siyasi yapıların yanı sıra farklı yapılara da ittifakın açılması gerekiyor. Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti savunmak üzere yola çıkanların bir çalışmasıdır.
 
Konferansımızda bahsettiğimiz gibi, bütün toplumsal alanların bir araya gelerek oluşturacağı bir mücadele ve demokrasi ittifakıdır. Bununla ilgili aktif çalışmalar olacak. Kongremizi yeni gerçekleştirdik ve parti meclisimiz toplanacak, MYK belirlenecek. Doğal olarak MYK kendi iş bölümünü de yapacak. Hemen akabinde aktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarda biri ittifaklar olacak. Bu alanda belli başlı arkadaşlarımız ve komisyonlar görevlendirilecek. Bu çalışmayı dinamikleriyle beraber örme konusunda biz üzerimize düşen tüm görevler ve sorumlulukları yerine getireceğiz.
 
Yetkili kurulları oluşturmanızla birlikte, Türkiye’deki soruları çözümü noktasında nasıl bir siyasi güç, nasıl bir parti, nasıl bir HEDEP göreceğiz?
 
Geleneğimiz aynı zamanda geleceğimizdir. Biz HEDEP olarak her ne kadar isim anlamında yeni olsak da yüz yıllardır bu topraklarda egemenlere ve sömürenlere karşı verilen mücadelenin bileşkesiyiz. HDP’nin de ilk duruluş mantığı buydu. Bu bileşkeyi oluşturmaktı. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Bu gelenek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem eksik bıraktığımız ne varsa, onu yapmayı önümüze hedef olarak koyacağız.
 
Deneyimleri de yanımızda alarak biz yeni partimizin daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü deneyimler var çünkü çok zor mücadele alanlarından gelindi. Mesela biraz önce bir arkadaşımız ziyaret etti. Çok uzun yıllar cezaevinde kalmış bir arkadaş. O geldiği zaman dedi ki ‘ben tutuklanmadan önce küçücük odalarda biz parti faaliyetlerimizi yürütürken şimdi bir bakıyorum ne kadar gelişmiş, aslında ne kadar güçlü bir hale geldiğimizi gördüm.’ Bu bizi çok duygulandırdı. Hatta şunu da söyledi; ‘Siz dedi sürekli içinde olan insanlar olarak bunu fark etmiyorsunuz.’ Doğru bir tespit yaptı ve bu değerlendirmeyi değerli buldum. Bizler eksiklerimizi konuşacağız aynı zamanda mücadelemizdeki çok önemli başarıların deneyimlerini yanımıza alacağız, daha ileriye taşıyacağız.
 
Buradan da halklarımıza şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte partimizi yeniden inşa edelim. Gelin hep birlikte partimizi mahalle mahalle, semt semt örgütleyelim. Gelin hep birlikte mahallemizde yaşadığımız sorunlarımızı bir parti kimliği ve kültürüyle dile getirelim ve bu anlamıyla da ihtiyaç ne ise, hep birlikte karşılayalım. Bunun için de güçlü mahalle çalışmalarına komisyonlarına ihtiyacımız var. Bunun da halkımız ve partimizin ortak yürüteceği bir çalışmayla mümkün olduğunun altını bir kere daha çiziyorum.
 
MA / Selman Güzelyüz - Hakan Yalçın

Diğer başlıklar

24/10/2023
11:46 15 yıl hapsi isteniyordu: Beraat etti
11:22 Asrın Hukuk Bürosu’ndan görüşme başvurusu
10:52 MKG: Gazeteci Bal’ı serbest bırakın
10:47 Uzman çavuş eşi ile çocuğunu katletti
10:27 HEDEP’in MYK üyeleri belli oldu
10:17 Gözaltı görüntülerini eleştiren gazeteciye soruşturma
10:16 ‘KDP, MİT’le Mexmûr’u kontrol altına almak istiyor’
10:00 Yazdığı kitabı 'sakıncalı' gerekçesiyle kendisine verilmiyor
09:21 TJA’lılar: Ahlaki politik toplumla özel savaşa cevap olabiliriz
09:19 Akkuyu’da yaşamını yitiren Bul’un annesi: Ambulans 40 dakika geç geldi
09:17 30 yıl sonra tahliye oldu: Bu halk özgürlüğü hak ediyor
09:17 AKP'den seçim hazırlığı: 'Misafirhane'ye 600 asker-polis kaydedildi
09:16 Cûdî Dağı eteklerinde fıstık hasadı
09:15 Semsûr’da enkaz 260 gündür kaldırılmadı
09:13 Mavioğlu: Savunmaya ayrılan bütçe damatlara dağıtılacak
09:13 AKP'ye düşük oy çıkınca sosyal yardımlar kesildi
09:06 ‘Kürt ve Filistin sorunları demokratik yollarla çözülebilir’
09:05 Taşınmaz satan kayyıma tepki: Belediyeyi de satsa borcu ödeyemez
09:01 İmralı'dan 31 aydır haber alınamıyor: Yasalar uygulansın
09:00 Gazeteci Parlak davası: Mahkeme reddettikçe savcı itiraz ediyor
09:00 24 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:30 Cizîr’de HDP binasına polis baskını
23/10/2023
23:16 Barış akademisyeni Körükmez göreve iade edildi
22:16 30 yıl sonra tahliye olan Öztürk: Direnişimizi büyüteceğiz
21:30 Gazeteci Bayram cezaevinden çıktı: Tutukluların sesi olalım
19:20 İran’da bir ayda 9 kişi idam edildi
18:49 Menemen'de kimyasal atık şüphesi
18:25 Filistin ve İsraill'de ölenlerin sayısı 6 bini geçti
17:54 Sêrt’te 5 kişi tutuklandı
17:40 Mahkeme Diyanet’in hakaret içerikli dilekçesini ‘ifade özgürlüğü’ olarak gördü
17:20 İsveç'in NATO'ya katılım protokolu Meclis’e sevk edildi
15:54 10 kişilik koğuşa 26 tutuklu konuldu: Nefes alamıyorlar
15:38 Aşan: İktidar ömrünü uzatmak için anayasa değişikliği istiyor
15:27 HEDEP’ten ‘Kadın Bakanlığı kurulsun’ teklifi
15:20 Slovakya'da gözaltına alınan mültecilerden çağrı
15:01 Hiranur Vakfı’nda tecavüz davası: 3 sanığa 66 yıl hapis cezası
14:58 Tecavüz faili Babat’ın duruşması görüldü
14:44 Gazeteci Kaygusuz’un gözaltı süresi bir gün daha uzatıldı
14:41 Xwebûn editörü Bal gözaltına alındı
14:20 MUÇEP: Muğla'daki 3 termik santral kapatılsın
14:16 Amed Barosu eski yöneticilerine 301’den ceza talebi
14:11 İzlanda'da kadınlardan 1 günlük grev kararı
13:17 Gazeteci Bayram'a hem ceza hem tahliye
13:05 Wan'da depremin üzerinden 12 yıl geçti: Bir toplanma alanı dahi yok
12:59 HDP Mûş İl Eşbaşkanı Nergiz gözaltına alındı
12:50 Ayfer Kaya uzaklaştırma kararına rağmen katledildi
11:47 İsrail'den 'nokta' saldırı
11:39 İstanbul'da ‘Haylo Dîsa Tevlîhev Bû’ izleyiciyle buluşacak
10:56 Tekirdağ’da HDP’li 2 yönetici gözaltına alındı
10:42 Bakırhan'dan yerel seçim mesajı: Kazanımları batıya yayacağız
10:27 Kayyım 420 hektar arsayı daha satılığa çıkardı: Arsalar bitiyor!
10:03 Sudani, Qereçox’daki çatışmaya dair soruşturma istedi
09:09 Keskin: Savaşa karşı çıkarken dile de dikkat etmeliyiz
09:08 ‘Rojava'yı görmeyip Filistin'e destek vermek ikiyüzlülüktür’
09:08 Akdeniz: Filistin için de Kürt sorunu için de çözümü savunmak zorundasınız
09:02 'Tecrit insanlık suçudur'
09:01 10 yılda 383 bin hektarlık alan orman dışı kullanıma açıldı
09:00 Şivon taş ocağı tehdidi altında
09:00 23 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:49 DBP PM üyesi Gültepe gözaltına alındı
22/10/2023
23:33 Qamişlo’daki patlamada bir kadın yaşamını yitirdi
22:49 Gundikê Melê'de kadın şöleni
22:41 Kadın Festivali dengbêj dinletisiyle sona erdi
21:17 Amedspor, Isparta 32 Spor’u 2-1 yendi
20:16 İranlı Pavir itirafçılık dayatmasına karşı açlık grevinde
20:02 Komadaki Armita Ground'un beyin ölümü gerçekleşti
19:08 DBP’den Sevilgen’e ziyaret: Yolun sonunda zafer var
17:49 HEDEP Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu oldu
17:20 DFG gazeteci Bulut’a yönelik saldırıyı kınadı
17:12 HEDEP ve DBP husumetli aileleri barıştırdı
16:42 Emek ve Demokrasi Güçleri: İsrail ile ilişkileri kesin
16:35 Cegerxwîn mezarı başında anıldı
16:05 Koyun sürüsüne tren çarptı
15:44 Aslan: Abdullah Öcalan 24 yıldır tecrit sitemine karşı direniyor
14:58 Tutuklu yakınlarından cezaevlerine dair 11 ihlal
14:34 Gazze'de ölenlerin sayısı 4 bin 651'e çıktı
13:46 Jîna Emînî'nin katledilmesini duyuran gazetecilere hapis cezası
13:26 Anket: AKP ve CHP düşüşte, HEDEP yükselişte
12:37 30 yıl sonra tahliye olan Karaağar’a ziyaret
12:09 Avukatlardan 'Abdullah Öcalan’a özgürlük' kampanyasına destek
11:52 Cegerxwîn'in aramızdan ayrılışının üzerinden 39 yıl geçti
11:41 DBP kongresinde 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' çağrısı
11:14 Amed Şehir Tiyatrosu’nun Kasım ayı programı
10:58 ABD üssüne füze saldırısı
10:16 İşçileri taşıyan servisler çarpıştı: 28 yaralı
10:12 Hatimoğulları: Kaybettirme siyaseti yeterli değil, birlikte yönetmeye talibiz
09:59 Saldırılar 1 milyar dolar hasara neden oldu
09:45 Jin'ın bu haftaki kapağı tecrit
09:14 Gazete çalışanı Bayram’ın duruşması 23 Ekim’de
09:14 Üniversiteliler: Yaşamı ekonomiye göre belirliyoruz
09:12 Tutuklunun ailesi ‘şüpheli’ ölümün aydınlatılmasını istiyor
09:11 Savaşın kiralara yansıması: Yüzde 300 zam
09:10 ‘Üniformalılar özel savaşın aktörü haline geldi’
09:09 Annesinden haksız hapis isyanı: Tokatlı olsaydı teşekkür ederlerdi
09:08 Gazeteci Avesta: KDP meşruiyetini yitirdi
09:04 Sanatçı Şerif Omeri: Tecridi tüm dünyaya duyurmalıyız
09:02 Kanser hastası ve yüzde 80 engelli tutuklunun durumu ağırlaşıyor
09:00 '115 milyar nerede' sorusu 8 aydır yanıtsız
09:00 22 EKİM 2023 GÜNDEMİ
21/10/2023
22:42 Gazze'de Nuseyrat Mülteci Kampı'ndaki çarşı bombalandı
22:14 Êlih’te kadın, kültür ve sanat festivali
21:52 Son 24 saate 248 Filistinli öldürüldü
21:14 Bandırma'da tutukluların yataklarına el konuldu
20:53 Gazeteci Kaygusuz’un gözaltı süresi uzatıldı
20:49 Almanya ve Kıbrıs'ta Türkiye'nin saldırılarına karşı eylem
19:33 Dr. Ceylan: Meme kanserinde erken teşhis önemli
19:12 Cumartesi Anneleri eyleminde gözaltına alınanlar serbest
19:05 Kadınlar Düsseldorft’ta: Özgür kişiliğimizin güvencesi için İmralı surları yıkılmalı
17:58 AKP’nin Torba Kanunu ile 80 bin 415 kişi tahliye oldu
17:54 Çerkezoğlu: Vergide adalet mücadelesini yükselteceğiz
17:47 KESK panelinde bütçe yorumu: İktidarın kimliğini ortaya koydu
17:16 Bayındır: Elinde Kürt kanı olanlar Filistin direnişini istismar ediyor
17:06 İlçe müftüsü çocuğa cinsel tacizden tutuklandı
16:46 Kürt şair Cegerxwîn Wan’da anıldı
16:43 'Öcalan'a özgürlük' kampanyasına Şengal'den destek
16:06 Katledilen Deniz Bülbün’ün kardeşi: Saldırgan ne açıklanıyor ne de yakalanıyor
15:50 Kadın Kültür ve Sanat Festivali başladı
14:19 ‘Hasta tutuklular tedaviye erişemiyor’
14:13 Amed ve Êlih’te kayıp yakınları ‘adalet’ talebini yineledi
14:03 'OHAL Komisyonu keyfi kararlarla hukuki cinayetler işledi'
13:58 İHD: Yılmaz Özalp ihlaller sonucu yaşamını yitirdi
13:41 Gözaltında kaybettirilen Fehmi Tosun’un akıbeti soruldu
12:47 Kaya’nın kaçırılmasına tepki: Olayın takipçisi olacağız
12:10 Cumartesi Anneleri eyleminde 26 kişi gözaltına alındı
11:25 Kafkas Üniversitesi’nde adrese teslim öğretim üyesi alımı
11:23 Mersin’de kaçırılan gence 'IŞİD'e teslim ederiz' tehdidi
10:30 İzmir depremi sonrası uzmanlardan açıklama
10:12 Tiryaki: Aday belirleme sürecinde her hanenin kapısını çalacağız
09:36 Manisa'da 350 işçi yemekten zehirlendi
09:30 Abdullah Öcalan’a yeni ‘disiplin’ cezası
09:14 İstinaf, Recep Hantaş cinayetinde ‘nasıl ceza verilmez’in yolunu gösterdi
09:13 AKP, zenginlerin vermesi gereken 2,2 trilyon vergiden vazgeçti
09:12 Hastalığı tüm vücuduna yayıldı: Songül Adın tedavi edilmiyor
09:12 Kürt hastaya Arap tercüman: Muayene olamadı
09:11 Belediye eşbaşkanına aynı gerekçeyle ikinci soruşturma
09:10 PYD Girkê Legê Eşbaşkanı Murad: Ekmeksiz de kalsak direneceğiz
09:09 Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılara tepki: İsrail ve Türkiye aynı
09:04 Barış Anneleri: Zulüm her yerde zulümdür
09:02 Depremde yıkılan Musolar'a ne gelen var ne giden!
09:00 21 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:36 Wan'da 4 büyüklüğünde deprem
20/10/2023
22:50 ÇHD’li avukatlar: Filistin ve Rojava’da savaş suçu işleniyor
22:38 30 yıllık tutuklu Karaağar tahliye oldu
21:48 Eskişehir’de düğüne operasyon: 23 gözaltı
21:41 GÖÇİZDER’e açılan kapatma davası ertelendi
21:36 Filistin Sağlık Bakanlığı: Bin 400 kişi kayıp
20:56 Danıştay, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bir davaya daha bakacak
20:31 Yanardağ’a verilen cezanın gerekçesi: Tecride karşı sözleri ‘iç acıtıcı’ bulundu
20:22 Ülkelerin Filistin için temasları sürüyor
19:41 Emek ve demokrasi güçlerinden barış çağrısı