ANKARA - Saadet Partisi Milletvekili ve komisyon üyesi Bülent Kaya, komisyonun Abdullah Öcalan’ın beyanlarına başvurabileceğini belirterek, “Bu süreçte özellikle Türkiye dışında yaşayan Kürtlerin dertlerini dert edinen bir dış politika ortaya konulmalıdır” dedi.
Kürt sorununun çözümüne dair Meclis’te oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. Komisyon bugüne kadar büyük oranda sürece ilişkin farklı çevreleri dinleyerek önerilerini aldı. Saadet Partisi İstanbul Milletvekili ve komisyon üyesi Bülent Kaya, komisyon çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kaya, dinlemelerin bir alt yapı oluşturması açısından katkı sağladığına işaret ederek, komisyonun farklı toplumsal kesimlerden oluşan kişi ve kuruluşları dinlediğini ve sürece katkı sunan görüş, beyan, teklif ve eleştirilerin yapıldığını kaydetti. Kaya, “Bu dinlemeler öncelikle sürece dair bir zihni alt yapının oluşmasına katkı sağladı. Ayrıca bu süreçten doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen kesimlerin sürece dair bakışlarını bizzat dinleme imkanı elde ettik. Yine bu sürece dair akademisyenler, düşünce kuruluşları ve kamuoyu araştırma şirketi sahipleri, iş ve işçi dünyasının temsilcileri dinlenerek hem sürece dahil olmaları hem de temsil ettikleri kitlelerin kanaat ve beklentileri alınmış oldu. Kanaatimce olabildiğince sürecin genele yayılması ve toplumsal rıza üretilmesi açısından son derece faydalı dinlemeler oldu” dedi.
‘DİNLEMELERİN SONUNA GELİNDİ’
Komisyonun dinleme ve bilgi aktarımı kapsamında yapacağı çalışmaların sonuna doğru geldiklerini belirten Kaya, “Zaten planlamamız gereği bu dinlemeler yapılacaktı. Sonrasında sürecin gerekliliği olan idari ve yasal adımların değerlendirilerek çerçeve bir öneri ile komisyon raporuna dönüştürülmesi ve yine Türkiye’nin demokrasi ve hukuk alanındaki sorunlarının tespiti ile önerileri içeren bir raporun komisyondan çıkması hedeflenmektedir. Artık bu diğer iki başlık altında öneriler ele alınmaya başlanır” diye belirtti.
Sürecin toplumsallaştırılmasının sadece Komisyon üyelerinin çalışmaları ile mümkün olmayacağı vurgusunu yapan Kaya, “Bu komisyona katkı sunan partilerin gerek kendi teşkilatlarını gerekse kendisine oy ve gönül veren seçmenleri bu konuda bilgilendirici program ve toplantılar yapması gerekir. Siyasi partilerin lider ve kadroları bu süreci sahiplenip kamuoyuna aktarma noktasında çalışmalar ortaya koydukça sürece destek artar. Ayrıca güvenlik bürokrasisi ve iktidar yetkililerinin sürece dair özellikle Suriye sahası ile ilgili tereddüt veya kaygı içeren açıklamaları sürece olan desteği olumsuz etkiler” diye konuştu.
AİHM VE AYM KARARLARI
Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bazı kritik kararlarının uygulanmamasını “güvenlikçi” politikalardan kaynaklandığını söyleyen Kaya, “Bu güvenlikçi politikaların baskın olmasına yol açan siyasi süreçlerle de ilgilidir. Dolayısıyla siyasi iklimin güvenlikçi politikalardan özgürlüğe evrilmesi uygulanmayan bu kararların mahkemelerce dikkate alınmasına olumlu olarak yansıyacaktır. Buna dair yasal bir düzenleme ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda yasaların gerekli açıklığı içerdiğini düşünüyorum. Sürece dair güven oluşturacak adımlar atılacaksa başta Selahattin Demirtaş olmak üzere bazı siyasi kişilikler hakkında verilen ve uygulanmayan AİHM ve AYM kararları bir an önce uygulanmalıdır” ifadelerinde bulundu.
‘ABDULLAH ÖCALAN'IN BEYANLARINA BAŞVURULABİLİR’
Komisyonun süreç kapsamında birçok kişi ve kurumun beyanlarını aldığını ve alması gerektiğini belirten Kaya, “Bu kapsamda lideri olduğu örgüte silahları bırakma, fesih ve tasfiye çağrısında bulunan Abdullah Öcalan’ın da sürece dair beyanlarına başvurulabilir. Bunun zamanlaması ve ne şekilde olacağı teklif ve öneri olarak komisyon gündemine getirildiğinde ihtiyaç olup olmadığı, ihtiyaç ise bu beyanların ne şekilde alınacağı komisyonda görüşülerek bir karara varılır. Bugüne kadar konu henüz komisyona öneri olarak gelmemiştir” ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMA GÜVEN VERİLMELİ’
Silahların imha edilmesi ve örgütün fesih ve tasfiyesine yönelik kararların güven verici adımlarla desteklenmesi gerektiğine işaret eden Kaya, “Artık buradan geriye dönüşü mümkün olmayan bir sürece girildiği konusunda topluma güven vermek gerekir. Ayrıca devletin de bu sürecin gerekliliklerini kısa zamanda gündemine ve uygulamaya alarak güven verici adımlarla süreci hızlı işletmesi gerekir. Özellikle Türkiye dışında yaşayan Kürtlere dair daha kuşatıcı, kucaklayıcı ve onların dertlerini dert edinen bir dış politik yaklaşım ortaya konulmalıdır. Bu bağlamda Türkiye dışında yaşayan Kürtlerin Türkiye'ye bir duygusal aidiyet oluşturmasına imkân verecek adımlar atılmalıdır” dedi.
MA / Ömer Güngör