Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la görüşme kararıyla DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman Abdullah Öcalan'la görüştü. Meclis Başkanlığı, yaptığı açıklamayla görüşmeyi "sürecin toplumsal bütünleşme, kardeşliğin güçlendirilmesi ve bölgesel perspektifte olumlu ilerleme açısından önemli bir adım" olarak yorumladı. Komisyonun, 26 Kasım'da yeniden toplanarak görüşmeye dair gündemi değerlendirmesi bekleniyor.

 

Görüşmeye giden süreci ve görüşmeyi değerlendiren Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan, görüşmenin halkla paylaşılmasını isteyerek, "Meclis'teki komisyon adaya gittiyse komisyon üyelerinin başkanla ne konuştuğu, başkanın onlara ne söylediği paylaşılmalıdır" dedi. 

 

Görüşmenin süreç açısından son derece kıymetli olduğunu ifade eden Öcalan, "Ancak bu görüşme halkla paylaşılmazsa bunun ne anlamı kalır? Halk, 'Bunlar gittiler geldiler; ama ne konuştular?' diye soruyor. Eğer halkın bilgisi yoksa bu sürecin gerçekliği nasıl anlaşılacak? Gidenleri tebrik ediyoruz, doğru ve güzel bir iş yaptılar. Fakat oradaki konuşmalar, hem komisyonun hem de başkanın söyledikleri, olduğu gibi halka açıklanmalıdır. Kim ne dediyse açıkça söylenmelidir. Halkın da bu görüşmeden haberdar olması gerekir" ifadelerini kullandı. 

 

'ÇÖZÜM HALKLA BİRLİKTE OLUR' 

 

Sürecin özünün Kürt meselesi olduğunu vurgulayan Mehmet Öcalan, "Başkan, bu sürecin özünün Kürt meselesi olduğunu ifade ediyor. Kürt meselesi yaklaşık 100 yıldır sistem tarafından bastırılmaya ve saklanmaya çalışıldı, büyük bedeller ödendi. Bu aynı zamanda Türkiye'de demokrasi meselesidir. Sorun hangi yöntemle çözülecek, konuşulması gereken budur. Halk doğru bilgilendirilirse, çözümde onlarla birlikte olur" diye konuştu.

 

'BU MESELE BÖLGE HALKLARIN ORTAK MESELESİDİR'

 

Abdullah Öcalan'ın yıllardır dile getirdiği çözüm perspektifinin yalnızca Kürt meselesiyle sınırlı olmadığını söyleyen Mehmet Öcalan, "Başkan, 26 yıldır adada dile getirdiği düşüncelerin sadece Kürt sorunu değil, aynı zamanda Ortadoğu'nun çözümüyle de ilgili olduğunu söylüyor. Bu mesele, Türklerin, Arapların ve bölgedeki tüm halkların ortak meselesidir. Kürtler 100 yıldır inkar ediliyor, Kürtler de 'Biz varız' diyor. 50 yıldır süren bir çatışma var, büyük bedeller ödendi, iki tarafta da büyük acılar yaşandı. Artık bu kanın dökülmesi son bulmalıdır. Sorun demokratik yollarla çözülmelidir" şeklinde konuştu.

 

'MEDYA KENDİNİ VE HALKI KANDIRMAMALIDIR'

 

Bazı yayın organların süreç karşıtı dilini eleştiren Öcalan, "Medya kendini ve halkı kandırmamalı, gerçekleri açıkça konuşmalıdır. Gerçeklik neyse onu söylesinler. Bugüne kadar bu sorunun bastırılması ve saklanması ne Türklere ne Kürtlere kazandırmadı" diye belirtti. 

 

'SÜRECE KARŞI ÇIKANLAR İNSANLIĞA KARŞI ÇIKIYOR'

 

Kürt halkının büyük acılar yaşadığını belirten Öcalan, Kürtler için artık özgürleşmenin vakti geldiğini vurgulayarak şunları söyledi: "Kürtler 4 parçaya bölündü, büyük acılar yaşandı. Bu halk artık özgürleşmek istiyor. Türkiye'yi bölmek gibi bir amaç yok, yalnızca yasal ve demokratik haklar talep ediliyor. Bu haklı ve doğru bir taleptir. Türk halkının da buna destek vermesi gerekir. Bu sürece karşı çıkanlar, aslında insanlığa karşı çıkıyor. Oysa burada amaç, ölümlerin bitmesidir." 

 

'CHP SÜRECİ DARALTMAK YERİNE KATKI SAĞLAMALIDIR'

 

CHP'nin görüşmeye katılmama kararını da eleştiren Öcalan, Kürt seçmenin uzun yıllardır büyükşehirlerde CHP'ye destek verdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: "Başkan, 26 yıldır İmralı'da bu sorunun demokratik çözümü için mücadele ediyor. CHP'ye de büyük önem verdi, yaptığımız her iki görüşmede de CHP'nin komisyonda olması gerektiğini söyledi. Ancak CHP'nin şu anki tutumu yanlıştır. Süreci daraltmak yerine katkı sağlamalıdır. CHP'ye çağrımız şudur: Bu süreçte komisyonda yerlerini alsınlar ve bu hatadan vazgeçsinler. Bu süreç sadece Kürtler için değil, herkes için bir kurtuluştur. CHP diyor o taraf doğru bu taraf yanlış, Kürt hareketi tektir. Eğer CHP bu sürece gerçekten katkı sunarsa teşekkür ederiz. Ama sürece karşı gerçekçi olmazsa, İmralı Adası'ndaki görüşmeleri reddederse, bunu yapanları eleştiririz. Onu açıkça ayıplarız."

 

MA / Melik Varol