SÊRT

 

Sêrt Emek  ve Demokrasi Platformu öncülüğünde Güres Caddesi’nde bulunan Sancaktar Ortaokulu önünde bir araya gelen kitle, akış, zılgıt ve sloganlar eşliğinde halaya durdu. “Demokratik toplum için barışa ses ver, Yaşasın 1 Eylül” pankartını açan kitle “Jin jiyan azadî”, “Bijî aşitî”, "Savaşa hayır, barış hemen şimdi" ve "Bîji yekitiya gelê Kurd" sloganları ile Demokrasi Meydanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. 

 

Burada açıklama metnini okuyan DEM Parti Sêrt İl Eşbaşkanı Revşan Arslan, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ilan edilen 1 Eylül Dünya Barış Gününün, faşizme karşı halkların direnişinin sembolü olduğunu söyledi. Revşan Arslan, “Sayın Abdullah Öcalan’ın yıllardır işaret ettiği gibi, insanlık Üçüncü Dünya Savaşı’nın girdaplarında yaşamaktadır. Küresel sermayenin krizi ve emperyalist paylaşım savaşları, halkların yaşam alanlarını savaş meydanına çevirmiştir. Açlık, yoksulluk, göç ve ölüm milyonların ortak kaderi haline getirilmeye çalışılmaktadır” dedi.

 

‘ABDULLAH ÖCALANIN ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANMALI’

 

Ortadoğu’nun merkezinde yıllarca süren savaşlarda, Kürt halkının büyük bedeller ödemesine rağmen varlığını koruduğuna değinen Revşen Arslan,  “Bugün ise çözüm ve özgürlük talebini daha güçlü biçimde ortaya koymaktadır. Bugün barışın kapısını aralayacak yol bellidir: Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür koşulları sağlanmalı, Kürt halkının varlığı ve hakları yasal güvenceye alınmalı, anadilde eğitim ve kültürel haklar tanınmalı, halkın iradesini yok sayan kayyım uygulamaları son bulmalıdır. Kürt sorununun demokratik çözümü; yalnızca Kürt halkının değil, Türklerin, Arapların, Lazların, Çerkeslerin, Alevilerin, Êzidîlerin ve tüm halkların geleceğinin anahtarıdır” diye belirtti.  Revşen Arslan, savaşsız, sömürüsüz demokratik bir toplum için 1 Eylül’de her kesin barışa ses olması gerektiğini vurguladı.

 

Açıklama, Sêrt Barış Anneleri'nin güvercinler uçurması ardından çekilen halaylarla son buldu.

 

XARPÊT 

 

Xarpêt’te Emek ve Demokrasi Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında açıklama yaptı. Hozat Garajın’da bulunan DEM Parti İl binası önünde yapılan açıklamada, “1 Eylül Dünya Barış Günü savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz” pankartı açılarak, “Aştî û civaka demokratîk jibo azadiyê ked e", “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Bijî aşîtî, yaşasın barış” dövizleri taşındı. Açıklamaya DEM Parti Xarpet il ve ilçe yöneticileri, Emek ve Demokrasi platformu ve çok sayıda yurttaş katıldı. 

 

Açıklama sırasında sık sık, “Bijî aşitî” sloganları atıldı. Ortak hazırlanan metni Emek ve Demokrasi Platformu adına DEM Parti Xarpet İl yönetiminden Nihat Yuca okudu. 

 

Ülkede, bölgede ve dünyada barışa çok fazla ihtiyacın olduğunu vurgulayan Yuca, “Savaştan nemalananlar ile emekçileri açlık ve yoksulluğa mahkûm edenlerin aynı çıkar çevreleridir. Dolayısıyla barış ve demokrasi talebi Emek ve Demokrasi güçleri için ekmek ve su kadar temel ihtiyacı haline gelmiştir. 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle; emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz” dedi.

 

DÊRSIM

 

Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde Sanat Sokağı’ndan Seyit Rıza Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe platform bileşenleri, yerine kayyım atandıktan sonra görevden alınan Dêrsim Belediyesi Eşbaşkanları, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüsü Yüksel Mutlu, DEM Parti Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu ve çok sayıda kişi katıldı. Yürüyüşte “Demokratik ve eşit bir yaşam in barışa ses ver. Yaşasın 1 Eylül Barış Günü” pankartı açılırken sık sık “Yaşasın halkların eşitliği”, “Barış hemen şimdi”, "Yaşasın barış”, “Bîjî aşîtî” sloganları atıldı. Yürüyüşün ardından barış ve demokrasi yolunda şehit düşenler için saygı duruşunda bulunuldu.

 

‘MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’

 

Basın metnini Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu adına DEM Parti Dêrsim İl Eşbaşkanı Özcan Ateş, okudu. Ateş, barışın sadece çatışmaların, şiddetin sona erdirilmesi için değil toplumun eşit özgür birlikteliği içinde gerekli olduğunu söyledi. Toplumsal barış  sağlanmadan sağlıklı gelecek kurulamayacağını ifade eden Ateş, “Seçilmişlerin zindanlara doldurulduğu işçi emekçilerin sendikal ve grev haklarının engellendiği, kadın kimliğinin yok sayıldığı, toplu sözleşmelerde sefalet ücretlerinin dayatıldığı, Alevi kutsallarına mescitlerin yapıldığı inanç asimilasyonun sürdüğü, maden politikalarıyla doğanın talan edildiği, baraj politikalarının sürdüğü, doğa kırımının sıradanlaştığı, toplumsal kırım olarak yozluğun, yolsuzluğun, yoksulluğun dayatıldığı, eğitimin tarikatlaştırıldığı bir anlayışla toplumsal barışı sağlamak zor olsa da bizler asla yılmayacağız. Mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi. 

 

Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu, savaşın çatışmanın nelere mal olduğunu yaşadıkları coğrafyadan bildiklerini belirterek şunları söyledi: “Elbette bu ülkede barış akademisyenlerden emekçilerine kadar barış istediği için işinden olan, yerinden olan, yurdundan olan, göç etmek zorunda kalan emekçiler, insanlar, kurumlar, şahıslar, kişiler var.  Dolayısıyla bu savaşlarda başta kadınlar olmak üzere ulus devlet kapitalist modernitenin bütün coğrafyada farklı halklara ilişkin inkar, imha, tecrit politikalarını bu zihniyet üzerinden inşa ettiğini biliyoruz. Kendi topraklarımızda bu zihniyet yüzünden yıllarca biz, ‘Varız, var olacağız, haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz’ dedik. Ve soluk soğuğa bu ülkede bir mücadele yürütüldü. 27 Şubat'ta Sayın Öcalan İmralı'dan barışa ilişkin çağrı yaptığında şunu söyledi. ‘Evet silahlar susmalı, bu ülkede bir barış, gelişmeyle, geliştirilmeli, bu barışta demokratik toplum ve barışla sağlanmalı’ dedi. Nasıl ki varlığımızı inşa etmeye çalıştığımız savaş süreci kadar barış süreci bir o kadar mücadele isteyen bir süreçle karşı karşıya. Hepimizin omuzlarında belki çok daha büyük bir sorumluluk, çok daha bir, büyük bir görev var.”

 

Yapılan konuşmaların ardından etkinlik müzik dinletisi ile sona erdi.

 

ERZİNGAN

 

Erzingan Emek ve Demokrasi Platformu, Erzingan Cumhuriyet Meydanı’nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya platform bileşenleri ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada “Savaşsız sömürüsüz bir dünya istiyoruz”, “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır” pankartı açıldı. Basın metnini Erzingan Eğitim-Sen Şube Başkanı Hüseyin Taner, okudu.

 

ÇEWLİG 

 

Çewlig’de Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yürüyüş ve açıklama yapıldı. Çewlig’in Genç kavşağında bulunan Akbank önünden bir araya gelen kitle PTT Kavşağı’na kadar yürüdü. “Demokratik toplum için barışa ses ver” pankartının taşındığı yürüyüşte yol boyu, “Bijî aşitî” sloganları atıldı. Kitle PTT Kavşağı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya STK’lar, DEM Parti il, ilçe yöneticileri, DBP il, ilçe yöneticileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. 

 

Burada ortak hazırlanan metni DBP Eşbaşkanı Şevket Kalındamar okudu. 1 Eylül’ün, geçmiş savaşların anısı değil; bugün halkların özgür geleceği için yükseltilmesi gereken güçlü bir çağrı olduğunu vurgulayan Kalındamar, “Sayın Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ bu topraklarda ve tüm dünyada en güçlü barış çağrısıdır. Bizler biliyoruz ki barış bir tercih değil, halklarımızın ortak varoluş koşuludur. Sayın Öcalan’ın paradigmasının işaret ettiği gibi, çözüm yalnızca silahların susması değil; stratejisi demokratik siyaset, taktiği ise bütünsel hukuk ve öz savunma olan demokratik toplumun inşasıdır. Bu ise yerelden başlayıp halkların, değişim dönüşümü esas alarak kapitalist sistemin topluma enjekte ettiği hastalıklı tüm yapılardan arınmasıyla mümkündür. Sayın Öcalan’ın Barış çağrısını,1 Eylül Dünya Barış Günü meydanlarda en güçlü şekilde sahiplenmek bizleri barışa bir adım daha yaklaştıracaktır.  Barış için yapılan bu çağrı, aynı zamanda sömürüye, cinsiyetçiliğe, milliyetçiliğe, doğa talanına ve emperyalizme karşı bir çağrıdır” ifadelerini kullandı. 

 

Açıklama alkışlarla son buldu.

 

 

ÊLIH 

 

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Kolej Metrosu önünde bir araya geldi. “Söyleyecek Sözümüz Barışı Getirecek Gücümüz Var” ve “Barış Hemen Şimdi” pankartı açan kitle buradan Sakarya Caddesi’ne yürüyerek basın açıklaması düzenledi. Yüzlerce kişinin katıldığı basın açıklamasında sık sık, “Barışa ses ver, deng bide aşitî”, “Jin jiyan azadî”, “Kadınlar barışta ısrar ediyor”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları atıldı. Yürüyüşte oluşturulan kortejde “Biji aşiti biji azadî”, “Türk Kürt Ermeni yaşasın halkların kardeşliği”, “Yaşasın sosyalist ortadoğu”, “Demokratik toplum için barışa ses ver”, “Barış ve demokratik bir toplumda ısrar edeceğiz” ve “Zimane me hebuna me ye” pankartları da taşındı. 

 

Ayrıca yürüyüşte yaşamını yitiren DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder, gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan da anılarak, “Sırrı’ya sözümüz barış olacak” sloganı atıldı. 

 

‘SOYKIRIM POLİTİKALARINA SESSİZ KALMIYORUZ’

 

Basın açıklamasında Ankara Kadın Platformu adına konuşan Sinejan Kurt, kadın katliamları ve şiddete işaret ederek, bütün dünyada otoriter rejimler eliyle baskının arttığına vurgu yaptı. Sinejan Kurt, “Demokratik haklara yönelik saldırılar artarken biz kadınlar haklarımıza ve geleceğimize sahip çıktığımız gibi barış umudumuz için de mücadele ediyoruz. Dün Êzîdî kadınlara yaşatılanlardan bildiğimiz IŞİD karanlığı bugün Suriye rejiminin desteklediği cihatçı çeteler eliyle Alevi ve Dürzilere yönelik mezhepçi katliamlar olarak sürüyor. Türkiye ve bölgede barış ve demokratik çözümün sesini yükseltmek için, hakların eşit, özgür birliği için sokaklardayız. Suriye'de, Gazze'de, İran'da, Türkiye'de eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren tüm kadınları selamlıyoruz” diye belirtti. 

 

‘TALEPLERİMİZ GÜVENCEYE ALINMALI’

 

Ardından Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşan Yeşil Sol Parti Ankara İl Sözcüsü Aydın Şimşek ise yıllardır süren savaşın sona erdirilmesi için ortaya konan bir iradenin olduğu vurgusunu yaparak, “Müzakereler devam ediyor. Halkların, barış, demokrasi ve özgürlük talebinin gerçekleşeceği, cezaevleri başta olmak üzere, ağır hak ihlallerinin sonlandırılacağı, taleplerimizin her alanda vereceğimiz mücadeleyle gerçekleşeceği, yasal düzenleme ile güvenceye alınmasının bilinci ve umuduyla; ‘Barış hemen şimdi’ diyoruz” diye kaydetti. Ortadoğu’da savaş sürdükçe Türkiye’deki barışın kalıcı olamayacağına işaret eden Şimşek, “Ne Suriye’de, ne İran’da, ne Kürdistan’da ne de Filistin’de savaş istemiyoruz. Ortadoğu halkları kardeştir; sınırların ötesindeki barış da bizimdir. Suriye’de, Filistin’de, İran’da, Ukrayna’da insanlar ölüyor, öldürülüyor. Göçe zorlanıyor. Suriye’de Aleviler, Dürziler katlediliyor. Bizden susmamızı istiyorlar ama susmayacağız. Biz biliyoruz: barışı istemeyenler, savaşlardan beslenenlerdir. Emperyalizme karşı yaşasın halkların dayanışması! Savaş değil, adalet istiyoruz! Savaş değil, özgürlük ve demokrasi istiyoruz! Savaş değil, eşitlik istiyoruz! Hayatlarını barış için kaybeden Sırrı Süreyya Önder, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için de barış istiyoruz” diye ekledi.

 

Sonrasında konuşan DEM Parti Milletvekili Sevilay Çelenk dünyadaki tüm krizlerin çözüm yolunun barış zemininden geçtiğine vurgu yaptı. 

 

ESKİŞEHİR

 

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu Köprübaşı’ndan Ulus Anıtı’na yürüdü. “Demokratik toplum için barışa ses ver” ve “Bölgede barış ülkede demokrasi” dövizlerinin taşındığı, “Bê ziman jiyan nabe” ve “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganlarının atıldığı yürüyüş sonrası Platform adına Hüseyin Öztürk açıklama yaptı. Milliyetçilik, militarizm, ve siyasal islam ekseninde toplumsal kutuplaşmanın derinleştiğine dikkat çeken Öztürk, “AKP iktidarı tarafından yıllardır Kürt sorununda izlenen baskı ve şiddet politikaları, demokratik çözüm ve halkların kardeşçe bir arada yaşama iradesini baltalamaktadır. Geniş emekçi halk kesimleri yoksullukla ve geleceksizlikle boğuşurken, parasız sağlık, barınma, eğitim ve temel insani ihtiyaçlara erişimi imkansız hale gelmişken, milyarlarca dolar devlet kaynağı savaş bütçelerine ayrılmaktadır” dedi. 

 

KALICI BARIŞ İÇİN ŞARTLAR

 

Kalıcı barışın mümkün olduğunun altını çizen Öztürk, kalıcı barışı sağlayacak maddeleri şu şekilde sıraladı: "NATO’dan ve emperyalist savaş ittifaklarından çıkılmalıdır. Ülkemizdeki Nato üsleri kapatılmalıdır. Sınır ötesi operasyonlara son verilmelidir. Lgbti+ ve bütün ötekileştirilen kesimlerin yaşam haklarının üzerindeki tahakküm ve nefret söylemi son bulmalıdır. Ülkenin her yerinde toprakların emperyalist tekellere peşkeş çekilmesine karşı ekolojik ve sürdürülebilir bir yaşam var edilmelidir. Göçmenler ve mülteciler üzerinden yürütülen milliyetçi politikaların ülkeyi sürüklediği karanlıktan acilen çıkarılması için toplumsal barış talebi öne çıkartılmalıdır. Ülkemizin ve bölgemizin geleceği barışçı, eşitlikçi, halkların iradesine dayalı politikalarla kurulmalıdır.Eşit, parasız, bilimsel, laik, anadilinde eğitim tesis edilmelidir. Kürt sorunu, demokratik ve eşit yurttaşlık temelinde çözülmelidir."

 

AGIRÎ