Tuncer Bakırhan: Cumhuriyetin 102. yılında: Nasıl birlikte yaşayacağız?

img
HABER MERKEZİ - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, T24'te "Cumhuriyetin 102. yılında: Nasıl birlikte yaşayacağız?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, T24’te “Cumhuriyetin 102. yılında: Nasıl birlikte yaşayacağız?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. “Cumhuriyet, ‘Nasıl birlikte yaşarız?' sorusuna verilmiş dünya-tarihsel cevaplardan biridir" diyen Bakırhan, “Bugün gelinen noktada farklı kesimler farklı gerekçelerle barışa ihtiyaç duyuyor, demokrasiyi zorunlu görüyor" ifadelerini kullandı. 
 
Bakırhan’ın yazısının tamamı şöyle:
 
"Cumhuriyet, “Nasıl birlikte yaşarız?” sorusuna verilmiş dünya-tarihsel cevaplardan biridir. İlan edilişinden 102 yıl sonra, hâlâ aynı soruyu soruyoruz: “Nasıl birlikte yaşayacağız?”
 
Cumhuriyete neden ihtiyaç duyduğumuzu anlamadan bugünü kavrayamayız. Birçok sorunun cevabı bu sualin içinde gizli. Osmanlı İmparatorluğu’nun “utangaç” modernleşmesi Cumhuriyetle belli ölçüde “radikal” bir hal aldı. Fakat modernleşme farklı biçimler almasına rağmen Cumhuriyet ile demokrasi arasında derin bir gerilim süregeldi. 1946’da çok partili hayata geçildi ama gerçek demokrasiye geçilemedi.
 
Cumhuriyetin bu topraklardaki yolculuğu, modernleşme çabasıyla şekillendi. 102 yıl sonra artık şunu çok daha net görüyoruz:Bu toprakların kendi gerçeğini ve dinamiklerini görmezden gelemeyiz. Canımızı acıtan, yüreğimizi yakan nice tecrübeler yaşadık. İçinde yer alan tarihsel ilişkiler, hukuku, düzeni onarmamız gerekiyor.
 
Tarih ve sosyoloji perspektifinden bakıldığında Türkiye hem Doğu hem de Batı’dır. Hem geleneksel hem de moderndir. Onu eşsiz kılan da tam olarak bu. Belki de artık bu gerilimleri büyütmeden aşmanın, diyalog kurmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Yunus Emre’yle Goethe’yi, Ahmedi Xani’yle Nazım Hikmet’i birlikte okumaktan, farklı dünyalar arası temaslar ve kucaklaşmalardan bahsediyorum.
 
İşte tam da bunu başarabilmek için Cumhuriyete dair yanlış kabullerimizle yüzleşmeliyiz. Devleti toplumun, yurttaşın üstünde tutan zihniyet, Osmanlı’dan başlayarak Cumhuriyetin kuruluşunda da etkisini sürdürdü. Oysa bizim Cumhuriyet ve halk egemenliğiyle doğrudan, ilkeli bir bağ kurmamız gerekiyor. Evet Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim biçimi olmasının ötesinde; devletin yüzü, bütünlüğü ve devamlılığı olarak kodlanmış bir olgu olarak görüldü. Demokrasi ise, halkın bu olguya dahil olduğu bir form olarak tanımlandı. Sonrasında hep şuna tanık olduk: Devlet, kendi bekasını ve kurucu ideolojisini tehdit altında hissettiği her an, demokrasiyi temel bir değer değil, konjonktüre göre askıya alınabilecek bir “tedbir” olarak gördü. Bu yanlıştı ve bu yanlışın tezahürü en çok Kürt meselesinde hayat buldu. Demokrasiye dönük bu gerilim hali halen çözülemedi. Bir haklar rejimi olan Cumhuriyet ile bir yaşam biçimi olan demokrasi arasındaki gerilimi çözmemiz gerektiğine inanıyoruz. Başka bir deyişle: Demokrasiyi bir hak, Cumhuriyeti sorumluluk olarak içselleştirirsek, 102 yıldır derin krizler üreten yanlışları aşmamız mümkün.
 
CUMHURİYETİ YENİDEN DÜŞÜNMEK
 
Toplumsuz cumhuriyet olmaz, kamusuz demokrasi olmaz. Cumhuriyet bir kavram, bir egemenlik biçimidir ama onu diğer bütün egemenlik biçimlerinden ayıran alameti farikası demokrasidir.
 
Tarihe 4 Mart 1925’ten baktığımızda bu Cumhuriyetin harcı Takrir-i Sükun ile değil, demokratikleşmeyle karılmalıydı.
 
Tarihe 17 Eylül 1961’den baktığımızda bu Cumhuriyetin meşru başbakanı ve arkadaşlarını idam etmesine değil, demokrasiye saygı duymasına ihtiyaç vardı.
 
Tarihe 24 Ocak 1980’den baktığımızda bu Cumhuriyetin ülkeyi sömürüye açan kararlara değil, demokratik ekonomiyi güçlendirmesine ihtiyaç vardı.
 
Tarihe 20 Aralık 1982’den baktığımızda bu Cumhuriyetin eğitim kurumlarında başörtüsü yasağına değil, özgürlükleri garanti altında tutan demokratik normlara ihtiyacı vardı.
 
Tarihe 1 Mayıs 2007’den baktığımızda bu Cumhuriyetin demokrasiye darbe anlamına gelen 367 kararına değil, demokratik siyasetin kanallarını en etkin şekilde açan kararlara ihtiyacı vardı.
 
Tarihe 20 Temmuz 2016’dan baktığımızda bu Cumhuriyetin bir OHAL rejimine değil, daha fazla demokrasi diyen ortak sesine ihtiyacı vardı.
 
Özcesi bu cumhuriyetin temel sorunu şuydu: Kamu ile devleti özdeşleştirerek, devletten ayrı kolektif varoluşlara ve özgür-eşit yurttaşlar alanına izin vermedi. Yurttaşı aktif bir siyasi özne olarak tanımadı, iradesinin önüne sürekli engeller koydu. İşte bugün bu cumhuriyeti topluma iade etme, yurttaşlara teslim etme zamanı.
 
KÜRT MESELESİ: CUMHURİYETİN DEMOKRATİKLEŞME İMTİHANI
 
102 yıllık Cumhuriyet serüveninde Kürt meselesi, temelde haklar ve her düzeyde siyasal katılım sorunudur. Cumhuriyet ile Demokrasi arasındaki gerilimin en acı sonucudur. Bugün, hepimiz yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Barış ve Demokratik Toplum Süreci, tarihi bir fırsat sunuyor.
 
Bugün gelinen noktada farklı kesimler farklı gerekçelerle barışa ihtiyaç duyuyor, demokrasiyi zorunlu görüyor. Kimi devletin bekası için, kimi bölgesel dengeler için, kimi küresel konjonktür için… Belki de toplumsal muhalefet ile iktidar arasındaki temel ayrım burada yatıyor. Konjonktürel bir kesişim var ortada. Bizim görevimiz bu sürece sahip çıkmak, halkın Cumhuriyeti kendine mal ederek demokratik bir yaşam biçimine dönüştürmesine öncülük etmektir. Bunu başarabilirsek, Cumhuriyet ve Demokrasi devletin gerektiğinde askıya alabileceği bir araç olmaktan çıkacak, toplumsal bir yaşam biçimi haline gelecektir. Farklı kesimlerin tanındığı, katı merkeziyetçi ve keyfiyete dayalı düzenin reddedildiği Demokratik Cumhuriyet, devletin bekasının da en güçlü teminatıdır. Ancak bu teminat, salt hukuksal bir tanımanın ötesinde, bu farklı kesimlerin bir arada yaşama iradesini göstermesiyle somutlaşır. İşte bu ortak iradenin toplumsal hayattaki karşılığı olan ve birbirimizin hayatlarına korkusuz bir şekilde katılmak anlamına gelen demokratik entegrasyon, Cumhuriyetin kendisini savunabilmesinin kalıcı ve gerçek yoludur.
 
TARİHSEL HAFIZAYI DEMOKRATİKLEŞTİRMEK
 
Halkın Cumhuriyet ve Demokrasi’yi 102 yıl sonra kendine mal etmesi, Kürt Meselesinin de çözümüdür. Kürt ve Türk halkları arasındaki tarihsel ilişkileri bu bağlamda düşünmeliyiz: Ayrıcalıkların gerekçesi olarak değil, Cumhuriyetin demokratikleştirilmesine imkân sunan ortak bir hafızanın parçası olarak.
 
Mustafa Kemal 21 Haziran 1919’da Ahmet İzzet Paşa’ya, Kara Vasıf’a ve Halide Edip’e gönderdiği telgrafta şöyle yazıyordu: “Kürtlerin serbestçe gelişimlerini temin etmek bakımından ırk hukuku ve toplumsal olarak en çok gözetilen ulus olmaları dahil desteklenmeli…”
 
Yine 16 Haziran 1919’da Cemilpaşazade Kasım Bey’e çektiği telgrafta Kürtler ve Türkleri öz kardeş olarak tanımadıktan sonra şöyle diyor: “…. Kürt kardeşlerimin hürriyeti ve refah ve ilerlemesinin vasıtalarını sağlamak için sahip olmaları gereken her türlü hukuk ve imtiyazların verilmesine taraftarım.”
 
20-22 Ekim 1919 tarihli Amasya Protokolü’nde vatan “Türk ve Kürtlerin oturduğu arazi” olarak tanımlanmıştı. Bugün 21. yüzyılda bu tanımı sadece iki halkın egemenliği olarak değil, tüm halkları ve inançları dahil eden eşit yurttaşlık fikri için bir imkân olarak değerlendirmeliyiz. Mesele ayrıcalıklı olanları değil, tüm halklar için eşitlik ve adaleti çoğaltmaktır.
 
Cumhuriyetin demokratikleştirilmesi, aynı zamanda tarihle ilişkimizin de demokratikleştirilmesi demektir. Resmi dil, bayrak, ortak vatan demokratik bir toplumda ayrıcalıkların ifadesi değildir. Tarihten süzülüp gelen müşterek yaşamın doğal sonucudur. Bugün Kürtler, Türkler, Araplar, Çerkezler, Ermeniler, Lazlar, Aleviler, Sünniler, Süryaniler ve bu coğrafyanın bütün halkları ve inançları sadece eşit bir hukuku inşa için değil, aynı zamanda ortak tarihsel hafızalarına sahip çıkmak için mücadele ediyorlar. Birlikte yaşamı güçlendirecek ortak bir tarihsel hafızaya sahip olmak, hepimiz için büyük bir şans.
 
1 EKİM’DEN BU YANA: BARIŞIN YENİ DİLİ
 
1 Ekim 2024’te başlayan süreç, Türk-Kürt ilişkilerinin demokratik zeminde güncellenmesi için tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu süreç sadece bir sorunun çözümü değil, Demokratik Cumhuriyetin inşa şansıdır. Onlarca yıldır süren çatışma, binlerce insanımızın canına mal oldu. Artık bu acıya son verme, barışı ve demokrasiyi birlikte kurma zamanıdır. Bunu “demokratik müzakere” ile mümkün kılabiliriz. Bu bağlamda bu kavram kilit roldedir. Çünkü düşünmek ve konuşmak arasında kurulan zorunlu ilişkiyi hatırlatır. Son yüz yılın tecrübesi ve 50 yıllık çatışmalı dönemin acı dersleri bize bunu öğretti. Barış sadece silahların susması değil, eşit yurttaşlığın, demokratik katılımın, özgürce konuşmanın tesis edilmesidir.
 
Şu açıktır; Cumhuriyet hem bir kurtuluş hem de bir kuruluş projesi olarak doğdu. Bu aralıkta Kürtler, kurtuluş sürecinin asli ortağıyken, kuruluş aşamasının nesnesi haline getirildiler. Yani ilk başlangıç için gerekli olan çoğulcu ittifak ruhu, devleti ve ulusu kurma aşamasına gelindiğinde yerini homojen, merkeziyetçi bir modele bıraktı. Bu bakımdan, tam da bugünün barış arayışı, aslında 102 yıl sonra bu “kuruluş” hikayesini, “kurtuluşun” çoğulcu ruhuyla yeniden anlama ve hatırlama çabasından başka bir şey değil.
 
Mustafa Kemal, 1930’da Afet İnan’ın derlemesiyle çıkan Medeni Bilgiler kitabında “Demokrasinin tam ve açık olarak uygulandığı hükümet biçimi cumhuriyettir. Demokrasi ilkesinin en çağdaş, en akılcı uygulayımını sağlayan yönetim biçimi cumhuriyettir” der ve aynı kitapta şu vurguyu ekler: “Hakların en birincisi yaşamak hakkıdır, diğer bütün haklar ve bu haklara karşılık görevler hep yaşamak hakkına dayanır.”
 
O halde teşbihte hata olmaz: “Cumhuriyetin 102. yılında barış, yaşam hakkının bir gereğidir.”
 
Ezcümle, Cumhuriyetin 102. yılını geride bırakırken, ikinci yüzyıla dair en büyük umut ve hedefimiz, demokrasi ile Cumhuriyeti barıştırmak olmalıdır. İnanıyoruz ki halklar, bugün de ortak yaşam sözleşmesini birlikte yazabilecek kudrete sahiptir.
 
SIRRI SÜREYYA VE HALAY!
 
Sözlerime son vermeden önce sevgili Sırrı Süreyya Önder’i de bir hikâyesiyle anmak istiyorum. Bir düğün hikayesiyle nasıl bir Cumhuriyet istediğimizi çok güzel anlatmıştı. Adıyaman’ın tek halk eğitim salonunda yapılan düğünlerden bahsediyordu. Karadeniz’den gelen bir ailenin horonu, yerel halayla karşılaştığında ortaya çıkan tabloyu anlatıyordu. “Bir müddet sonra herkes ayağını, ömründe ilk defa oynayacağı bir oyuna uydurmaya çalışırdı. Ortaya eşsiz bir koreografi çıkmazdı belki ama herkes eğlenirdi. Çünkü ortaklaşa yapılıyordu bu. Mühendislik yaklaşımları eşsiz koreografiler arar, tepeden iner. Kâğıt üzerinde her şey rasyonel gözükür ama insan ve toplum dediğimiz canlı organizma ile çarpışınca, genellikle sonuçları irrasyonel çıkar.”
 
Evet, sevgili Sırrı Süreyya’nın sözüyle: Cumhuriyeti bir halay gibi ele almalıyız. Herkesin adımını, sesini, rengini katıp, birbirimize ayak uydurarak ve kimseyi dışarıda bırakmadan yan yana olabilmek… İşte ancak böyle bir Cumhuriyet, gerçek bir Demokratik Cumhuriyet olabilir."

Diğer başlıklar

28/10/2025
23:16 Tuncer Bakırhan: Cumhuriyetin 102. yılında: Nasıl birlikte yaşayacağız?
22:31 DEM Parti Kadın Meclisi'nden Hüda Kaya'ya verilen cezaya tepki
22:17 Sındırgı depreminde Manisa’da 83 yapı etkilendi
21:51 Konya'da yolcu otobüsünde yangın
21:46 Van Valiliği, 29 Ekim’i şarkıları yasaklanan Grup Yorum’un marşıyla kutladı
21:00 Ateşkese rağmen Netanyahu'dan yeni saldırı emri
20:56 Hüda Kaya hakkında tutuklama kararı
20:46 Gazeteci Hıdır Yıldız gözaltına alındı
20:28 Berçem Şaşmaz taziyesine kitlesel ziyaret
19:50 17 il için 'sarı kod' uyarısı
19:42 Kadınlardan 11. Yargı Paketi tepkisi: Yasaklara karşı birlikte duracağız
19:20 Gözaltındaki 24 öğrenci serbest bırakıldı
19:18 Muğla'da çocuk cenazesi bulundu
19:11 İşçiler direniyor: İrademizi teslim etmeyeceğiz
18:26 Hak savunucusu Halime Pejvak İran’da gözaltına alındı
18:16 CHP’li Enginyurt, hakkında taciz iddiaları olan Tekinoğlu'nu danışmanı yaptı
16:59 Emniyet müdürü şiddetten tutuklandı
16:55 Hacettepe öğrencilerine palalı saldırı protesto edildi
16:49 Eşref ve Mustafa Akyıldız için kurulan taziyeye kitlesel ziyaret
16:22 İhraç edilen emekçiler için çağrı: Tüm haklarıyla görevlerine iade edin
16:19 Gazeteci Aykol'un durumu kritik aşamada
16:06 ‘Çıplak aramaya sessiz kalmayacağız’
15:51 Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Hacettepe Üniversitesi'ndeki ırkçı saldırıya tepki
15:07 İHD: İfade özgürlüğü yaşamsal bir öneme sahiptir
15:02 Roboskî İçin Adalet Girişimi: Barış için yüzleşme şart
15:00 ‘Ölene kadar tutsaklık ilkesi tutsakların yaşam hakkını engelliyor’
14:43 Kadın öğrencilere çıplak arama dayatmasında takipsizlik kararı
14:34 Haber-Sen TELE1'e kayyım atanmasını protesto etti
14:04 Katledilen Sevcan Demir için adalet ve duyarlılık çağrısı
14:03 Durdurma kararına rağmen geyik avı sürüyor
13:23 Manavgat Belediyesi soruşturmasında 24 gözaltı
13:08 'Kuyu Tipi' cezaevlerine ilişkin açıklama: Tutsakların seslerini duyurun
13:00 Feminist filozof Eva Kittay’dan Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek mesajı
12:58 DEM Parti, 11 yıl önce su baskınında yaşamını yitiren 18 işçiyi andı
12:29 Amed Barosu ‘süreç’ komisyonu kurdu
11:51 İki kentte ev baskınları: En az 15 gözaltı
11:37 Cemil Bayık: Entegrasyon yasaları bir an önce çıkarılmalı
11:22 'Eşit yurttaşlık temelinde hukuki, yasal ve idari düzenlemeler yapılmalı'
10:42 Özgür Basın'ın Mamoste'si: Kadri Kaya
10:11 İranlı Prof. Dr. Mansuran: Öcalan'ın paradigması yeni bir çağın başlangıcıdır
10:03 İzmir ve Manisa'da su baskınları
10:02 Mêrdîn Baro Başkanı: Güven için Meclis artık adım atmalı
09:57 'Ukrayna Savaşı Rusya'da iç dengeleri tetikleyebilir'
09:51 DBP'den 'süreç' için kapsamlı eylem planı
09:46 ‘Tecrit altında barış sürecinin işlemesi mümkün değil’
09:39 Türkdoğan: ‘Şiddet’ bahanesi kalmayan iktidar adım atmazsa teşhir olur
09:36 Hasta tutsak Çam günde 17 ilaçla hayata tutunuyor
09:34 EMEP Genel Başkanı: Taraflara eşit koşullarda görüşme şansı tanınmalı
09:31 DİSK Basın İş Genel Başkanı Dedeoğlu: Yüzde 95’lik medya gücü iktidara yetmiyor
09:31 Gabar Dağı’ndaki ağaç kıyımı Sêrt tarafına kaydırıldı
09:28 Koma Amed: Burada ilk güne döndük, Evdilmelik Şêx Bekir’i hissederek
09:13 Eğitim Sen Kadın Sekreteri: Cezasızlık çocuğa yönelik suçları yaygınlaştırıyor
09:03 Wan'da 21 ayda 2 bin 299 kadın ve çocuk hedef alındı!
09:02 Cumhuriyet’in 102’nci yılı: Tek güvence kadın kurtuluş hareketi
09:00 28 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:12 Dêrik Zeytin Festivali’nde binler buluştu
08:07 Adana'da bir kadın katledildi
27/10/2025
23:01 Balıkesir'de 6.1 büyüklüğünde deprem
22:20 BM'den PKK'nin kararına dair açıklama: Tüm taraflar iyi niyetle hareket etmeli
21:15 Süveyda’ya 12 kez dron saldırısı düzenlendi
21:11 Irkçı saldırıda yaralanan arkadaşları için hastaneye giden öğrencilere gözaltı
20:22 Papa 14. Leo Türkiye'ye geliyor
20:09 Türkiye 44 Eurofighter savaş uçağı alacak
20:02 Wan-Colemêrg yolunda kaza: 2 kişi hayatını kaybetti
19:28 KESK'ten Şık Makas işçilerine destek
18:48 TFF'de bahis skandalı
18:39 223 işçinin eylemi aylardır sürüyor
18:13 İsrail'in Gazze'ye saldırıları sürüyor
18:10 Tarsus'ta 26 öğrenci zehirlendi
17:58 İzBB'de 40 işçinin işine son verildi
17:55 Hakları gasp edilen işçiler ve sendika temsilcileri gözaltına alındı
17:52 Engin Baltaş, evli olduğu kadını katletti
17:48 Türkiye’den çekilme kararı nasıl alındı, bundan sonra hangi adımlar atılacak?
17:46 Tutsak yakını çocuğa çıplak arama dayatması
17:35 DBP Kadın Meclisi: Özgür bireyin varlık zemini demokratik komündür
17:23 Hacettepe Üniversitesi'nde ırkçı saldırı
16:17 Kadın Ormanı Projesi'nde 500 meşe fidanı dikildi
15:58 Gazeteci Hüseyin Aykol'un hayati riski devam ediyor
15:38 Halay videosu gerekçesiyle tutuklamaya tepki
15:35 DİSK-AR: Geniş tanımlı işsizlik 11 milyona ulaştı
15:25 Hol Kampı’ndan 840 kişi Irak’a gönderildi
15:15 Zozan Ayaz’ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:03 DFG: Barışın sesine sansür vurulamaz
14:21 Kurtulmuş: Fikirlerin konuşulduğu yeni bir döneme girilecek
14:06 Marmara için fırtına ve sağanak uyarısı
13:54 Siyasetçi Tepeli'nin tutukluluğuna itiraz edildi
13:30 Arjantin’de ara seçim: Trump'un müttefiki kazandı
13:09 ‘Merîwan ormanları tehlikede’
12:26 TÜİK’e göre işsizlik oranı Ağustos ayı ile aynı
11:50 İstanbul Adliyesi önünde silahla kendisini yaraladı
11:00 Tuncer Bakırhan: Sürecin ikinci aşaması hukuki adımlardır
Tülay Hatimoğulları: Atılan adım Cumhuriyeti demokratikleştirmek için fırsat
10:30 BUDO'nun 8 seferine fırtına iptali
10:28 Amed’li yurttaşlar: Kürt hareketi ve Abdullah Öcalan barışta net, devlet adım atmalı
10:03 Mehmet Bayrak: Cumhuriyetin içi demokrasi ile doldurulmalı, çözüm süreci hızlandırılmalı
09:29 ‘Satılıktır’ afişi örgütsel pankart sayılıp tutuklandı
09:27 Gazeteci Yurtsever: Fermuar sürekli Kürt tarafınca çekiliyor
09:22 SYKP Eş Genel Başkanı: İlk iş Kürtlerin kolektif haklarını tanımaktır
09:19 Eren Keskin: Asıl adım atması gereken devletin kendisidir
09:16 Ünsal: Abdullah Öcalan’ın koşulları bir müzakerecinin koşullarına evrilmeli
09:00 27 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:49 İmamoğlu, Yanardağ ve Özkan tutuklandı
26/10/2025
22:02 Amed Kitap Fuarı son buldu
20:22 Karadeniz'de 3,7 şiddetinde deprem meydana geldi
19:58 DAD Eş Genel Başkanı Kete: Barışın toplumsallaşması için devlet somut adım atmalı
19:55 Sultan Özcan: Demokratik cumhuriyetin yeniden inşası için fırsat
18:45 Amedspor-İstanbulspor maçı berabere bitti
18:43 Anatolia Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği açıldı
18:39 Kadınlar toplumu 11'inci Yargı Paketi'ne karşı durmaya çağırdı
17:29 Amedspor maçında dev Rojin Kabaiş dev kareografisi açıldı
16:55 Motokuryelerden Rojin Kabaiş için eylem
16:53 Koma Amed konserine katılanlar: Önderliğin özgürlüğü her şeyden önemli
16:21 Meral Danış Beştaş: Hukuk olmadan barış da demokrasi de inşa edilemez
16:09 HPG'li Deniz ve Sevgi'nin taziyelerine kitlesel ziyaret
16:08 Amed’de 4.0 büyüklüğünde deprem
16:01 'Trump'un barışı, Filistin halkını teslim almayı hedefliyor'
15:59 Canpolat: Öncelikli adım Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür
15:20 'PKK üzerine düşeni yapıyor, devletin adım atmaması kaygı verici'
15:13 Entübe edilen gazeteci Aykol'un hayati riski devam ediyor
15:06 HPG Komuta Konseyi’nden Devrim Palu: Koşullar yaratılırsa çekilme rahat yapılır
14:53 Tahmaz: Sürecin ihtiyacı olan yasalar çıkarılmalı
14:44 Tepkiler sonuç verdi: İran 5 Kürt tutsağın idam cezalarını kaldırdı
14:37 YJA Star'lı Revşen Kaçak ve Kevser Ren'in taziyelerine kitlesel ziyaret
14:35 Colemêrg’te 2 gencin şüpheli ölümü
14:22 Özgürlük Hareketi’nin tarihi adımı dünya basınında
14:19 Uçum: Geçiş süreci hukukuna uygun adımların atılacağı anlaşılıyor
14:15 Ekinci: Geri çekilme çatışmasızlığı güçlendiren stratejik bir yönelimdir
14:09 Akın Birdal: 'Umut hakkı'nın kullanılabilirliği artık açıklanmalı
13:53 Tarihi törende neler yaşandı?
13:40 İmralı Heyeti ve Erdoğan görüşmesi 30 Ekim'e ertelendi
13:31 Yüksel Genç: Demokratik bir Türkiye olanağı yakalanmıştır
12:59 Abdulkadir Güleç: Sürecin ruhuna uygun yasalar çıkartılmalı
Ekin Yeter: Demokratik entegrasyonla birlikte barış sağlanmalı
11:46 Kürt Özgürlük Hareketi’nden üçüncü geri çekilme kararı
11:30 Sabri Ok: Hukuksal çalışmalar yapılmalı
11:27 İşte tarihi açıklamanın görüntüleri
11:21 DEM Parti, tarihi adıma dair açıklamasını 27 Ekim'de yapacak
11:09 AKP'den Kürt harketinin Türkiye'den çekilme kararına ilişkin ilk açıklama
10:55 Arjantin’de halk parlamento seçimleri için sandık başında
10:49 Esenyurt mitingine katılan yurttaşlar: Abdullah Öcalan özgür olmalı
10:47 Rusya’dan Kiev’e hava saldırısı: 3 ölü, 29 yaralı
10:30 Kürdistan'da yüzde 70 'umut hakkı'nın tanınmasını istiyor
09:47 Tarihi açıklamanın ilk fotoğrafları
09:37 Tarihçi Aydın: Kürtler, 1924'ten itibaren ağır bir tasfiye sürecine uğradı
09:08 PKK Kongre kararları kapsamında yeni bir tarihi adım: Güçlerimizi çekiyoruz
09:01 Jin dergi Rojin Kabaiş’i kapağına taşıdı
09:00 İzmir’deki cezaevlerinde 15 tutsak tahliye edilmiyor
09:00 26 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:04 İstanbul’un 4 ilçesinde eylem yasağı
25/10/2025
21:56 Ateşkesi ihlal eden İsrail Gazze’yi havadan vurdu
21:33 Koma Amed konseri coşkuyla başladı coşkuyla bitti
19:58 Halk Koma Amed konserinde: Hedefimiz Öcalan’ın özgürlüğü